Reflü Dişlerde Çürümeye Neden Oluyor
Dr. İlker Arslan, reflünün dişlerde çürümeye neden olabileceğini söyledi.
Dr. İlker Arslan, reflünün dişlerde çürümeye neden olabileceğini söyledi.
Dent Suadiye Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği Protez Uzmanı Dr. İlker Arslan, “Reflü; mide asidinin yemek borusuna ulaşmasıyla yemek borusu, boğaz yolu, ses telleri ve ağıza verdiği hasarla adından söz ettiriyor; diş ve diş etlerinde de çeşitli sağlık sorunlarını beraberinde getiriyor. Açken ya da tokken mide asidi ve sindirimle ilgili olarak diğer mide sıvılarının yemek borusu ve boğazımıza doğru geri gelmesine reflü adı veriliyor. Türkiyede her beş kişiden biri reflü hastası. Son yıllarda sıklıkla rastlanan hastalıklardan biri olan reflü, vücudumuzun diğer bölgelerinde kendini gösteren ancak reflü ile ilgisi olmadığını düşündüğünüz pek çok rahatsızlığa zemin hazırlayabiliyor” dedi.
En önemli belirtisi ağız içine acı su gelmesi olan reflünün, diş çürüklerine uygun ortam hazırladığını ifade eden Dr. Arslan, “Ağız içerisinde asidin yaptığı tahrişe bağlı olarak, diş eti iltihaplanmaları (gingivit), diş minesinde kayıp ve diş çürükleri oluşabilir. Reflü hastalarında diş çürüğü oranı, reflü hastalığı olmayanlardan yüksek bulunmuştur. Reflünün özellikle sabahları ağızda, kötü koku ve tat oluşmasına neden olur. İlerleyen dönemde ağızdaki asit miktarının artması nedeni ile dişlerde aşınmalar meydana gelir. Ağızda yapılan cerrahi işlemler sonrasında iyileşme süresi uzar ve enfeksiyon (iltihaplanma) riski artar. Ağız dokularının uzun süre asitli ortama maruz kalması sonucu, diş etlerinde kanama, yanma ve ağızda geçmeyen yaralar oluşur” diye konuştu.
Reflünün aynı zamanda diş etlerinde de geri dönüşü olmayan hasarlara yol açabildiğini kaydeden Dr. Arslan, “Bunlar diş eti çekilmesi ve diş eti iltihabı olarak kendini gösterebilir. Diş etlerinizi bu zararlardan korumak için bol su içmeli, ağzınızı bol su ile çalkalamalı ve gece yatarken diş ve diş etlerinizi iyi bir şekilde fırçalamalısınız. Aynı zamanda altı ayda bir veya daha sık diş hekimi kontrolüne gitmek, kişilerin gözünden kaçabilen ufak hasarların kalıcı hasarlara dönüşmeden tedavi edilmesini sağlayacaktır” açıklamalarında bulundu.
Dent Suadiye Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği Protez Uzmanı Dr. İlker Arslan, “Reflü; mide asidinin yemek borusuna ulaşmasıyla yemek borusu, boğaz yolu, ses telleri ve ağıza verdiği hasarla adından söz ettiriyor; diş ve diş etlerinde de çeşitli sağlık sorunlarını beraberinde getiriyor. Açken ya da tokken mide asidi ve sindirimle ilgili olarak diğer mide sıvılarının yemek borusu ve boğazımıza doğru geri gelmesine reflü adı veriliyor. Türkiyede her beş kişiden biri reflü hastası. Son yıllarda sıklıkla rastlanan hastalıklardan biri olan reflü, vücudumuzun diğer bölgelerinde kendini gösteren ancak reflü ile ilgisi olmadığını düşündüğünüz pek çok rahatsızlığa zemin hazırlayabiliyor” dedi.
En önemli belirtisi ağız içine acı su gelmesi olan reflünün, diş çürüklerine uygun ortam hazırladığını ifade eden Dr. Arslan, “Ağız içerisinde asidin yaptığı tahrişe bağlı olarak, diş eti iltihaplanmaları (gingivit), diş minesinde kayıp ve diş çürükleri oluşabilir. Reflü hastalarında diş çürüğü oranı, reflü hastalığı olmayanlardan yüksek bulunmuştur. Reflünün özellikle sabahları ağızda, kötü koku ve tat oluşmasına neden olur. İlerleyen dönemde ağızdaki asit miktarının artması nedeni ile dişlerde aşınmalar meydana gelir. Ağızda yapılan cerrahi işlemler sonrasında iyileşme süresi uzar ve enfeksiyon (iltihaplanma) riski artar. Ağız dokularının uzun süre asitli ortama maruz kalması sonucu, diş etlerinde kanama, yanma ve ağızda geçmeyen yaralar oluşur” diye konuştu.
Reflünün aynı zamanda diş etlerinde de geri dönüşü olmayan hasarlara yol açabildiğini kaydeden Dr. Arslan, “Bunlar diş eti çekilmesi ve diş eti iltihabı olarak kendini gösterebilir. Diş etlerinizi bu zararlardan korumak için bol su içmeli, ağzınızı bol su ile çalkalamalı ve gece yatarken diş ve diş etlerinizi iyi bir şekilde fırçalamalısınız. Aynı zamanda altı ayda bir veya daha sık diş hekimi kontrolüne gitmek, kişilerin gözünden kaçabilen ufak hasarların kalıcı hasarlara dönüşmeden tedavi edilmesini sağlayacaktır” açıklamalarında bulundu.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!