Almanyada Özile Destek Gösterisi
Almanyanın başkenti Berlinde, artan ırkçı söylemler sebebi ile Alman Milli Takımından ayrılan Mesut Özile destek amaçlı protesto gösterisi düzenlendi.
Almanyanın başkenti Berlinde, artan ırkçı söylemler sebebi ile Alman Milli Takımından ayrılan Mesut Özile destek amaçlı protesto gösterisi düzenlendi.
Almanyanın başkenti Berlinde maruz kaldığı ırkçı söylemler sebebi ile Alman Milli Takımından ayrılan Türk kökenli futbolcu Mesut Özile destek amaçlı protesto gösterisi düzenlendi. Protestocuların hedefinde ise yayınladığı ırkçı haberleri ile bilinen Bild gazetesini de içerisinde barındıran Almanyanın en büyük medya kuruluşlarından biri olan Axel Springer Medya Grubu vardı. Axel Springer Verlag önünde toplanan yaklaşık 300 Türk, yıllardır ırkçılığı körükleyen ve ülkede birlikte yaşama kültürünü zedeleyen yayınlar yapan Alman basınını eleştirdi.
Hacivat Sanat ve Kültür Derneğinin düzenlediği eylemde, başta Bild Gazetesi ve Axel Springer grubu olmak üzere, ülke genelinde artan ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve İslam düşmanlığında Alman medyasının kışkırtıcı rol üstlenmesine dikkat çekildi.
Dernek adına bir konuşma yapan aktivist Bilgili Üretmen, Almanyada yabancıların yıllardır sınıflandırıldığı ve ikinci sınıf vatandaş muamelesine maruz bırakıldığını söyledi. Basının bunda büyük rol oynadığının altını çizen Üretmen, “Ben eskiden çocukken Alman Milli Takımını tutardım. Benim kahramanım Pierre Littbarskiydi. Littbarski forması giyer, zaman zaman o formayla da yatağa girer uyurdum. Ama sonra, arka arkaya Möllnde ve Solingende Türklerin evleri kundaklandı ve ben Alman olmadığımı anladım” ifadelerini kullandı.
Geçmişte yaşadığı tecrübelerde Almanyada istenmediğini anladığını söyleyen Üretmen, “Bugün Özil ne hissediyorsa o gün ben de aynısını hissettim. Hiçbir zaman kendimiz gibi bu ülkeye ait olamayacaktık. Tabii ki zamanla basının kışkırtıcı tavırlarına da şahit olduk. Bugün tarihi bir gün yaşıyoruz. Çünkü ilk kez birkaç yüz Türk, Almanyanın en kışkırtıcı en provokatif medyasının önünde toplanıp yıllardır bize karşı yürüttükleri çirkin, ırkçı kampanyayı protesto ediyoruz. 50 senedir bize karşı kışkırtıcılık yapıyorlar ve biz burada ‘artık yeter diyoruz” dedi.
Bild gazetesinin tavrını eleştiren Üretmen, “Bild redaksiyonuna soruyorum, ‘neden Özilin demokratik yollardan seçilmiş bir cumhurbaşkanıyla çektirdiği fotoğraf, Cem Özdemirin yasaklı terör örgütü PKKnın bayrağı yanında çektirdiği fotoğraftan daha kötü oluyor. Bunu nasıl açıklarsınız” şeklinde konuştu.
Daha sonra İhlas Haber Ajansı (İHA) mikrofonuna konuşan Üretmen, aslında bu eylemin 5-10 sene önce yapılması gerektiğini söyledi. Bild gazetesinin ve Axel Springer medyasının Almanyanın en ırkçı, en bölücü medya organı olduğunu savunan Üretmen, “Cumhurbaşkanımıza, vatanımıza, dinimize ve en son Mesut Özile karşı yaptıkları iğrenç kampanyaya artık dur deme vakti gelmişti. Mesut Özile yapılan ırkçı saldırılar bize de yapıldı. Cumhurbaşkanımıza diktatör diyorlar ki, cumhurbaşkanıma hakaret eden aynı zamanda bana da hakaret ediyor. Vatanıma, dinime hakaret eden bana da hakaret ediyor. En son Özile yapılanlar püf noktasıydı. Artık dur deme vakti gelmişti ve ‘dur dedik” ifadelerini kullandı.
Alman toplumunun aslında ırkçı bir toplum olmadığı, öte yandan Alman medyasının ırkçılıkta ısrarcı olduğunu belirten Üretmen, “Özellikle son 2-3 senedir Erdoğana karşı, İslama karşı, mültecilere karşı o kadar kampanyalar yaptı ki, faşizmi o kadar körükledi ki, artık korkmaya da başladık açıkçası. Alman toplumundan kaynaklanmıyor bunlar aslında. Bu sadece ve sadece Alman medyasından ve siyasetçilerden kaynaklanıyor” dedi.
