Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Hepsi Manipülasyondur. Bizde Kriz Falan Yok”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Şimdi ihya dönemini yaşıyoruz. Bu ihya dönemini hep beraber sürdüreceğiz. Kriz mıriz sakın ha bunlara aldırmayın. Bunların hepsi manipülasyondur. Bizde kriz falan yok. Güçlenerek geleceğe yürüyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Şimdi ihya dönemini yaşıyoruz. Bu ihya dönemini hep beraber sürdüreceğiz. Kriz mıriz sakın ha bunlara aldırmayın. Bunların hepsi manipülasyondur. Bizde kriz falan yok. Güçlenerek geleceğe yürüyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gaziler Günü dolayısıyla Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezinde düzenlenen törende yaptığı konuşmada, Ülkemizin ve milletimizin bekası için görev yaparken canlarını ortaya koyarak yürüttükleri mücadele sonunda gazilikle şereflenen tüm kardeşlerimize şükranlarımı sunuyorum. Bu vesileyle Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürke gazi ve müşir unvanı verilişinin yıl dönümünü tebrik ediyorum. Bin yıldır milletimizin bekası, vatanımızın bütünlüğü, devletimizin yaşaması için bu toprakları teriyle, gerektiğinde kanıyla ıslatmış tüm ecdadı tazimle yad ediyorum. Ülkemize gaziler ve şehitler kazandıran tüm anneleri, babaları hürmetle selamlıyorum. Bu uğurda kimi eşlerini, kimi babalarını, kimi kardeşlerini, kimi kardeşi mesafesindeki arkadaşlarını kaybeden tüm vatandaşlarıma da milletin evinden saygılarımı iletiyorum. Her gazimiz, her şehidimiz milletimizin ortak değeridir. Esasen bu millet topyekun gazi bir millettir. Onun için İstiklal şairimiz ne diyor, Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda. Canı, cananı bütün varımı alsın da huda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda. Bu topraklar böyle bir toprak. Bu topraklarda boşluk yok. Her tarafta şehitlerimizin, gazilerimizin kanları var” ifadelerini kullandı.
“Kriz mıriz sakın ha bunlara aldırmayın”
“Ecdadımız Anadoluya gelirken yüreğinde imanı bir elinde mesleği, bir elinde kılıcıyla bu toprakları baştan sona fetih ve imar etmiştir” diyen Erdoğan, “Biz Alparslan ile başladık, Osmangazi ile yürüdük ve Gazi Mustafa Kemal ile Cumhuriyeti inşa ettik. Şimdi ihya dönemini yaşıyoruz. Bu ihya dönemini hep beraber sürdüreceğiz. Kriz mıriz sakın ha bunlara aldırmayın. Bunların hepsi manipülasyondur. Bizde kriz falan yok. Güçlenerek geleceğe yürüyoruz. Daha da güçleneceğiz. Öyle AVMlerde şurada burada manipülasyon yapanlara da aldırmayın. Bundan sonra bu ülkede dolarla, avro ile şunla bunla kira mira yok. Bu ülkede bundan sonra Türk lirası geçer. Aksi takdirde bunun bedelini öderler. Burası Türkiye, burası Amerika değil. Dolayısıyla burada Türk lirasının hükmü vardır. Türk lirası ile beraber mağazanı kiraya verirsin, alışverişini de Türk lirası ile yaparsın. Zaruretler ayrı konulardır. Bu adımı bu şerefli millet şerefiyle kazandı. Şerefiyle adımlarını attı şerefiyle de yeniden tarihini inşa ve ihya etmeye devam edecektir. Ne zaman vatan tehlikeye düşse millet olarak hep birlikte kıyam etmiş, gerektiğinde bir set gibi düşmanın karşısında durmuş, gerektiğinde bir sel gibi üzerinden aşıp geçmişizdir” açıklamasında bulundu.
