Tuvalette Uzun Kalmak Hemoroidi Tetikliyor
İç Hastalıkları, Gastroenteroloji ve Hepatoloji Uzmanı Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, tuvalette uzun süre kalmanın halk arasında “basur” olarak bilinen “hemoroid” hastalığını tetiklediğini belirterek, cep telefonu, gazete ve kitapla tuvalete girme alışkanlığı olanların bundan vazgeçmeleri tavsiyesinde bulundu.
İç Hastalıkları, Gastroenteroloji ve Hepatoloji Uzmanı Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, tuvalette uzun süre kalmanın halk arasında “basur” olarak bilinen “hemoroid” hastalığını tetiklediğini belirterek, cep telefonu, gazete ve kitapla tuvalete girme alışkanlığı olanların bundan vazgeçmeleri tavsiyesinde bulundu.
Prof. Dr. Gümürdülü, hemoroidin toplumda çok sık görülen, ancak insanların doktora genellikle geç evrelerde başvurduğu bir hastalık olduğunu söyledi.
Sıklıkla ıkınma ve tuvalete çıkmada zorluğun hemoroid nedeni olabileceğini belirten Prof. Dr. Gümürdülü, “Hemoroid, makat bölgesinde normalde bulunan damarsal yapıların genişlemesidir. Sağlıklı bireylerde makat bölgesindeki kanlanmadan sorumlu olan bu yapılar, çeşitli nedenlerle genişlerse hemoroid hastalığı karşımıza çıkmaktadır” dedi.
Hastalığın belirtilerine de dikkati çeken Prof. Dr. Gümürdülü, “En sık belirti, makat bölgesinde ele gelen şişliklerdir. Bu durum hastalarda, yanma, ağrı, hassasiyet ve kanamaya yol açmaktadır. Hemoroidler şiş durumda olduğunda veya içerisinde kan pıhtısı oluştuğunda ağrı artabilir. Tromboze hemoroid dediğimiz bu durum, cerrahi bir acil durumdur ve müdahale gerektirir” diye konuştu.
Hastalığın gelişiminde risk faktörleri
Prof. Dr. Gümürdülü, tuvalette uzun süre geçirmek ve uzun süre ıkınmanın da hemoroidal hastalık gelişimi için risk faktörü olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
Hemoroidden korunmada tuvalette ortalama 2 dakikadan fazla kalmamak, tuvalette kalma süresini uzatacak cep telefonu, gazete ve kitap alışkanlığını bırakmak gerekir. Unutmayalım ki; tuvalete tatile veya dinlenmeye gitmiyorsunuz.
Gümürdülü, karın içi basıncı arttıran her türlü hastalığın hemoroid oluşumuna yol açabildiğine dikkat çekerek, şunları kaydetti:
“Toplardamarları tutan hastalıklarda da hemoroidler aslında birer toplardamar yapısı olduğu için etkilenebilirler. Erken evre hemoroidlerde ilaç tedavisi tercih edilir. Ağızdan ve haricen verilen ilaçlar ile hastalığın yol açtığı sıkıntılar giderilmeye çalışılır. Bu konuda en önemli nokta, çekinmeden bir doktora başvurmaktır. Bazen ‘hemoroid veya önemsiz bir şeydir denilen basit belirtiler, kalın bağırsak kanseri gibi çok ciddi hastalıkların habercisi olabilmektedir. Tüm belirtilerin nedenleri, titizlikle ortaya konmalıdır.”
Riskli yaş grubu 45-65 yaş arası
Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, hastalığın en sık olarak rastlandığı yaş grubunun 45-65 yaş arası olduğunu belirterek, erkeklerde kadınlara oranla 1,3 kat daha sık görüldüğüne dikkati çekti. 30 yaşın üzerindeki nüfusun ortalama yüzde 50sinde basur veya hemoroid geliştiğini anlatan Prof. Dr. Gümürdülü, şöyle devam etti:
“Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, ülkemiz nüfusu 2010 yılı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarında 72,5 milyon olarak belirlenmiştir. 30 yaş üzerindeki nüfus göz önüne alındığında, 35,9 milyon (Yüzde 48.6) kişi olduğu görülür ve bu nüfusun yarısında potansiyel olarak basur sorunu olduğu düşünüldüğünde ise 18 milyona yakın basur (hemoroid) yakınması olan kişi olduğu hesaplanır. Pratikte hastaların ortalama yüzde 10 kadarının hekime başvurduğu düşünüldüğünde, 30 yaş üzeri nüfusta, 2 milyona yakın potansiyel hemoroid hastası olduğu hesaplanabilir.”
Lifli gıda, bol su ve hareket
Gümürdülü, lifli gıdalarla beraber bol su tüketilmesinin, hemoroid oluşumunu engelleyen faktör olduğunu söyledi.
Sportif bir yaşam ve sık hareketlerin de, hemoroidal hastalıklardan koruyucu etkiye sahip olduğu bilgisini veren Gümürdülü, “Düzenli bir tuvalet alışkanlığı çok önemlidir. Her gün belli bir saatte veya 2-3 günde bir tuvalete çıkılması idealdir. Acı ve baharatlı gıdalar, hemoroid hastalarında yakınmaları kötüleşir ve dışkılama güçlüğüne neden olur” diye konuştu.
Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, hemoroidal hastalığın genellikle aşırı rahatsızlıklara neden olan, fakat hayatı tehdit edici olmayan bir durum olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Bulgular birkaç gün içinde yok olur ancak daha kötüleşerek tekrar eder. Tuvalet yapılması esnasında kanama, makatı kurularken tuvalet kağıdına kan bulaşması, yetersiz ve ağrılı bağırsak hareketleri, makat içinde veya yakınında ağrılı şişlik ve oturma esnasında ağrı gibi durumlarda derhal doktora başvurulması, sağlık açısından önemlidir.”
Prof. Dr. Gümürdülü, hemoroidin toplumda çok sık görülen, ancak insanların doktora genellikle geç evrelerde başvurduğu bir hastalık olduğunu söyledi.
Sıklıkla ıkınma ve tuvalete çıkmada zorluğun hemoroid nedeni olabileceğini belirten Prof. Dr. Gümürdülü, “Hemoroid, makat bölgesinde normalde bulunan damarsal yapıların genişlemesidir. Sağlıklı bireylerde makat bölgesindeki kanlanmadan sorumlu olan bu yapılar, çeşitli nedenlerle genişlerse hemoroid hastalığı karşımıza çıkmaktadır” dedi.
Hastalığın belirtilerine de dikkati çeken Prof. Dr. Gümürdülü, “En sık belirti, makat bölgesinde ele gelen şişliklerdir. Bu durum hastalarda, yanma, ağrı, hassasiyet ve kanamaya yol açmaktadır. Hemoroidler şiş durumda olduğunda veya içerisinde kan pıhtısı oluştuğunda ağrı artabilir. Tromboze hemoroid dediğimiz bu durum, cerrahi bir acil durumdur ve müdahale gerektirir” diye konuştu.
Hastalığın gelişiminde risk faktörleri
Prof. Dr. Gümürdülü, tuvalette uzun süre geçirmek ve uzun süre ıkınmanın da hemoroidal hastalık gelişimi için risk faktörü olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
Hemoroidden korunmada tuvalette ortalama 2 dakikadan fazla kalmamak, tuvalette kalma süresini uzatacak cep telefonu, gazete ve kitap alışkanlığını bırakmak gerekir. Unutmayalım ki; tuvalete tatile veya dinlenmeye gitmiyorsunuz.
Gümürdülü, karın içi basıncı arttıran her türlü hastalığın hemoroid oluşumuna yol açabildiğine dikkat çekerek, şunları kaydetti:
“Toplardamarları tutan hastalıklarda da hemoroidler aslında birer toplardamar yapısı olduğu için etkilenebilirler. Erken evre hemoroidlerde ilaç tedavisi tercih edilir. Ağızdan ve haricen verilen ilaçlar ile hastalığın yol açtığı sıkıntılar giderilmeye çalışılır. Bu konuda en önemli nokta, çekinmeden bir doktora başvurmaktır. Bazen ‘hemoroid veya önemsiz bir şeydir denilen basit belirtiler, kalın bağırsak kanseri gibi çok ciddi hastalıkların habercisi olabilmektedir. Tüm belirtilerin nedenleri, titizlikle ortaya konmalıdır.”
Riskli yaş grubu 45-65 yaş arası
Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, hastalığın en sık olarak rastlandığı yaş grubunun 45-65 yaş arası olduğunu belirterek, erkeklerde kadınlara oranla 1,3 kat daha sık görüldüğüne dikkati çekti. 30 yaşın üzerindeki nüfusun ortalama yüzde 50sinde basur veya hemoroid geliştiğini anlatan Prof. Dr. Gümürdülü, şöyle devam etti:
“Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, ülkemiz nüfusu 2010 yılı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarında 72,5 milyon olarak belirlenmiştir. 30 yaş üzerindeki nüfus göz önüne alındığında, 35,9 milyon (Yüzde 48.6) kişi olduğu görülür ve bu nüfusun yarısında potansiyel olarak basur sorunu olduğu düşünüldüğünde ise 18 milyona yakın basur (hemoroid) yakınması olan kişi olduğu hesaplanır. Pratikte hastaların ortalama yüzde 10 kadarının hekime başvurduğu düşünüldüğünde, 30 yaş üzeri nüfusta, 2 milyona yakın potansiyel hemoroid hastası olduğu hesaplanabilir.”
Lifli gıda, bol su ve hareket
Gümürdülü, lifli gıdalarla beraber bol su tüketilmesinin, hemoroid oluşumunu engelleyen faktör olduğunu söyledi.
Sportif bir yaşam ve sık hareketlerin de, hemoroidal hastalıklardan koruyucu etkiye sahip olduğu bilgisini veren Gümürdülü, “Düzenli bir tuvalet alışkanlığı çok önemlidir. Her gün belli bir saatte veya 2-3 günde bir tuvalete çıkılması idealdir. Acı ve baharatlı gıdalar, hemoroid hastalarında yakınmaları kötüleşir ve dışkılama güçlüğüne neden olur” diye konuştu.
Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, hemoroidal hastalığın genellikle aşırı rahatsızlıklara neden olan, fakat hayatı tehdit edici olmayan bir durum olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Bulgular birkaç gün içinde yok olur ancak daha kötüleşerek tekrar eder. Tuvalet yapılması esnasında kanama, makatı kurularken tuvalet kağıdına kan bulaşması, yetersiz ve ağrılı bağırsak hareketleri, makat içinde veya yakınında ağrılı şişlik ve oturma esnasında ağrı gibi durumlarda derhal doktora başvurulması, sağlık açısından önemlidir.”
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!