Tüp Bebekte 5 Güncel Uygulama
Prof.Dr. Cem Fıçıcıoğlu, tıpta ve teknolojide olan gelişmelerin her tedaviyi olduğu gibi tüp bebek tedavisini de etkilediğini önemli ilerlemeler ve aşamaların kaydedilmekte olduğunu söyledi.
Prof.Dr. Cem Fıçıcıoğlu, tıpta ve teknolojide olan gelişmelerin her tedaviyi olduğu gibi tüp bebek tedavisini de etkilediğini önemli ilerlemeler ve aşamaların kaydedilmekte olduğunu söyledi.
Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Prof.Dr. Cem Fıçıcıoğlu, “Son zamanlardaki baş döndürücü gelişmeler sayesinde tüp bebek tedavisinin uygulama şekli kolaylaşmış, maliyeti ucuzlamış, tedavi süreleri kısalarak daha rahat hale dönmüştür. Birden fazla denemede olumlu sonuç alınamayan hastalarda sorunlardan biri de transfer edilen embriyoların rahme tutunma aşamasının da görülür. Bu durum embriyodan kaynaklanana problemler olabileceği gibi rahmin embriyoları reddetmesine bağlı da olabilir. Embriyo kalitesini arttırabilmek için, ileri teknolojinin ürünü olan inkübatörler (içinde embriyoların büyümesi için en elverişli ısıyı, nemi ve gaz karışımını sağlayan özel cihazlar) ve geliştirilmiş kültür vasatları kullanılmaya başlandı. Son yıllarda genetik hastalıkların tanı ve tedavisi alanında birçok gelişmeler olmuştur. Genetik hastalıkların en erken teşhisi preimplantar genetik tanı (embriyo ana rahmine transfer edilmeden yapılan genetik inceleme) ile mümkündür” dedi.
Prof.Dr. Cem Fıçıcıoğlu, diğer uygulamaları şöyle sıraladı:
“Blastosit transferi: Blastosit embriyonun rahme tutunmadan önce ulaştığı en son halidir. Blastosit aşamasına ulaşmış embriyonun rahme tutunup, gebelik oluşturma potansiyeli daha erken safhalardaki embriyolara göre yüksektir. Blastosit transferi, embriyo gelişimini daha iyi gözlemleyebilme ve rahim içine tutunma ve gelişme özelliği en yüksek embriyoyu transfer edebilme amacıyla 5. Yada 6. günde yapılan transferdir. Embriyo blastosit aşamasına kadar tüp bebek labaratuvarında geliştirildikten sonra transfer edilir
PGS(Preimplantasyon Genetik Testi): Embriyo gelişiminin 5.-6. Gününde iken embriyoya zarar vermeden bir veya birkaç hücre mikro cerrahi yöntemleri ile alınır(biyopsi) ve genetik yöntemlerle incelenir; böylece cinsiyete bağlı kalıtılan hastalıkların, tek gen hastalıkların, kromozomal düzensizliklerin tespiti yapılabilmektedir.PGT işlemi, anne adayından elde edilen yumurta ve baba adayından elde edilen spermin vücut dışında birleştirilmesi(ICSI) ile başlar. Bu inceleme sonunda ;normal olarak tespit edilen embriyo veya embriyolar rahimiçi hazırılığının ardından transfer edilerek daha yüksek oranlara ulaşan gebelik sonuçları elde edilmektedir.
MitoScore: MitoScore embriyonun enerji stres seviyesini belirleyen bir yöntemdir. Bu yöntem PGS uygulanan embriyolardan implantasyon (tutunma) olasılığı en yüksek olan embriyo seçimini sağlar. PGS ile kromozomları genetik olarak incelen embriyonun aynı zamanda mitokondri DNA kopya sayısına bakılarak enerji stres düzeyi belirlenir. Mitokondri DNA kopya sayısı embriyonun enerji düzeyi için direkt bir belirteç değildir, aksine embriyonun enerji stresinin belirtecidir. MitoScore yöntemi ile genetik olarak kromozom sayıları normal (öploid) embriyolardan implantasyon (tutunma) olasılığı yüksek olan embriyonu seçilmesi sağlanır. Bu yöntem PGS yapılarak normal olarak belirlenmiş embriyoların morfolojik (yapısal) olarak değerlendirmesine ilave bir yöntem olarak düşünebilir. Bu yöntem 3. veya 5.gün embriyolarına uygulanabilir. MitoScore için ektra olarak embriyodan hücre almaya gerek yoktur, PGS işlemi için alınan hücreler kullanılır. Yüksek MitoScore değerlerine sahip embriyolar düşük implantasyon (tutunma) olasılığına sahiptir, fakat bu embriyoların hiç tutunmayacağı anlamına gelmez. Bu embriyoların yapısal değerlendirilmesine ilave bir yöntemdir.
Mikroçip: İnfertilite nedenlerinin %40ı erkek faktörü olduğu düşünüldüğünde; sperm sayısındaki azlık ,sperm hareketlerindeki yavaşlık ve morfolojik(yapı) bozuk olması gebelik şansını iyice düşürür. Mikroçip yöntemi, bir Türk bilim adamı tarafından Stanford Üniversitesinde geliştirmiş ve kendi kliniğimizde kullanıldığı gibi günümüzde pek çok merkezde de kullanılmaktadır. Kısaca mikroçip yöntemindeki amaç; sağlıklı ve iyi kalitedeki spermlerin ayırt edilmesini ve seçilmesini sağlamaktır. Kaliteli ve hasarsız olan yani hareketi ve morfolojisi iyi olanlar spermçipin içinde bulunan mikro kanallardan geçerek ayrıştırılır ve bu iyi kalitedeki spermler in eşten toplanan yumurtalarla döllenmesi ile 5. Güne ulaşan blastosist embriyolar elde edilir. Bu yöntemle erkek faktörlü infertilitede gebelik oranlarının arttığı görmekteyiz.”
Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Prof.Dr. Cem Fıçıcıoğlu, “Son zamanlardaki baş döndürücü gelişmeler sayesinde tüp bebek tedavisinin uygulama şekli kolaylaşmış, maliyeti ucuzlamış, tedavi süreleri kısalarak daha rahat hale dönmüştür. Birden fazla denemede olumlu sonuç alınamayan hastalarda sorunlardan biri de transfer edilen embriyoların rahme tutunma aşamasının da görülür. Bu durum embriyodan kaynaklanana problemler olabileceği gibi rahmin embriyoları reddetmesine bağlı da olabilir. Embriyo kalitesini arttırabilmek için, ileri teknolojinin ürünü olan inkübatörler (içinde embriyoların büyümesi için en elverişli ısıyı, nemi ve gaz karışımını sağlayan özel cihazlar) ve geliştirilmiş kültür vasatları kullanılmaya başlandı. Son yıllarda genetik hastalıkların tanı ve tedavisi alanında birçok gelişmeler olmuştur. Genetik hastalıkların en erken teşhisi preimplantar genetik tanı (embriyo ana rahmine transfer edilmeden yapılan genetik inceleme) ile mümkündür” dedi.
Prof.Dr. Cem Fıçıcıoğlu, diğer uygulamaları şöyle sıraladı:
“Blastosit transferi: Blastosit embriyonun rahme tutunmadan önce ulaştığı en son halidir. Blastosit aşamasına ulaşmış embriyonun rahme tutunup, gebelik oluşturma potansiyeli daha erken safhalardaki embriyolara göre yüksektir. Blastosit transferi, embriyo gelişimini daha iyi gözlemleyebilme ve rahim içine tutunma ve gelişme özelliği en yüksek embriyoyu transfer edebilme amacıyla 5. Yada 6. günde yapılan transferdir. Embriyo blastosit aşamasına kadar tüp bebek labaratuvarında geliştirildikten sonra transfer edilir
PGS(Preimplantasyon Genetik Testi): Embriyo gelişiminin 5.-6. Gününde iken embriyoya zarar vermeden bir veya birkaç hücre mikro cerrahi yöntemleri ile alınır(biyopsi) ve genetik yöntemlerle incelenir; böylece cinsiyete bağlı kalıtılan hastalıkların, tek gen hastalıkların, kromozomal düzensizliklerin tespiti yapılabilmektedir.PGT işlemi, anne adayından elde edilen yumurta ve baba adayından elde edilen spermin vücut dışında birleştirilmesi(ICSI) ile başlar. Bu inceleme sonunda ;normal olarak tespit edilen embriyo veya embriyolar rahimiçi hazırılığının ardından transfer edilerek daha yüksek oranlara ulaşan gebelik sonuçları elde edilmektedir.
MitoScore: MitoScore embriyonun enerji stres seviyesini belirleyen bir yöntemdir. Bu yöntem PGS uygulanan embriyolardan implantasyon (tutunma) olasılığı en yüksek olan embriyo seçimini sağlar. PGS ile kromozomları genetik olarak incelen embriyonun aynı zamanda mitokondri DNA kopya sayısına bakılarak enerji stres düzeyi belirlenir. Mitokondri DNA kopya sayısı embriyonun enerji düzeyi için direkt bir belirteç değildir, aksine embriyonun enerji stresinin belirtecidir. MitoScore yöntemi ile genetik olarak kromozom sayıları normal (öploid) embriyolardan implantasyon (tutunma) olasılığı yüksek olan embriyonu seçilmesi sağlanır. Bu yöntem PGS yapılarak normal olarak belirlenmiş embriyoların morfolojik (yapısal) olarak değerlendirmesine ilave bir yöntem olarak düşünebilir. Bu yöntem 3. veya 5.gün embriyolarına uygulanabilir. MitoScore için ektra olarak embriyodan hücre almaya gerek yoktur, PGS işlemi için alınan hücreler kullanılır. Yüksek MitoScore değerlerine sahip embriyolar düşük implantasyon (tutunma) olasılığına sahiptir, fakat bu embriyoların hiç tutunmayacağı anlamına gelmez. Bu embriyoların yapısal değerlendirilmesine ilave bir yöntemdir.
Mikroçip: İnfertilite nedenlerinin %40ı erkek faktörü olduğu düşünüldüğünde; sperm sayısındaki azlık ,sperm hareketlerindeki yavaşlık ve morfolojik(yapı) bozuk olması gebelik şansını iyice düşürür. Mikroçip yöntemi, bir Türk bilim adamı tarafından Stanford Üniversitesinde geliştirmiş ve kendi kliniğimizde kullanıldığı gibi günümüzde pek çok merkezde de kullanılmaktadır. Kısaca mikroçip yöntemindeki amaç; sağlıklı ve iyi kalitedeki spermlerin ayırt edilmesini ve seçilmesini sağlamaktır. Kaliteli ve hasarsız olan yani hareketi ve morfolojisi iyi olanlar spermçipin içinde bulunan mikro kanallardan geçerek ayrıştırılır ve bu iyi kalitedeki spermler in eşten toplanan yumurtalarla döllenmesi ile 5. Güne ulaşan blastosist embriyolar elde edilir. Bu yöntemle erkek faktörlü infertilitede gebelik oranlarının arttığı görmekteyiz.”
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!