Başbakan Yıldırım: Siz Sadece Dükkanı Devrediyorsunuz, Biz Dükkanı Kapattık”
Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Olağan Genel Kurulunda, Biriniz kazanacaksınız ama kazanamayan benim koltuğu gelip alabilir. Bir fark var. Siz sadece dükkanı devrediyorsunuz, biz dükkanı kapattık” dedi. Yıldırımın esprili konuşmaları, salonda keyifli anlar yaşanmasına neden oldu.
Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Olağan Genel Kurulunda, Biriniz kazanacaksınız ama kazanamayan benim koltuğu gelip alabilir. Bir fark var. Siz sadece dükkanı devrediyorsunuz, biz dükkanı kapattık” dedi. Yıldırımın esprili konuşmaları, salonda keyifli anlar yaşanmasına neden oldu.
Başbakan Binali Yıldırım, TİM 25. Olağan Genel Kurulu ve 2017 İhracat Şampiyonaları Ödül törenine katıldı. Törende konuşan Yıldırım, Türkiyenin 25 Haziranda yeni bir güne başladığını belirterek, “Bu günün özelliği Türkiyede yönetim sistemi değişti. 16 Nisanda millet bir karar verdi. 24 Haziranda da bu kararın arkasında olduğunu gösterdi. 94 yıllık parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçişi gerçekleştirdi. Yeni sistemin kurucu cumhurbaşkanı olarak da Recep Tayyip Erdoğanı seçti. Yeni dönemin ülkemiz, milletimiz için hayırlı uğurlu olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.
Yeni dönemde Başbakanlık makamının olmayacağını esprili şekilde vurgulayan Yıldırım, “Bizim koltuk elde kaldı” şeklinde konuştu.
“Mutlak üstünlüğümüz yok ama mukayeseli üstünlüğümüz çok”
Türkiyenin ihracat potansiyelinin çok yüksek olduğunu söyleyen Yıldırım, “Mutlak üstünlüğümüz yok ama mukayeseli üstünlüğümüz çok. Petrol, doğalgazımız yok ama mukayeseli üstünlük insandır, genç beyinlerdir. Türkiyenin geleceği gençleridir. Altyapıya çok yatırım yaptık. Eğitimde yaptığımız yatırım kayda değer bir yatırım. Önce okul olacak, yol olacak, geniş bant internet olacak, öğretmeniniz olacak, ondan sonra da kaliteye yöneleceksiniz. Zaman şimdi kalite zamanı” diye konuştu.
Üniversite sınavına giren gençlere de başarılar dileyen Başbakan Yıldırım, gençlere yapılan yatırımın bir ülkenin kaderini belirleyebileceğini kaydetti.
“Siz sadece dükkanı devrediyorsunuz, biz dükkanı kapattık”
TİMdeki seçim sürecini 24 Haziran seçimlerine benzeten Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Demokratik bir yarış oluyor aynen bizim yaptığımız gibi. Geçen hafta biz bu heyecanı yaşadık, rahatladık. Yarın siz de rahatlarsınız. Kazansanız 3 saat sürüyor sevinci, kaybetseniz bir günde atıyorsunuz. Kazananın stresi daha çok. 3 saat keyfini yaşarsınız, sonra ‘ne yapacağız diye düşünürsünüz. Kaybeden bir gün üzülür, ondan sonra ‘dünya varmış der. Biriniz kazanacaksınız ama kazanamayan benim koltuğu gelip alabilir. Bir fark var. Siz sadece dükkanı devrediyorsunuz, biz dükkanı kapattık.”
“Akıl terine daha çok yatırım yapacağız”
Türkiyenin borçlanarak büyüyen bir ülke olduğunu ve borçlanmaya devam edeceğini söyleyen Yıldırım, “Çünkü bizim açığımız var, bu açığı başka türlü kapatamayız. Akıl terinin, teknolojinin daha fazla olduğu işlere, daha çok destek vereceğiz. Katma değeri yüksek alanlarda eğer ihracatımızı geliştirirsek aradaki farkı çok daha kolay kapatabiliriz. Onun için akıl terine daha çok yatırım yapacağız. Diğer yandan istihdama yönelik bölgesel farkları ortadan kaldıracak teşviklerimiz devam edecek” açıklamalarında bulundu.