Gösterilere katılan Ahmet Sezgin ise Özilin, örf, gelenek, inanca hakaret etmek için kullanılan bir sembol olduğunu söyledi. Türk toplumu olarak Almanyada saygı görmeyi hak ettiklerini belirten Sezgin, “Özil olsun, İlkay Gündoğan olsun bu toplumda herkesten çok bu devlete vergi ödeyen insanlar. 2014 senesinde Özilin de büyük katkılarıyla Almanya dünya şampiyonu oldu. Biz devlete karşı görevlerimizi yerine getiriyoruz ve bunun yanında biz de hak ettiğimiz saygıyı görmek istiyoruz” dedi.
İsmini açıklamamızı istemeyen bir kadın protestocu da elinde Türk bayrağıyla yaptığı açıklamada, “Ben burada doğdum ve büyüdüm. Fark etmişsinizdir Türkçem bile o kadar iyi değil. Almancam çok daha iyi. Ama buna rağmen burada istenmiyoruz. En ufak bir şeyde bize ‘git diyorlar” şeklinde konuştu.
Önceleri Almanyaya daha fazla bağlı olduğunu belirten kadın protestocu, “Ben 3 sene öncesine kadar evime, arabama Alman bayrağı takardım. Maçlarda Alman bayrağı sallardım. Şimdi ise sadece Türk bayrağı taşıyorum. Ben de bu hale gelmişsem, Almanyanın büyük bir hatası var demektir. Hele de Türklere karşı. Almanyada baya bir ayrımcılık var artık. Sokakta, metroda, otobüste bile - başörtülü ya da başörtüsüz fark etmiyor - siyah saçlıysanız, Türke benziyorsanız nefret bakışlarının hedefi oluyorsunuz” dedi.
Türkiye ve Almanya bayrakları taşıyan protestocular, elbiselerinin üzerinde “Ben Özilim” yazan çıkartmalar yapıştırdı. Havanın da güzel olması nedeniyle bazı protestocular, çocuklarıyla ve ailecek eyleme destek verdi. Axel Springer binası çevresinde güvenlik önlemleri alan Berlin polisi, caddeyi de 2 saatliğine trafiğe kapattı. Dernek yetkilileri, kışkırtıcı yayınlar sürdüğü sürece eylemlerinin de süreceğini söylediler.
Almanyanın başkenti Berlinde maruz kaldığı ırkçı söylemler sebebi ile Alman Milli Takımından ayrılan Türk kökenli futbolcu Mesut Özile destek amaçlı protesto gösterisi düzenlendi. Protestocuların hedefinde ise yayınladığı ırkçı haberleri ile bilinen Bild gazetesini de içerisinde barındıran Almanyanın en büyük medya kuruluşlarından biri olan Axel Springer Medya Grubu vardı. Axel Springer Verlag önünde toplanan yaklaşık 300 Türk, yıllardır ırkçılığı körükleyen ve ülkede birlikte yaşama kültürünü zedeleyen yayınlar yapan Alman basınını eleştirdi.
Hacivat Sanat ve Kültür Derneğinin düzenlediği eylemde, başta Bild Gazetesi ve Axel Springer grubu olmak üzere, ülke genelinde artan ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve İslam düşmanlığında Alman medyasının kışkırtıcı rol üstlenmesine dikkat çekildi.
Dernek adına bir konuşma yapan aktivist Bilgili Üretmen, Almanyada yabancıların yıllardır sınıflandırıldığı ve ikinci sınıf vatandaş muamelesine maruz bırakıldığını söyledi. Basının bunda büyük rol oynadığının altını çizen Üretmen, “Ben eskiden çocukken Alman Milli Takımını tutardım. Benim kahramanım Pierre Littbarskiydi. Littbarski forması giyer, zaman zaman o formayla da yatağa girer uyurdum. Ama sonra, arka arkaya Möllnde ve Solingende Türklerin evleri kundaklandı ve ben Alman olmadığımı anladım” ifadelerini kullandı.
Geçmişte yaşadığı tecrübelerde Almanyada istenmediğini anladığını söyleyen Üretmen, “Bugün Özil ne hissediyorsa o gün ben de aynısını hissettim. Hiçbir zaman kendimiz gibi bu ülkeye ait olamayacaktık. Tabii ki zamanla basının kışkırtıcı tavırlarına da şahit olduk. Bugün tarihi bir gün yaşıyoruz. Çünkü ilk kez birkaç yüz Türk, Almanyanın en kışkırtıcı en provokatif medyasının önünde toplanıp yıllardır bize karşı yürüttükleri çirkin, ırkçı kampanyayı protesto ediyoruz. 50 senedir bize karşı kışkırtıcılık yapıyorlar ve biz burada ‘artık yeter diyoruz” dedi.
