17 Mayıs 2020, Pazar 3:05

Dr. MEHMET ÖZDEMİR

Hocaların Hocası, Hocam İoanna Kuçuradi'ye..

Çok değerli Hocam İoanna Kuçuradi kendi alanında dünyanın ve ülkemizin en önde gelen felsefecilerinden biri. Dünyada kendi konusunda belki de en öncü kişi. O bir filozof, öğrencilerin çok sevdikleri, hayran oldukları sevgili İoanna Hocası. Felsefe bölümünde doktora yapmak için kırk yaşını aşmış bir matematik öğretmeni olarak tekrar üniversitenin kapısını çalmıştım. Çalıştığım özel okulda yoğun bir programım vardı, işim zordu. Her şeyi göze alarak bilimsel hazırlık sınavına başvurdum. İoanna Hocayı ilk gördüğümde doğrusu çekindim. Hocaların hocası bu filozof zeki bakışlarıyla bizi adeta süzüyordu. Etrafımdaki kişilerden “İoanna Hoca burada”, “ondan geçmek çok zordur, yandık” biçiminde sözler duyuyordum. Sınavı geçtikten sonra özgüvenimi biraz toparladım. Kendisiyle sohbet etmek istiyordum. Doğrusu çekiniyordum da… ODTÜ’de matematik bölümünü bitirmiş, mastırı da eğitim alanında yapmıştım. Gençliğimden beri felsefe kitapları okuyordum. Seviyordum felsefeyi, fakat kafamda herşey darmadağınıktı.

Zaman geçtikçe İoanna Hocanın yüreğinin güzelliğini, alçak gönüllülüğünü, yaptığı işi ve öğrencilerini çok sevdiğini farkettim. Üstelik müthiş bir hafızaya sahipti, hiçbir şeyi unutmaması çevresindeki insanları adeta şaşırtırdı. Hocamı daha da tanıyınca hayran oldum ve derslerde kendimi ifade etmeye başladım. Bütün güçlüklere rağmen ona layık olabilmek için çalışıyordum. Kimi zaman, “hadi matematikçi bir de sen söyle” derdi. Bu hoşuma giderdi, demek ki Hocamın bana karşı bir kanaati oluşuyordu. Bir hatamı bulursa herkese fırça attığı gibi bana da fazlasıyla fırça atardı. Olsun, fırça yemek olsun da İoanna Hoca’dan olsun, başım gözüm üstüne. Hiç alınmazdım.

Hiç unutamam, bir gün gecenin geç saatlerine kadar derse devam ettik. Doktoranın en baba derslerinde biri olan "Kant" dersiydi. Biz dersi İngilizce kaynaktan takip ederken Hocamız hem İngilizce kaynağı hem de orijinali olan Almanca kaynağı birlikte kullanıyordu. İngilizce kaynaktan yaptığımız hataların anında Almancasını bulup düzeltiyordu. Almanca bilen bir arkadaşımızın itirazlarını sabırla dinler, onunla Almanca tartışır ve ikna ederdi. Yine bir gün boş bulundum, “Hocam kaç dil biliyorsunuz?” diye sordum. Bana kalın gözlük camlarının arkasından “sana ne” der gibi bakıverdi. Çekingenliğim gitmişti sanki, ben artık Hocamın karşısında rahattım. Bu rahatlık özgüvenimi daha çok artırdı, ona saygımı ve sevgimi kendi doğallığımda gösterebildim. Doktora sürecinde kendisinden epeyce ders alma imkânım oldu, bütün öğrencilerini desteklediği gibi ben de desteğini gördüm açıkçası. Dersler bitmiş, Hocamız ile konuşmak için daha samimi ortam oluşmuştu. İnat ya, merak ediyordum. Ona kaç dil bildiğini tekrar soruverdim. Gülümseyerek bize döndü, “yedi dili kullanabiliyorum ama İngilizce, Almanca ve Fransızca’ya daha çok ihtiyacım oluyor”. Bir yabancı dili bile tam olarak öğretemediğimiz bu eğitim sisteminde yedi yabancı dil.. Muhteşem bir şey !

Mezun olduktan sonra da hiç iletişimimi koparmadım. Fırsat buldukça rahatlıkla arar hal hatır sorarım. Üniversiteye gittiğimde kendisini mutlaka ziyaret ederim. Her tarafı kitap olan kocaman odasında, Hocamı çalışırken bulurum. Ya öğrencilerin tezini okur ya da vereceği bir konferansın hazırlığını yapar. “Çok iş var Mehmet” der.

İoanna Hoca çalışarak, sürekli üreterek, paylaşarak yaşayan bir kişilik. Çevresinden ve öğrencilerinden gerçek saygıyı, sevgiyi ve hürmeti gören çok saygın bir insan. Her ziyaretimde bu büyük insanın derinliğinden çok etkilenirim, kendimce ders çıkarırım. Çalıştığım özel okulda bir söyleşi yapması için ricada bulunmuştum. Programı çok yoğun olmasına ragmen sağ olsun bize de zaman ayırdı. Konu “etik değerler ve insan haklarıydı”. Acaba öğrencilerin seviyesine inebilir miydi? Doğrusu bu konuda biraz endişeliydim. Öğretmenler, öğrenciler ve çalışanlardan oluşan bir kalabalık pür dikkat Hocayı keyifle dinlediler. Sonra öğrencilerin sorularını cevapladı. Söyleşi sonrasında kimi katılımcıların, “Hoca bize insanlık dersi verdi, insan olabilmek zor zanaat…" gibi konuşmalarına tanık oldum. İşte yaşamını insanlığın değerleri ve daha güzel bir dünya için adayan duayen İoanna Hoca.