“İhracatçı sayımızı 120 binin üzerine çıkarmayı hedefliyoruz”
Avrupa Altyapı ve Yatırım Bankasının yayınladığı raporda Türkiyenin yaptığı alt yapı yatırımlarından övgü ile bahsedildiğinin altını çizen Yıldırım, “Bu yatırımlar ne sağladı? Bir yapılan bölünmüş yollar sayesinde iller arasındaki mesafe ortalama 1.5 saat kısaldı, göç azaldı. İller arasındaki yerel ticaret yüzde 40 arttı. Ülkenin genel ihracat artışına bu altyapının katkısı yüzde 1. İşsizliğin azalmasına katkısı yüzde 1. Trafik kazalarındaki azalma araç sayısı 2.5 kat artmasına rağmen ölümlü kazada azalma yüzde 62. Bölünmüş yollara yapılan yatırımın yıllık yakıttan ve zamandan tasarrufu 22 milyar lira. Bölünmüş yollara 110 milyar verdik. Bir yol yapıyorsun 5 senede amorte ediyor. Böyle bir yatırım var mı. Türkiyede bu iş geç kalmış. Biz altyapı, kalkınma açığını kapattık. Bunlar olmasa biz ihracatı arttırmayı konuşamazdık. İhracatı öğrenmeyen il kalmadı. Başladığımızda 12-13 ilimiz vardı. Ama yetmez ihracatımızın artış hızını yükseltmemiz lazım. Bunun için kafa yoracağız. İhracatçı sayımız 70 bini aştı, bunu 120 bin üzerine çıkarmayı hedefliyoruz” dedi.
Türkiyede artık seçimin bittiğinin ve işlerin normale döndüğünün altını çizen Yıldırım, “Bundan sonra işimize gücümüze daha çok yoğunlaşacağız. Ankarada işler iyi gidiyor. Hükümet zannediyorum önümüzdeki hafta sonu açıklanmış olur. Ayın 8-9unda Türkiyeyi 2023e taşıyacak yeni cumhuriyet hükümeti açıklanmış olacak. Meclis çalışmaya başlayacak” diye konuştu.
“Millet bunları iplemedi, ipini de çekti”
“Türkiyenin olgusu, algısının çok üzerinde” diyen Başbakan Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Sistematik bir algı operasyonuna tabii olduğumuz bir gerçek. Bunu hep yaşadık. Bunun tipik örnekleri var. Seçim kararı açıklandıktan sonra değerlendirme kuruluşları alelacele gündem yapıp Türkiye hakkında kararlar alıyor. Bunlar seçime şöyle ya da böyle müdahaleye yönelik hareketlerdi ama millet bunları iplemedi, ipini de çekti. Türkiyenin siyasetini kimse dışarıdan dizayn edemez. Türkiye siyasetine karar verecek milli iradedir. Biz durup dururken niye bu sistemi değiştirdik. 15 Temmuzu hatırlayın, önceki olayları hatırlayın, keyfimizden mi yaptık. Her şey yolunda. Başbakanlık, bakanlıklar da var. Sürekli birisi bir yerden kafayı gösteriyor ‘ben de buradayım. Kardeşim sana kim görev verdi. Maalesef bu vesayetlerden neler kaybetti Türkiye. AK Parti döneminde Türkiye ortalama büyümesi 5.7. 15 yıl arka arkaya. 1924den 2003e kadar büyüme 4.7. Türkiye 1924den bugüne kadar her yıl 5.7 büyüseydi bugün dünya ekonomisinde 7inci sıradaydık. Darbeler, müdahaleler bize milli gelirde 2.6 kat daha az büyümemize sebep oldu. Bütün bunları dikkate alarak değişikliği yaptık.”
