Prof. Dr. Okyay: “2017 Yılında 23 Bin Aile Aşı Yaptırmayı Reddetti”
Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Pınar Okyay, “Sağlık Bakanlığının rakamlarına göre çocuğuna aşı yaptırmayı reddeden aile sayısı 2011de 183 iken 2017 yılında 23 bine çıkmıştır. Bu durumu endişe ile karşılıyoruz” dedi.
Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Pınar Okyay, “Sağlık Bakanlığının rakamlarına göre çocuğuna aşı yaptırmayı reddeden aile sayısı 2011de 183 iken 2017 yılında 23 bine çıkmıştır. Bu durumu endişe ile karşılıyoruz” dedi.
İnsan sağlığının aşıyla koruma altında olduğunu belirten Prof. Dr. Pınar Okyay, “Dünya Sağlık Örgütüne (DSÖ), her yıl difteri, tetanoz, boğmaca ve kızamıktan yaklaşık 3 milyon çocuk ölümünün önüne geçildiği bildirmektedir. 2016 yılında dünya genelinde bebeklerin yüzde 86sı olan 116,5 milyon bebek 3 doz difteri-tetanoz-boğmaca (DTP3) aşısı almış ve ciddi hastalıklara ve sakatlığa neden olan veya ölümcül olabilecek enfeksiyon hastalıklarına karşı korunmuştur.
Türkiyede etkin ve sürekli aşı uygulamaları, 1930 yılında çıkarılmış olan Umumi Hıfzıssıhha Kanunu doğrultusunda Çiçek aşısının zorunlu uygulanması ile başlamıştır. 1981 yılında ‘Genişletilmiş Bağışıklama Programı başlatılmıştır. Halen boğmaca, difteri, tetanoz, kızamık, kızamıkçık, kabakulak, verem, çocuk felci, hepatit B, hepatit A, suçiçeği, Hemofilus influenza tip bye bağlı hastalıklar ile streptokokus pnömoniyaya bağlı invaziv pnömokokaldan oluşan 13 hastalığa karşı aşı uygulanmaktadır. Ulaşılan yüksek aşılama oranları ile birlikte aşılama programımızda yer alan tüm aşı ile önlenebilir hastalıklarda önemli düşüşler sağlanmıştır. Bu sayede, yılda 14 binden fazla ölümün engellendiği tahmin edilmektedir” diye konuştu.
“Endişe ile karşılıyoruz”
“Bu büyük kazanımlar apaçık ortada iken, son zamanlarda artan bir aşı karşıtlığı ile karşı karşıyayız” diyen Prof. Dr. Okyay, anne babalara şu uyarılarda bulundu: “Sağlık Bakanlığının rakamlarına göre çocuğuna aşı yaptırmayı reddeden aile sayısı 2011de 183 iken 2017 yılında 23 bine çıkmıştır. Bu durumu endişe ile karşılıyoruz. Oysa, aşıların son derece etkin ve güvenilir oldukları birçok bilimsel çalışma ile kanıtlanmıştır. Aşı yapılması, kişinin ya da ebeveynin; bilimsellikten uzak, kanıtlanmamış bilgiler ve yanlış inançlar doğrultusunda aldığı keyfi kararlarına bırakılmamalıdır. Ebeveyni tarafından aşı yapılmayan çocuklarda hastalıkların daha fazla oldukları bilimsel çalışmalarla saptanmıştır. Aşı, aşılanan kişiyi hastalıklardan ve onların yol açtığı sakatlık ve ölümden korur. Aşılanarak bağışık hale gelmiş bireylerden oluşan toplumlar ise hastalıkların yayılmasına karşı direnç gösterirler ve bu yolla henüz aşılanmamış kişiler ile aşılanmaya engel oluşturan bir hastalığı olan kişilerin de korunması sağlanmış olur. Aşılama, en etkili halk sağlığı müdahalelerinden biridir. Aşı olmayı reddetmek, bireysel özgürlük değil kamu sağlığını tehdit eden bir davranıştır”