“Türkiyenin son 34 yılı neredeyse kesintisiz şekilde terörle mücadeleyle geçti”
Türkiyenin son 34 yılının neredeyse kesintisiz şekilde terörle mücadeleyle geçtiğini anlatan Erdoğan, “Ülkemizin hiçbir şehri, hiçbir ilçesi yoktur ki teröre kurban vermemiş olsun. Şehidi ve gazisi olmamış olsun. Dört bir yanında ülkemizin bunu görürüz. Askerlerimiz, polislerimiz, jandarmalarımız, güvenlik korucularımız dağları, ovaları, sınır boylarını, sınır ötelerini teröristlere dar ederken hiçbir fedakarlıktan kaçınmamışlardır. Hatırlayın hep şu ifadeyi kullandım, ‘İnlerine gireceğiz dedim. Girdik mi inlerine? Girdik. İşte o inlere girenler burada. Sizlere şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. Siz hiçbir zaman yılmadınız, acaba bu inin içinde ne var diye düşünmediniz. Evelallah oraya ‘Ya Allah bismillah dediniz girdiniz ve oraları onlara zindan ettiniz ve böyle de devam edeceğiz değil mi? Devam edeceğiz. Bu Cudide böyle oldu. Gabarda böyle oldu. Katoda böyle oldu. Afrinde böyle oldu. Cerablusta böyle oldu. Türkiyemizin dört bir yanının dışında da böyle oldu. Kandilde böyle oldu, böyle olacak. Buralarda durmak yok yola devam edeceğiz. Teröristlerin hain saldırıları karşısında dünyada başka örneği olmayacak şekilde vakur bir duruş sergileyen halkımız, hain örgütlerin emellerine ulaşmalarına izin vermemiştir. Milletimizin ülkesine ve milletine sahip çıkma konusunda asırlardır sergilediği onurlu duruşun son örneğini işte 15 Temmuzda hep birlikte yaşadık. Sadece telefondan sizlere ‘haydi meydanlara, sokaklara caddelere dedik. Allah bu milletten razı olsun. Milyonlar meydanlara döküldü. Ne olacak diye düşünmediler, sadece vatan dediler. Sadece millet dediler ve meydanlarda F-16lara karşı, helikopterlerle yapılan atışlara karşı, tanklara, toplara karşı her şeyiyle ellerinde onların hiçbir silah yoktu. Benim vatandaşımın elinde sadece bayrak vardı, bayrakla yürüdüler. Çünkü benim milletim şunu biliyordu, ‘Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır diyordu öyle yürüyordu” diye konuştu.
16 saatte bu millet o FETÖ denilen alçak hain terör örgütüne karşı zaferle elhamdülillah kucaklaştı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
”Fazla sürmedi, 16 saatte bu millet o FETÖ denilen alçak hain terör örgütüne karşı zaferle elhamdülillah kucaklaştı. Bu millet böyle bir millet. Bu millet bu destanı Çanakkalede de yazmadı mı? Yazdı. Bütün Batı bütün dünya karşısındaydı ama bizim Mehmedimiz, 14 yaşından tut o civanlar, o kınalı ellerle beraber hepsi Gazi Mustafa Kemal ile beraber Çanakkaledeydi, Kocatepeydi. Oradan o bütün saldırıya geçen bütün müttefiklere karşı o günün şartları içerisinde neyimiz vardı. Seyit Onbaşı onun pusulası filan yoktu ama o o 250 kiloluk mermiyi ‘ya Allah dedi topuna yerleştirdi ateşledi ve o devasa işte her şeyi halledecek dedikleri o malum gemiyi o sulara gömdü. Çünkü ‘imandır o cevher ki ilahi ne büyüktür, imansız olan paslı yürek sinede yüktür. Bu mesele, bu idrak çok önemli. Karşımızdakilerin öyle bir idraki yoktu. ‘İdraki meali o küçük akla gerekmez, zira bu terazi bu kadar sikleti çekmez dedik ve yürüdük. Buradan 15 Temmuz şehitlerimizin yakınlarına ve gazilerimize bir kez daha en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Şehitlerimize tekrar Allahtan rahmet diliyorum. Böyle bir milletin evladı olmaktan iftihar ettiğimi, gurur duyduğumu burada bir kez daha tekrarlamak istiyorum.”