Terörün Türkiye gündeminden tamamen çıkması gerektiğini vurgulayan Yıldırım, “Çıktı fakat Türkiye gündeminden çıkması yetmiyor, aynı zamanda etrafımızda terör sponsorlarının da ortadan kalkması lazım. Sınırlarımız ötesinden olanların da güvenli hale getirilmesi lazım. Aşağı yukarı 500 kilometre üzerinde sınır bandımızı biz kontrol eder hale geldik. Geriye kaldı 800 kilometrelik bölüm, onun için çalışıyor. Ülkemize içeriden dışarıdan bir tehdit vaki olduğunda gerekeni yapmak için kimseden icazet almak durumunda değiliz. Bu ülkenin beka meselesidir, güvenlik meselesidir, istikrar meselesidir. Bunun gereğini yaparız. Bu olmadığı zaman hiçbir şey konuşamayız. Can mal güvenliği teminat altına alınmayan bir ülkede ne ihracat anlam ifade eder, ne ticaret” dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, TİM 25. Olağan Genel Kurulu ve 2017 İhracat Şampiyonaları Ödül törenine katıldı. Törende konuşan Yıldırım, Türkiyenin 25 Haziranda yeni bir güne başladığını belirterek, “Bu günün özelliği Türkiyede yönetim sistemi değişti. 16 Nisanda millet bir karar verdi. 24 Haziranda da bu kararın arkasında olduğunu gösterdi. 94 yıllık parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçişi gerçekleştirdi. Yeni sistemin kurucu cumhurbaşkanı olarak da Recep Tayyip Erdoğanı seçti. Yeni dönemin ülkemiz, milletimiz için hayırlı uğurlu olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.
Yeni dönemde Başbakanlık makamının olmayacağını esprili şekilde vurgulayan Yıldırım, “Bizim koltuk elde kaldı” şeklinde konuştu.
“Mutlak üstünlüğümüz yok ama mukayeseli üstünlüğümüz çok”
Türkiyenin ihracat potansiyelinin çok yüksek olduğunu söyleyen Yıldırım, “Mutlak üstünlüğümüz yok ama mukayeseli üstünlüğümüz çok. Petrol, doğalgazımız yok ama mukayeseli üstünlük insandır, genç beyinlerdir. Türkiyenin geleceği gençleridir. Altyapıya çok yatırım yaptık. Eğitimde yaptığımız yatırım kayda değer bir yatırım. Önce okul olacak, yol olacak, geniş bant internet olacak, öğretmeniniz olacak, ondan sonra da kaliteye yöneleceksiniz. Zaman şimdi kalite zamanı” diye konuştu.
Üniversite sınavına giren gençlere de başarılar dileyen Başbakan Yıldırım, gençlere yapılan yatırımın bir ülkenin kaderini belirleyebileceğini kaydetti.
“Siz sadece dükkanı devrediyorsunuz, biz dükkanı kapattık”
TİMdeki seçim sürecini 24 Haziran seçimlerine benzeten Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Demokratik bir yarış oluyor aynen bizim yaptığımız gibi. Geçen hafta biz bu heyecanı yaşadık, rahatladık. Yarın siz de rahatlarsınız. Kazansanız 3 saat sürüyor sevinci, kaybetseniz bir günde atıyorsunuz. Kazananın stresi daha çok. 3 saat keyfini yaşarsınız, sonra ‘ne yapacağız diye düşünürsünüz. Kaybeden bir gün üzülür, ondan sonra ‘dünya varmış der. Biriniz kazanacaksınız ama kazanamayan benim koltuğu gelip alabilir. Bir fark var. Siz sadece dükkanı devrediyorsunuz, biz dükkanı kapattık.”
“Akıl terine daha çok yatırım yapacağız”
Türkiyenin borçlanarak büyüyen bir ülke olduğunu ve borçlanmaya devam edeceğini söyleyen Yıldırım, “Çünkü bizim açığımız var, bu açığı başka türlü kapatamayız. Akıl terinin, teknolojinin daha fazla olduğu işlere, daha çok destek vereceğiz. Katma değeri yüksek alanlarda eğer ihracatımızı geliştirirsek aradaki farkı çok daha kolay kapatabiliriz. Onun için akıl terine daha çok yatırım yapacağız. Diğer yandan istihdama yönelik bölgesel farkları ortadan kaldıracak teşviklerimiz devam edecek” açıklamalarında bulundu.
