Uzmanından Kurban Etini Pişirme Ve Saklama Önerileri
Denizli İl Sağlık Müdürlüğü Diyetisyeni Tuba Sözer, Kurban Bayramında dengeli beslenilmesi ve et tüketiminde aşırıya kaçılmaması gerektiğini belirterek, etlerin pişirilme yöntemleri ve saklanması konusunda yapılması gerekenleri anlattı.
Denizli İl Sağlık Müdürlüğü Diyetisyeni Tuba Sözer, Kurban Bayramında dengeli beslenilmesi ve et tüketiminde aşırıya kaçılmaması gerektiğini belirterek, etlerin pişirilme yöntemleri ve saklanması konusunda yapılması gerekenleri anlattı.
Kurban Bayramında et tüketiminin yanı sıra şekerli besin tüketiminin de arttığını ve bayram günlerinde kurulan geniş sofralarda porsiyon kontrolünün sağlanmasının zorlaştığını belirten Tuba Sözer, bu durumların özellikle tansiyon, diyabet, böbrek hastalığı olanlar ve riskli grupta olan bireylerde sıkıntılı durumlara yol açabileceğini söyledi.
“Çok yüksek ısıda, uzun süre pişirme ve kızartma tercih edilmemelidir”
Kurban Bayramında etin tüketim miktarının yanı sıra pişirme yöntemlerine de dikkat edilmesi gerektiğinden bahseden Sözer, “Etlerin pişirilmesinde haşlama ve ızgara gibi yöntemler tercih edilmeli, kızartmalardan kaçınılmalıdır. Çok yüksek ısıda, uzun süre pişirme ve kızartma yöntemi çeşitli kanserojen maddelerin oluşumuna neden olabileceği için tercih edilmemelidir. Etle yapılan yemekler kendi yağı ile pişirilmeli ve ilave yağ eklenmemelidir. Özellikle kuyruk yağı veya tereyağının et yemeklerinde kullanılmasından kaçınılmalıdır. Etler ızgarada pişirilirken, etle ateş arasındaki uzaklık eti yakmayacak ve kömürleşme sağlamayacak şekilde ayarlanmalıdır. Yüksek ateş yüzeydeki proteinleri birdenbire katılaştırır ve ısı etin iç kısmına ulaşamaz. Bu nedenle etlerin iç sıcaklığı en az 75 derece olmalıdır. Çok yüksek ısı, etin dış yüzeyinin yanmasına ve su kaybının fazla olmasına yol açarak besin öğesi kaybını artırır” dedi.
“Büyük parçalar şeklinde değil, birer yemeklik olacak şekilde saklanmalı”
Kesilen etlerin korunmasının ve saklanmasının insan sağlığı açısından çok önemli olduğuna değinen Sözer, etin saklanma koşullarını da şu şekilde açıkladı:
“Kurban etleri, büyük parçalar şeklinde değil, birer yemeklik olacak şekilde küçük parçalara ayrılarak buzdolabı poşetine veya yağlı kağıda sarılmalı ve buzdolabının buzluk kısmında veya derin dondurucuda saklanmalıdır. Bu şekilde hazırlanan etler, buzlukta eksi 2 derecede birkaç hafta, eksi 18 derece derin dondurucuda ise daha uzun süreyle saklanabilir. Kurban eti uygun koşullarda kesildikten sonra, etler hayvanın uygun yerlerinden yağlı kısımları ayrılarak parçalanmalıdır. Kesilen kurban eti mutlaka buzdolabında 1 gün bekletilmelidir. Bekleyen et böylece suyunu verecek ve daha iyi pişirmeye hazır hale gelecektir. Etler kolaylıkla bozulabilen potansiyel riskli besinlerdir. Etlerin dondurulduktan sonra tekrar çözünmesi bazı mikroorganizmalar için üreme ortamı oluşturur ve bu da sağlığımızı tehdit eder. Çözünen et hemen pişirilmeli ve tekrar dondurulmamalıdır. Etlerin, oda ısısında açıkta bırakılacak şekilde değil, yine buzdolabının alt bölmesinde çözünmesi sağlanmalıdır. Derin dondurucuda saklanan etin buzdolabının sebzelik kısmının üstüne konularak çözünmesi beklenebilir. Etin çabuk çözünmesi amacıyla uygulanan kalorifer, soba üzerinde çözünme, oda sıcaklığında bekletme gibi yöntemler, insan sağlığı açısından tehlikeli sonuçları da beraberinde getirmektedir diye konuştu.