“Şehitlerimizin ve gazilerimizin yaptıkları fedakarlık karşısında devlet olarak bize düşen emanetlerine sahip çıkmaktır”
“Şehitlerimizin ve gazilerimizin yaptıkları fedakarlık karşısında devlet olarak bize düşen emanetlerine sahip çıkmaktır” ifadesini kullanan Erdoğan, “Biz zaten emanetçi değil miyiz? Emanetçiyiz. Kimin emanetçisi? Sizin. Sizin verdiklerinizi bütün mesele yerinde kullanmak suretiyle bu emanete sahip çıkmak yaptığımız iş bu ve bunu yapmaya da devam edeceğiz. Bunun için şehit yakınlarımıza ve gazilerimize verilecek hizmetleri en iyi şekilde yürütmek üzere gereken birimleri kurduk. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız bünyesinde bu konuyla ilgili faaliyet gösteren birimi Genel Müdürlük statüsüne yükselttik. Daha önce İçişleri Bakanlığı bünyesinde yürütülen benzer hizmetler bu genel müdürlüğümüze aktarıldı. Bakıma muhtaç gazilerimize 150 bin lira, diğer malüllerimize de 102 bin lira civarında ek tazminat ödüyoruz. Malül gazilerimizin çocuklarına eğitim öğretim desteği olarak maluliyet derecelerine göre bu yıl için 2 bin 388 lira ile 4 bin 342 lira arasında ödeme yapıyoruz. Özel öğretim kurumlarına öğrenci sayılarının yüzde 3ü oranında şehit ve gazi çocukları öncelikli olmak üzere ücretsiz öğrenci okutma şartını getirdik. Gazilerimizin kendileri veya yakınlarından birine kamuda istihdam imkanı getirdik. Bu kapsamda yaklaşık 10 bin 89 gazimiz ve gazi yakınımız ile 5 bin 235 şehit yakınımızın kamuda istihdamını sağladık. Ücretsiz seyahat kartı verdiğimiz gazi ve gazi yakınımızın sayısı 135 bine yaklaştı. Bu kartlar aynı zamanda kamu kuruluşlarına ait sosyal tesislerden kurum personeli tarifesinden yararlanma hakkının kullanılabilmesine de imkan veriyor. Gazilerimizden ilaç, protez ve diğer tedavileri için katılım payı ilave ücret gibi ek ödeme alınmıyor. Kredi ve Yurtlar Kurumunun kredi burs ve yurtlarından yararlanma konusunda gazilerimizin çocuklarının önceliği vardır. Bunların yanında pek çok alanda gazilerimize ve yakınlarına verilen haklar sağlanan imkanlar mevcuttur. Onun için hakkınızı bilin, sakın aşağı düşmeyin. Şehit yakınlarımız için de benzer çok sayıda uygulama bulunuyor. Milletimizin ve devletimizin kendisi için fedakarlıkta bulunan şehitlerimize ve gazilerimize olan vefasını gösterme konusunda en küçük bir tereddüdü olmamıştır, olmayacaktır. Her şehit yakınımızın, gazimizin ve gazi yakınımızın da sahip oldukları bu büyük bu ulvi bu onurlu sıfatın vakarına uygun şekilde hareket ettiklerine inanıyorum” şeklinde konuştu.
“Biz ölümü şehit olmadan öldüren bir milletiz”
Erdoğan, şöyle konuştu:
“Unutulmamalıdır ki devletimizin sağladığı imkanlar, sadece birer vefa göstergesidir. Yoksa bir lütuf değildir. Asıl olan rabbimizin katında ve milletimizin gönlünde sahip olunan makamlardır. Rabbimiz ne buyuruyor, ‘Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz, onlar diridirler. Ancak siz anlamazsınız, bilemezsiniz buyuruyor. Onların rızıklandırılması Allah tarafındandır buyruluyor. Şahadet böyle bir makam. Bizim dışımızdakilerde böyle bir şey yok. Sadece Müslüman Türk milletinde, Müslümanlarda var. Onun için bu idrakle, bu anlayışla yürürüz düşman üzerine. Onun için de biz ölümü şehit olmadan öldüren bir milletiz. Bizim öyle bir farkımız var.”
“Her kutlu doğum sancılı olur unutmayın”
Devletlerin ve milletlerin tarihteki uzun yolculuklarında önemli dönüm noktaları olduğuna dikkat çeten Erdoğan, “Bizim için Malazgirt bir dönüm noktasıdır. Bizim için Söğütte toprağa dikilen Osmanlı Çınarı bir dönüm noktasıdır. Bizim için Fatihin İstanbulu fethi bir dönüm noktasıdır. Bizim için Çanakkale ve oradaki kararlılığın devamı olarak gördüğüm Kurtuluş Savaşı bir dönüm noktasıdır. Son yıllarda yaşadığımız hadiselerin de ülkemiz ve milletimiz için işte böyle önemli bir dönüm noktası mahiyetinde olduğuna inanıyorum. Türkiye önce içeriden sonra dışarıdan kuşatılarak karanlık bir meçhule doğru itilmeye çalışılmıştır. Milletimiz bu oyunu görmüş. İstiklaline ve istikbaline sahip çıkarak kendisine başka bir istikamet çizmiştir. Ülkemizi köşeye sıkıştırmak için atılan her adım, kurulan her tezgah oynanan her oyun önümüzde yeni ve daha büyük kapıların açılması ile neticelenmiştir. Bir kapı kapanır Allah bir başka yerden farklı kapılar açar hiç endişe etmeyin. Unutmayın her doğum gibi bu yeni sürecinde elbette sancıları vardır. Her kutlu doğum sancılı olur unutmayın. Bu süreçte kimi zaman şehitlerimizin ardından ağladık, kimi zaman gazilerimizin acılarını paylaştık, kimi zaman uğradığımız zararların üzüntüsünü yaşadık. Kimi zaman dost bildiklerimizin müttefik gördüklerimizin ihanetlerinin şaşkınlığı ile etrafımıza bakındık. Kimi zamanda en zor günlerimizde yanımızda olanların memnuniyetiyle tebessüm ettik. Ama hiçbir zaman yeise kapılmadık, umudumuzu kaybetmedik, mücadeleden vazgeçmedik. Rabbimizin ‘Üzülme Allah bizimle beraberdir müjdesini asla aklımızdan çıkarmadık. Biz sabrettikçe, biz mücadeleyi sürdürdükçe, biz doğru bildiğimiz yolda kararlılıkla ilerledikçe gördük ki arkamızda sadece milletimizin değil, onunla birlikte yüz milyonlarca kardeşimizin duası, desteği var. Bugün Türkiye kendi topraklarında 3,5 milyon Suriyeliyi misafir etmekle kalmıyor, bu ülkenin sınırları içinde milyonlarca kişinin güven ve huzur içinde yaşamasını sağlayabiliyorsa işte bu duruşu sayesindedir” değerlendirmesinde bulundu.