“İhracatçı sayımızı 120 binin üzerine çıkarmayı hedefliyoruz”
Avrupa Altyapı ve Yatırım Bankasının yayınladığı raporda Türkiyenin yaptığı alt yapı yatırımlarından övgü ile bahsedildiğinin altını çizen Yıldırım, “Bu yatırımlar ne sağladı? Bir yapılan bölünmüş yollar sayesinde iller arasındaki mesafe ortalama 1.5 saat kısaldı, göç azaldı. İller arasındaki yerel ticaret yüzde 40 arttı. Ülkenin genel ihracat artışına bu altyapının katkısı yüzde 1. İşsizliğin azalmasına katkısı yüzde 1. Trafik kazalarındaki azalma araç sayısı 2.5 kat artmasına rağmen ölümlü kazada azalma yüzde 62. Bölünmüş yollara yapılan yatırımın yıllık yakıttan ve zamandan tasarrufu 22 milyar lira. Bölünmüş yollara 110 milyar verdik. Bir yol yapıyorsun 5 senede amorte ediyor. Böyle bir yatırım var mı. Türkiyede bu iş geç kalmış. Biz altyapı, kalkınma açığını kapattık. Bunlar olmasa biz ihracatı arttırmayı konuşamazdık. İhracatı öğrenmeyen il kalmadı. Başladığımızda 12-13 ilimiz vardı. Ama yetmez ihracatımızın artış hızını yükseltmemiz lazım. Bunun için kafa yoracağız. İhracatçı sayımız 70 bini aştı, bunu 120 bin üzerine çıkarmayı hedefliyoruz” dedi.
Türkiyede artık seçimin bittiğinin ve işlerin normale döndüğünün altını çizen Yıldırım, “Bundan sonra işimize gücümüze daha çok yoğunlaşacağız. Ankarada işler iyi gidiyor. Hükümet zannediyorum önümüzdeki hafta sonu açıklanmış olur. Ayın 8-9unda Türkiyeyi 2023e taşıyacak yeni cumhuriyet hükümeti açıklanmış olacak. Meclis çalışmaya başlayacak” diye konuştu.
“Millet bunları iplemedi, ipini de çekti”
“Türkiyenin olgusu, algısının çok üzerinde” diyen Başbakan Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Sistematik bir algı operasyonuna tabii olduğumuz bir gerçek. Bunu hep yaşadık. Bunun tipik örnekleri var. Seçim kararı açıklandıktan sonra değerlendirme kuruluşları alelacele gündem yapıp Türkiye hakkında kararlar alıyor. Bunlar seçime şöyle ya da böyle müdahaleye yönelik hareketlerdi ama millet bunları iplemedi, ipini de çekti. Türkiyenin siyasetini kimse dışarıdan dizayn edemez. Türkiye siyasetine karar verecek milli iradedir. Biz durup dururken niye bu sistemi değiştirdik. 15 Temmuzu hatırlayın, önceki olayları hatırlayın, keyfimizden mi yaptık. Her şey yolunda. Başbakanlık, bakanlıklar da var. Sürekli birisi bir yerden kafayı gösteriyor ‘ben de buradayım. Kardeşim sana kim görev verdi. Maalesef bu vesayetlerden neler kaybetti Türkiye. AK Parti döneminde Türkiye ortalama büyümesi 5.7. 15 yıl arka arkaya. 1924den 2003e kadar büyüme 4.7. Türkiye 1924den bugüne kadar her yıl 5.7 büyüseydi bugün dünya ekonomisinde 7inci sıradaydık. Darbeler, müdahaleler bize milli gelirde 2.6 kat daha az büyümemize sebep oldu. Bütün bunları dikkate alarak değişikliği yaptık.”
Terörün Türkiye gündeminden tamamen çıkması gerektiğini vurgulayan Yıldırım, “Çıktı fakat Türkiye gündeminden çıkması yetmiyor, aynı zamanda etrafımızda terör sponsorlarının da ortadan kalkması lazım. Sınırlarımız ötesinden olanların da güvenli hale getirilmesi lazım. Aşağı yukarı 500 kilometre üzerinde sınır bandımızı biz kontrol eder hale geldik. Geriye kaldı 800 kilometrelik bölüm, onun için çalışıyor. Ülkemize içeriden dışarıdan bir tehdit vaki olduğunda gerekeni yapmak için kimseden icazet almak durumunda değiliz. Bu ülkenin beka meselesidir, güvenlik meselesidir, istikrar meselesidir. Bunun gereğini yaparız. Bu olmadığı zaman hiçbir şey konuşamayız. Can mal güvenliği teminat altına alınmayan bir ülkede ne ihracat anlam ifade eder, ne ticaret” dedi.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!