Kurban Bayramında et tüketiminin yanı sıra şekerli besin tüketiminin de arttığını ve bayram günlerinde kurulan geniş sofralarda porsiyon kontrolünün sağlanmasının zorlaştığını belirten Tuba Sözer, bu durumların özellikle tansiyon, diyabet, böbrek hastalığı olanlar ve riskli grupta olan bireylerde sıkıntılı durumlara yol açabileceğini söyledi.
“Çok yüksek ısıda, uzun süre pişirme ve kızartma tercih edilmemelidir”
Kurban Bayramında etin tüketim miktarının yanı sıra pişirme yöntemlerine de dikkat edilmesi gerektiğinden bahseden Sözer, “Etlerin pişirilmesinde haşlama ve ızgara gibi yöntemler tercih edilmeli, kızartmalardan kaçınılmalıdır. Çok yüksek ısıda, uzun süre pişirme ve kızartma yöntemi çeşitli kanserojen maddelerin oluşumuna neden olabileceği için tercih edilmemelidir. Etle yapılan yemekler kendi yağı ile pişirilmeli ve ilave yağ eklenmemelidir. Özellikle kuyruk yağı veya tereyağının et yemeklerinde kullanılmasından kaçınılmalıdır. Etler ızgarada pişirilirken, etle ateş arasındaki uzaklık eti yakmayacak ve kömürleşme sağlamayacak şekilde ayarlanmalıdır. Yüksek ateş yüzeydeki proteinleri birdenbire katılaştırır ve ısı etin iç kısmına ulaşamaz. Bu nedenle etlerin iç sıcaklığı en az 75 derece olmalıdır. Çok yüksek ısı, etin dış yüzeyinin yanmasına ve su kaybının fazla olmasına yol açarak besin öğesi kaybını artırır” dedi.
“Büyük parçalar şeklinde değil, birer yemeklik olacak şekilde saklanmalı”
Kesilen etlerin korunmasının ve saklanmasının insan sağlığı açısından çok önemli olduğuna değinen Sözer, etin saklanma koşullarını da şu şekilde açıkladı:
“Kurban etleri, büyük parçalar şeklinde değil, birer yemeklik olacak şekilde küçük parçalara ayrılarak buzdolabı poşetine veya yağlı kağıda sarılmalı ve buzdolabının buzluk kısmında veya derin dondurucuda saklanmalıdır. Bu şekilde hazırlanan etler, buzlukta eksi 2 derecede birkaç hafta, eksi 18 derece derin dondurucuda ise daha uzun süreyle saklanabilir. Kurban eti uygun koşullarda kesildikten sonra, etler hayvanın uygun yerlerinden yağlı kısımları ayrılarak parçalanmalıdır. Kesilen kurban eti mutlaka buzdolabında 1 gün bekletilmelidir. Bekleyen et böylece suyunu verecek ve daha iyi pişirmeye hazır hale gelecektir. Etler kolaylıkla bozulabilen potansiyel riskli besinlerdir. Etlerin dondurulduktan sonra tekrar çözünmesi bazı mikroorganizmalar için üreme ortamı oluşturur ve bu da sağlığımızı tehdit eder. Çözünen et hemen pişirilmeli ve tekrar dondurulmamalıdır. Etlerin, oda ısısında açıkta bırakılacak şekilde değil, yine buzdolabının alt bölmesinde çözünmesi sağlanmalıdır. Derin dondurucuda saklanan etin buzdolabının sebzelik kısmının üstüne konularak çözünmesi beklenebilir. Etin çabuk çözünmesi amacıyla uygulanan kalorifer, soba üzerinde çözünme, oda sıcaklığında bekletme gibi yöntemler, insan sağlığı açısından tehlikeli sonuçları da beraberinde getirmektedir diye konuştu.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!