“Her iki tarafın savunma bakanları artık o belgeye imzayı attılar”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Savunma Bakanım ifade etti, Sayın Putin ile Soçideki yaptığımız görüşmelerde İdlible alakalı o barış sürecini nasıl başlattığımızı ifade ettiler ve her iki tarafın savunma bakanları artık o belgeye imzayı attılar. Dedik ki, bu İdlibte artık kan dökülmesin. Artık gözyaşı dinsin. Onun içinde ne gibi adım atmamız gerekiyorsa bu adımları atalım ve 12 madde sıralandı, imzalar atıldı. İşte bu sınırlarımızın ötesinde bir barışa adımdı. İnşallah devamı gelir. Bugün Türkiye Irakta kendisine karşı kurulan tuzakları bozarken terör örgütünü tarihinde hiç olmadığı kadar sindirmişse işte bu dirayeti sayesindedir. Bugün Türkiye başka bir zamanda yaşasa altından kalkamayacağı ekonomik saldırıları birer birer püskürtebiliyorsa işte bu samimiyeti sayesindedir. Rabbimiz, ‘Sizin hayır bildiğiniz şeylerde şer, şer bildiğiniz şeylerde hayır olabilir buyuruyor. Ülke ve millet olarak bu emrin tezahürlerini son yıllarda sayısız defa yaşadık. Ayağımıza sıkılan kurşunların nasıl sekip de sahiplerini bulduğunu gördük. Önümüze çıkartılan engellilerin nasıl avantaj haline dönüştüğüne hep birlikte şahit olduk. Bize kurulan tuzakların nasıl dönüp faillerinin başına musallat olduğuna hep şahit olduk. Rabbimiz, ‘Tuzakların en büyük tuzak kurucusu Allahtır buyuruyor. Allahın kurduğu tuzağın üzerinde tuzak olmaz. Onun için bizim teslimiyet makamımız Rabbimizdir. Türkiye olarak, Türk milleti olarak Allahın ve tarihin bize yüklediği sorumlulukları samimiyetle üstlendikçe hep kazandık, hep ilerledik, hep aydınlığa kavuştuk. Buna karşılık yüzümüze gülüp arkamızdan iş çevirenlerin kafalarında kırk tilki dolaştıranların eninde sonunda nasıl hüsrana uğradıklarını da hiç unutmadık.”
