ŞAYAN ERCAN

2020 yılı ülkemize ve tüm dünya ülkelerine hiç de iyi gelmedi. Umarız ki en kısa zamanda bu virüs denilen illetten kurtuluruz.

Tatil programı yapan yüzlerce kişi belki de bu planlarından bu sezon vazgeçecek, ya da ortalık biraz düzelse dahi karar vermek için iki kez düşünecek. Yerli, yabancı turist oranı sayıca en aza inecek, belki de insanlar bu durumdan sıkılıp çok da riayet etmeyecek.

Yazılı ve görsel basında farkı farklı bilgiler de bizleri şaşkına çevirdi. Birilerini izlediğimizde biraz iyimser düşünmeye başlarken.. Bir diğerini dinlediğimizde daha da karamsarlığa düşüyoruz.

Ülkemizdeki kayak merkezleri sezonu çok erken kapatmak zorunda kaldı. Yaz geldiğinde de devam edeceğini söyleyen, hatta yılın bu şekilde maskeler, sosyal mesafe, sokağa çıkma yasaklarıyla geçeceğini anlatan bilim kurulu üyeleri; virüs tehlikesi gündemini koruduğu sürece ne acıdır ki kısıtlamalarla yılı bitireceğimizi de söylüyorlar.

Öncelikle ülke ekonomisi açısından çok üzücü bir durum. Sadece turizm de değil tabii ki, her türlü ithalat, ihracat, üretim ve ticaret de nasibini alıyor maalesef..

Covid - 19 ismi önce insana sempatik gibi geliyorsa da, tüm dünyamız için bir felaket oldu. Binlerce can kayıplarıyla bu gelişmelerin iyimser düşünülecek bir yanı yok. Fakat biz her dramatik olayda, mutlaka iyimser bir taraf bulabilen, üzerine espriler üreten bir milletiz. Bu toplumsal yapımız belki de, geçirilen travmayı psikolojik olarak daha az hasarla atlatmak adına, faydalar da sağlayacak.

Bu demek değil ki, kayıtsız değiliz. Evet insanların sürekli evlerinde kapalı kalmaları kolay bir süreç değil.. Fakat bunu hep yergili yönleriyle düşünerek kendi kendimizi sıkıntıya sokmanın da bir yararı yok.. Bu gelişmelerin ve sokağa çıkma yasaklarının bazı iyi yönlerini de düşünelim, daha iyi.

Örneğin;

"Evde Kal” sloganıyla üretilen espriler, ailece kaynaşmalara da vesile oldu.

Beyler ve hanımlar evde birlikte yemek yapmaya ve hatta ekmek üretmeye bile başladılar.

Sosyal medyada marifetlerini paylaşarak daha bir keyif aldılar.

İnsanlar home ofis çalışarak, iş ve ev hayatının bu buluşmasının farklı bir tadına vardılar.

Bazıları, daha önce kıymetini bilmedikleri uzaktaki yakınlarını özlediklerini fark ettiler.

Komşuluk ilişkileri pekişti; evden çıkamayan belli yaş üstü komşuların market alışverişinde yardımcı olunarak, yakınlaşmalar sağlandı. Kimileri de balkonlardan müzik aletleriyle komşularına konserler verdiler.

İnsanlar öncelikle uykunun ve evde dinlenmenin tadını çıkarttılar. Ardından kitaplar, internet dünyası ve televizyon proğramlarıyla sarmaşdolaş oldular.

Aile içi şakalar, fıkralar, anıları yad etme ve espriler..

Ve daha neler neler..

Sizlerin de eminim ki daha akla gelmeyen çok güzel anılarınız oldu.

Böyle bir felaket karşısında moralleri yüksek tutmak adına, bardağın bu dolu tarafını da aklımızdan çıkarmayalım olur mu..

Toplumca bütün sıkıntılardan kurtulduğumuz güzel günlere..

Sağlıkla, saygıyla, sevgiyle kalın.

Kaynak: http://www.bursaarena.com.tr/su-virus-salgini-dedikleri-makale,4456.html