Bild gazetesinin tavrını eleştiren Üretmen, “Bild redaksiyonuna soruyorum, ‘neden Özilin demokratik yollardan seçilmiş bir cumhurbaşkanıyla çektirdiği fotoğraf, Cem Özdemirin yasaklı terör örgütü PKKnın bayrağı yanında çektirdiği fotoğraftan daha kötü oluyor. Bunu nasıl açıklarsınız” şeklinde konuştu.
Daha sonra İhlas Haber Ajansı (İHA) mikrofonuna konuşan Üretmen, aslında bu eylemin 5-10 sene önce yapılması gerektiğini söyledi. Bild gazetesinin ve Axel Springer medyasının Almanyanın en ırkçı, en bölücü medya organı olduğunu savunan Üretmen, “Cumhurbaşkanımıza, vatanımıza, dinimize ve en son Mesut Özile karşı yaptıkları iğrenç kampanyaya artık dur deme vakti gelmişti. Mesut Özile yapılan ırkçı saldırılar bize de yapıldı. Cumhurbaşkanımıza diktatör diyorlar ki, cumhurbaşkanıma hakaret eden aynı zamanda bana da hakaret ediyor. Vatanıma, dinime hakaret eden bana da hakaret ediyor. En son Özile yapılanlar püf noktasıydı. Artık dur deme vakti gelmişti ve ‘dur dedik” ifadelerini kullandı.
Alman toplumunun aslında ırkçı bir toplum olmadığı, öte yandan Alman medyasının ırkçılıkta ısrarcı olduğunu belirten Üretmen, “Özellikle son 2-3 senedir Erdoğana karşı, İslama karşı, mültecilere karşı o kadar kampanyalar yaptı ki, faşizmi o kadar körükledi ki, artık korkmaya da başladık açıkçası. Alman toplumundan kaynaklanmıyor bunlar aslında. Bu sadece ve sadece Alman medyasından ve siyasetçilerden kaynaklanıyor” dedi.
Gösterilere katılan Ahmet Sezgin ise Özilin, örf, gelenek, inanca hakaret etmek için kullanılan bir sembol olduğunu söyledi. Türk toplumu olarak Almanyada saygı görmeyi hak ettiklerini belirten Sezgin, “Özil olsun, İlkay Gündoğan olsun bu toplumda herkesten çok bu devlete vergi ödeyen insanlar. 2014 senesinde Özilin de büyük katkılarıyla Almanya dünya şampiyonu oldu. Biz devlete karşı görevlerimizi yerine getiriyoruz ve bunun yanında biz de hak ettiğimiz saygıyı görmek istiyoruz” dedi.
İsmini açıklamamızı istemeyen bir kadın protestocu da elinde Türk bayrağıyla yaptığı açıklamada, “Ben burada doğdum ve büyüdüm. Fark etmişsinizdir Türkçem bile o kadar iyi değil. Almancam çok daha iyi. Ama buna rağmen burada istenmiyoruz. En ufak bir şeyde bize ‘git diyorlar” şeklinde konuştu.
Önceleri Almanyaya daha fazla bağlı olduğunu belirten kadın protestocu, “Ben 3 sene öncesine kadar evime, arabama Alman bayrağı takardım. Maçlarda Alman bayrağı sallardım. Şimdi ise sadece Türk bayrağı taşıyorum. Ben de bu hale gelmişsem, Almanyanın büyük bir hatası var demektir. Hele de Türklere karşı. Almanyada baya bir ayrımcılık var artık. Sokakta, metroda, otobüste bile - başörtülü ya da başörtüsüz fark etmiyor - siyah saçlıysanız, Türke benziyorsanız nefret bakışlarının hedefi oluyorsunuz” dedi.
Türkiye ve Almanya bayrakları taşıyan protestocular, elbiselerinin üzerinde “Ben Özilim” yazan çıkartmalar yapıştırdı. Havanın da güzel olması nedeniyle bazı protestocular, çocuklarıyla ve ailecek eyleme destek verdi. Axel Springer binası çevresinde güvenlik önlemleri alan Berlin polisi, caddeyi de 2 saatliğine trafiğe kapattı. Dernek yetkilileri, kışkırtıcı yayınlar sürdüğü sürece eylemlerinin de süreceğini söylediler.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!