“Bugünkü Türkiye, 20 yıl önceki Türkiyeden kat be kat daha güçlü, daha zengin, daha iddialıdır”
Bugünkü Türkiyenin 20 yıl önceki Türkiyeden kat be kat daha güçlü, daha zengin, daha iddialı olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Yarınki Türkiye Allahın izniyle bugünkünden daha güçlü, daha zengin, daha iddialı olacaktır. Biz ülkemizi 2023 hedefleri ile somutlaştırdığımız muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkardığımızda inşallah her şey çok daha farklı hale gelecektir. Çocuklarımıza emanet ettiğimiz 2053 ve 2071 vizyonlarının ise içinden geçtiğimiz tarihi dönüm noktasının zirvesini teşkil edeceğine inanıyorum. Unutmayın inanmak başarmanın yarısıdır. Biz ülkemizin potansiyelini biliyoruz. Milletimize güveniyoruz. Hedeflerimize ulaşacağımıza eminiz. Evlatlarımızın daha iyisini başaracağına ise asla şüphe duymuyoruz. Yeter ki Rabiamıza sıkı sıkıya sahip çıkalım. ‘Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet diyelim. Bunun içinde bir olalım, iri olalım, diri olalım, kardeş olalım, hep birlikte Türkiye olalım” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gaziler Günü dolayısıyla Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezinde düzenlenen törende yaptığı konuşmada, Ülkemizin ve milletimizin bekası için görev yaparken canlarını ortaya koyarak yürüttükleri mücadele sonunda gazilikle şereflenen tüm kardeşlerimize şükranlarımı sunuyorum. Bu vesileyle Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürke gazi ve müşir unvanı verilişinin yıl dönümünü tebrik ediyorum. Bin yıldır milletimizin bekası, vatanımızın bütünlüğü, devletimizin yaşaması için bu toprakları teriyle, gerektiğinde kanıyla ıslatmış tüm ecdadı tazimle yad ediyorum. Ülkemize gaziler ve şehitler kazandıran tüm anneleri, babaları hürmetle selamlıyorum. Bu uğurda kimi eşlerini, kimi babalarını, kimi kardeşlerini, kimi kardeşi mesafesindeki arkadaşlarını kaybeden tüm vatandaşlarıma da milletin evinden saygılarımı iletiyorum. Her gazimiz, her şehidimiz milletimizin ortak değeridir. Esasen bu millet topyekun gazi bir millettir. Onun için İstiklal şairimiz ne diyor, Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda. Canı, cananı bütün varımı alsın da huda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda. Bu topraklar böyle bir toprak. Bu topraklarda boşluk yok. Her tarafta şehitlerimizin, gazilerimizin kanları var” ifadelerini kullandı.
“Kriz mıriz sakın ha bunlara aldırmayın”
“Ecdadımız Anadoluya gelirken yüreğinde imanı bir elinde mesleği, bir elinde kılıcıyla bu toprakları baştan sona fetih ve imar etmiştir” diyen Erdoğan, “Biz Alparslan ile başladık, Osmangazi ile yürüdük ve Gazi Mustafa Kemal ile Cumhuriyeti inşa ettik. Şimdi ihya dönemini yaşıyoruz. Bu ihya dönemini hep beraber sürdüreceğiz. Kriz mıriz sakın ha bunlara aldırmayın. Bunların hepsi manipülasyondur. Bizde kriz falan yok. Güçlenerek geleceğe yürüyoruz. Daha da güçleneceğiz. Öyle AVMlerde şurada burada manipülasyon yapanlara da aldırmayın. Bundan sonra bu ülkede dolarla, avro ile şunla bunla kira mira yok. Bu ülkede bundan sonra Türk lirası geçer. Aksi takdirde bunun bedelini öderler. Burası Türkiye, burası Amerika değil. Dolayısıyla burada Türk lirasının hükmü vardır. Türk lirası ile beraber mağazanı kiraya verirsin, alışverişini de Türk lirası ile yaparsın. Zaruretler ayrı konulardır. Bu adımı bu şerefli millet şerefiyle kazandı. Şerefiyle adımlarını attı şerefiyle de yeniden tarihini inşa ve ihya etmeye devam edecektir. Ne zaman vatan tehlikeye düşse millet olarak hep birlikte kıyam etmiş, gerektiğinde bir set gibi düşmanın karşısında durmuş, gerektiğinde bir sel gibi üzerinden aşıp geçmişizdir” açıklamasında bulundu.
“Türkiyenin son 34 yılı neredeyse kesintisiz şekilde terörle mücadeleyle geçti”
Türkiyenin son 34 yılının neredeyse kesintisiz şekilde terörle mücadeleyle geçtiğini anlatan Erdoğan, “Ülkemizin hiçbir şehri, hiçbir ilçesi yoktur ki teröre kurban vermemiş olsun. Şehidi ve gazisi olmamış olsun. Dört bir yanında ülkemizin bunu görürüz. Askerlerimiz, polislerimiz, jandarmalarımız, güvenlik korucularımız dağları, ovaları, sınır boylarını, sınır ötelerini teröristlere dar ederken hiçbir fedakarlıktan kaçınmamışlardır. Hatırlayın hep şu ifadeyi kullandım, ‘İnlerine gireceğiz dedim. Girdik mi inlerine? Girdik. İşte o inlere girenler burada. Sizlere şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. Siz hiçbir zaman yılmadınız, acaba bu inin içinde ne var diye düşünmediniz. Evelallah oraya ‘Ya Allah bismillah dediniz girdiniz ve oraları onlara zindan ettiniz ve böyle de devam edeceğiz değil mi? Devam edeceğiz. Bu Cudide böyle oldu. Gabarda böyle oldu. Katoda böyle oldu. Afrinde böyle oldu. Cerablusta böyle oldu. Türkiyemizin dört bir yanının dışında da böyle oldu. Kandilde böyle oldu, böyle olacak. Buralarda durmak yok yola devam edeceğiz. Teröristlerin hain saldırıları karşısında dünyada başka örneği olmayacak şekilde vakur bir duruş sergileyen halkımız, hain örgütlerin emellerine ulaşmalarına izin vermemiştir. Milletimizin ülkesine ve milletine sahip çıkma konusunda asırlardır sergilediği onurlu duruşun son örneğini işte 15 Temmuzda hep birlikte yaşadık. Sadece telefondan sizlere ‘haydi meydanlara, sokaklara caddelere dedik. Allah bu milletten razı olsun. Milyonlar meydanlara döküldü. Ne olacak diye düşünmediler, sadece vatan dediler. Sadece millet dediler ve meydanlarda F-16lara karşı, helikopterlerle yapılan atışlara karşı, tanklara, toplara karşı her şeyiyle ellerinde onların hiçbir silah yoktu. Benim vatandaşımın elinde sadece bayrak vardı, bayrakla yürüdüler. Çünkü benim milletim şunu biliyordu, ‘Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır diyordu öyle yürüyordu” diye konuştu.
16 saatte bu millet o FETÖ denilen alçak hain terör örgütüne karşı zaferle elhamdülillah kucaklaştı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
”Fazla sürmedi, 16 saatte bu millet o FETÖ denilen alçak hain terör örgütüne karşı zaferle elhamdülillah kucaklaştı. Bu millet böyle bir millet. Bu millet bu destanı Çanakkalede de yazmadı mı? Yazdı. Bütün Batı bütün dünya karşısındaydı ama bizim Mehmedimiz, 14 yaşından tut o civanlar, o kınalı ellerle beraber hepsi Gazi Mustafa Kemal ile beraber Çanakkaledeydi, Kocatepeydi. Oradan o bütün saldırıya geçen bütün müttefiklere karşı o günün şartları içerisinde neyimiz vardı. Seyit Onbaşı onun pusulası filan yoktu ama o o 250 kiloluk mermiyi ‘ya Allah dedi topuna yerleştirdi ateşledi ve o devasa işte her şeyi halledecek dedikleri o malum gemiyi o sulara gömdü. Çünkü ‘imandır o cevher ki ilahi ne büyüktür, imansız olan paslı yürek sinede yüktür. Bu mesele, bu idrak çok önemli. Karşımızdakilerin öyle bir idraki yoktu. ‘İdraki meali o küçük akla gerekmez, zira bu terazi bu kadar sikleti çekmez dedik ve yürüdük. Buradan 15 Temmuz şehitlerimizin yakınlarına ve gazilerimize bir kez daha en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Şehitlerimize tekrar Allahtan rahmet diliyorum. Böyle bir milletin evladı olmaktan iftihar ettiğimi, gurur duyduğumu burada bir kez daha tekrarlamak istiyorum.”
“Şehitlerimizin ve gazilerimizin yaptıkları fedakarlık karşısında devlet olarak bize düşen emanetlerine sahip çıkmaktır”
“Şehitlerimizin ve gazilerimizin yaptıkları fedakarlık karşısında devlet olarak bize düşen emanetlerine sahip çıkmaktır” ifadesini kullanan Erdoğan, “Biz zaten emanetçi değil miyiz? Emanetçiyiz. Kimin emanetçisi? Sizin. Sizin verdiklerinizi bütün mesele yerinde kullanmak suretiyle bu emanete sahip çıkmak yaptığımız iş bu ve bunu yapmaya da devam edeceğiz. Bunun için şehit yakınlarımıza ve gazilerimize verilecek hizmetleri en iyi şekilde yürütmek üzere gereken birimleri kurduk. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız bünyesinde bu konuyla ilgili faaliyet gösteren birimi Genel Müdürlük statüsüne yükselttik. Daha önce İçişleri Bakanlığı bünyesinde yürütülen benzer hizmetler bu genel müdürlüğümüze aktarıldı. Bakıma muhtaç gazilerimize 150 bin lira, diğer malüllerimize de 102 bin lira civarında ek tazminat ödüyoruz. Malül gazilerimizin çocuklarına eğitim öğretim desteği olarak maluliyet derecelerine göre bu yıl için 2 bin 388 lira ile 4 bin 342 lira arasında ödeme yapıyoruz. Özel öğretim kurumlarına öğrenci sayılarının yüzde 3ü oranında şehit ve gazi çocukları öncelikli olmak üzere ücretsiz öğrenci okutma şartını getirdik. Gazilerimizin kendileri veya yakınlarından birine kamuda istihdam imkanı getirdik. Bu kapsamda yaklaşık 10 bin 89 gazimiz ve gazi yakınımız ile 5 bin 235 şehit yakınımızın kamuda istihdamını sağladık. Ücretsiz seyahat kartı verdiğimiz gazi ve gazi yakınımızın sayısı 135 bine yaklaştı. Bu kartlar aynı zamanda kamu kuruluşlarına ait sosyal tesislerden kurum personeli tarifesinden yararlanma hakkının kullanılabilmesine de imkan veriyor. Gazilerimizden ilaç, protez ve diğer tedavileri için katılım payı ilave ücret gibi ek ödeme alınmıyor. Kredi ve Yurtlar Kurumunun kredi burs ve yurtlarından yararlanma konusunda gazilerimizin çocuklarının önceliği vardır. Bunların yanında pek çok alanda gazilerimize ve yakınlarına verilen haklar sağlanan imkanlar mevcuttur. Onun için hakkınızı bilin, sakın aşağı düşmeyin. Şehit yakınlarımız için de benzer çok sayıda uygulama bulunuyor. Milletimizin ve devletimizin kendisi için fedakarlıkta bulunan şehitlerimize ve gazilerimize olan vefasını gösterme konusunda en küçük bir tereddüdü olmamıştır, olmayacaktır. Her şehit yakınımızın, gazimizin ve gazi yakınımızın da sahip oldukları bu büyük bu ulvi bu onurlu sıfatın vakarına uygun şekilde hareket ettiklerine inanıyorum” şeklinde konuştu.
“Biz ölümü şehit olmadan öldüren bir milletiz”
Erdoğan, şöyle konuştu:
“Unutulmamalıdır ki devletimizin sağladığı imkanlar, sadece birer vefa göstergesidir. Yoksa bir lütuf değildir. Asıl olan rabbimizin katında ve milletimizin gönlünde sahip olunan makamlardır. Rabbimiz ne buyuruyor, ‘Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz, onlar diridirler. Ancak siz anlamazsınız, bilemezsiniz buyuruyor. Onların rızıklandırılması Allah tarafındandır buyruluyor. Şahadet böyle bir makam. Bizim dışımızdakilerde böyle bir şey yok. Sadece Müslüman Türk milletinde, Müslümanlarda var. Onun için bu idrakle, bu anlayışla yürürüz düşman üzerine. Onun için de biz ölümü şehit olmadan öldüren bir milletiz. Bizim öyle bir farkımız var.”
“Her kutlu doğum sancılı olur unutmayın”
Devletlerin ve milletlerin tarihteki uzun yolculuklarında önemli dönüm noktaları olduğuna dikkat çeten Erdoğan, “Bizim için Malazgirt bir dönüm noktasıdır. Bizim için Söğütte toprağa dikilen Osmanlı Çınarı bir dönüm noktasıdır. Bizim için Fatihin İstanbulu fethi bir dönüm noktasıdır. Bizim için Çanakkale ve oradaki kararlılığın devamı olarak gördüğüm Kurtuluş Savaşı bir dönüm noktasıdır. Son yıllarda yaşadığımız hadiselerin de ülkemiz ve milletimiz için işte böyle önemli bir dönüm noktası mahiyetinde olduğuna inanıyorum. Türkiye önce içeriden sonra dışarıdan kuşatılarak karanlık bir meçhule doğru itilmeye çalışılmıştır. Milletimiz bu oyunu görmüş. İstiklaline ve istikbaline sahip çıkarak kendisine başka bir istikamet çizmiştir. Ülkemizi köşeye sıkıştırmak için atılan her adım, kurulan her tezgah oynanan her oyun önümüzde yeni ve daha büyük kapıların açılması ile neticelenmiştir. Bir kapı kapanır Allah bir başka yerden farklı kapılar açar hiç endişe etmeyin. Unutmayın her doğum gibi bu yeni sürecinde elbette sancıları vardır. Her kutlu doğum sancılı olur unutmayın. Bu süreçte kimi zaman şehitlerimizin ardından ağladık, kimi zaman gazilerimizin acılarını paylaştık, kimi zaman uğradığımız zararların üzüntüsünü yaşadık. Kimi zaman dost bildiklerimizin müttefik gördüklerimizin ihanetlerinin şaşkınlığı ile etrafımıza bakındık. Kimi zamanda en zor günlerimizde yanımızda olanların memnuniyetiyle tebessüm ettik. Ama hiçbir zaman yeise kapılmadık, umudumuzu kaybetmedik, mücadeleden vazgeçmedik. Rabbimizin ‘Üzülme Allah bizimle beraberdir müjdesini asla aklımızdan çıkarmadık. Biz sabrettikçe, biz mücadeleyi sürdürdükçe, biz doğru bildiğimiz yolda kararlılıkla ilerledikçe gördük ki arkamızda sadece milletimizin değil, onunla birlikte yüz milyonlarca kardeşimizin duası, desteği var. Bugün Türkiye kendi topraklarında 3,5 milyon Suriyeliyi misafir etmekle kalmıyor, bu ülkenin sınırları içinde milyonlarca kişinin güven ve huzur içinde yaşamasını sağlayabiliyorsa işte bu duruşu sayesindedir” değerlendirmesinde bulundu.
“Her iki tarafın savunma bakanları artık o belgeye imzayı attılar”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Savunma Bakanım ifade etti, Sayın Putin ile Soçideki yaptığımız görüşmelerde İdlible alakalı o barış sürecini nasıl başlattığımızı ifade ettiler ve her iki tarafın savunma bakanları artık o belgeye imzayı attılar. Dedik ki, bu İdlibte artık kan dökülmesin. Artık gözyaşı dinsin. Onun içinde ne gibi adım atmamız gerekiyorsa bu adımları atalım ve 12 madde sıralandı, imzalar atıldı. İşte bu sınırlarımızın ötesinde bir barışa adımdı. İnşallah devamı gelir. Bugün Türkiye Irakta kendisine karşı kurulan tuzakları bozarken terör örgütünü tarihinde hiç olmadığı kadar sindirmişse işte bu dirayeti sayesindedir. Bugün Türkiye başka bir zamanda yaşasa altından kalkamayacağı ekonomik saldırıları birer birer püskürtebiliyorsa işte bu samimiyeti sayesindedir. Rabbimiz, ‘Sizin hayır bildiğiniz şeylerde şer, şer bildiğiniz şeylerde hayır olabilir buyuruyor. Ülke ve millet olarak bu emrin tezahürlerini son yıllarda sayısız defa yaşadık. Ayağımıza sıkılan kurşunların nasıl sekip de sahiplerini bulduğunu gördük. Önümüze çıkartılan engellilerin nasıl avantaj haline dönüştüğüne hep birlikte şahit olduk. Bize kurulan tuzakların nasıl dönüp faillerinin başına musallat olduğuna hep şahit olduk. Rabbimiz, ‘Tuzakların en büyük tuzak kurucusu Allahtır buyuruyor. Allahın kurduğu tuzağın üzerinde tuzak olmaz. Onun için bizim teslimiyet makamımız Rabbimizdir. Türkiye olarak, Türk milleti olarak Allahın ve tarihin bize yüklediği sorumlulukları samimiyetle üstlendikçe hep kazandık, hep ilerledik, hep aydınlığa kavuştuk. Buna karşılık yüzümüze gülüp arkamızdan iş çevirenlerin kafalarında kırk tilki dolaştıranların eninde sonunda nasıl hüsrana uğradıklarını da hiç unutmadık.”
“Bugünkü Türkiye, 20 yıl önceki Türkiyeden kat be kat daha güçlü, daha zengin, daha iddialıdır”
Bugünkü Türkiyenin 20 yıl önceki Türkiyeden kat be kat daha güçlü, daha zengin, daha iddialı olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Yarınki Türkiye Allahın izniyle bugünkünden daha güçlü, daha zengin, daha iddialı olacaktır. Biz ülkemizi 2023 hedefleri ile somutlaştırdığımız muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkardığımızda inşallah her şey çok daha farklı hale gelecektir. Çocuklarımıza emanet ettiğimiz 2053 ve 2071 vizyonlarının ise içinden geçtiğimiz tarihi dönüm noktasının zirvesini teşkil edeceğine inanıyorum. Unutmayın inanmak başarmanın yarısıdır. Biz ülkemizin potansiyelini biliyoruz. Milletimize güveniyoruz. Hedeflerimize ulaşacağımıza eminiz. Evlatlarımızın daha iyisini başaracağına ise asla şüphe duymuyoruz. Yeter ki Rabiamıza sıkı sıkıya sahip çıkalım. ‘Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet diyelim. Bunun içinde bir olalım, iri olalım, diri olalım, kardeş olalım, hep birlikte Türkiye olalım” ifadelerini kullandı.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!