Bu konuda bir an önce yasal düzenleme yapılması gerekliliğine işaret eden Okyay, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Sağlıklı toplum için, sağlıklı çocuklar için, sağlıklı bir gelecek için aşılamanın önemli olması nedeniyle Türk Tabipleri Birliği tarafından bir yasa taslağı hazırlanmış ve yasa değişikliği önerisi bir grup hekim milletvekili tarafından yasa teklifi olarak TBMMye sunulmuştur. TTBnin mevzuat değişikliği önerisi hayata geçirilmeli ve aşılama konusunda yasal düzenleme ivedilikle yapılmalıdır”
İnsan sağlığının aşıyla koruma altında olduğunu belirten Prof. Dr. Pınar Okyay, “Dünya Sağlık Örgütüne (DSÖ), her yıl difteri, tetanoz, boğmaca ve kızamıktan yaklaşık 3 milyon çocuk ölümünün önüne geçildiği bildirmektedir. 2016 yılında dünya genelinde bebeklerin yüzde 86sı olan 116,5 milyon bebek 3 doz difteri-tetanoz-boğmaca (DTP3) aşısı almış ve ciddi hastalıklara ve sakatlığa neden olan veya ölümcül olabilecek enfeksiyon hastalıklarına karşı korunmuştur.
Türkiyede etkin ve sürekli aşı uygulamaları, 1930 yılında çıkarılmış olan Umumi Hıfzıssıhha Kanunu doğrultusunda Çiçek aşısının zorunlu uygulanması ile başlamıştır. 1981 yılında ‘Genişletilmiş Bağışıklama Programı başlatılmıştır. Halen boğmaca, difteri, tetanoz, kızamık, kızamıkçık, kabakulak, verem, çocuk felci, hepatit B, hepatit A, suçiçeği, Hemofilus influenza tip bye bağlı hastalıklar ile streptokokus pnömoniyaya bağlı invaziv pnömokokaldan oluşan 13 hastalığa karşı aşı uygulanmaktadır. Ulaşılan yüksek aşılama oranları ile birlikte aşılama programımızda yer alan tüm aşı ile önlenebilir hastalıklarda önemli düşüşler sağlanmıştır. Bu sayede, yılda 14 binden fazla ölümün engellendiği tahmin edilmektedir” diye konuştu.
“Endişe ile karşılıyoruz”
“Bu büyük kazanımlar apaçık ortada iken, son zamanlarda artan bir aşı karşıtlığı ile karşı karşıyayız” diyen Prof. Dr. Okyay, anne babalara şu uyarılarda bulundu: “Sağlık Bakanlığının rakamlarına göre çocuğuna aşı yaptırmayı reddeden aile sayısı 2011de 183 iken 2017 yılında 23 bine çıkmıştır. Bu durumu endişe ile karşılıyoruz. Oysa, aşıların son derece etkin ve güvenilir oldukları birçok bilimsel çalışma ile kanıtlanmıştır. Aşı yapılması, kişinin ya da ebeveynin; bilimsellikten uzak, kanıtlanmamış bilgiler ve yanlış inançlar doğrultusunda aldığı keyfi kararlarına bırakılmamalıdır. Ebeveyni tarafından aşı yapılmayan çocuklarda hastalıkların daha fazla oldukları bilimsel çalışmalarla saptanmıştır. Aşı, aşılanan kişiyi hastalıklardan ve onların yol açtığı sakatlık ve ölümden korur. Aşılanarak bağışık hale gelmiş bireylerden oluşan toplumlar ise hastalıkların yayılmasına karşı direnç gösterirler ve bu yolla henüz aşılanmamış kişiler ile aşılanmaya engel oluşturan bir hastalığı olan kişilerin de korunması sağlanmış olur. Aşılama, en etkili halk sağlığı müdahalelerinden biridir. Aşı olmayı reddetmek, bireysel özgürlük değil kamu sağlığını tehdit eden bir davranıştır”
Bu konuda bir an önce yasal düzenleme yapılması gerekliliğine işaret eden Okyay, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Sağlıklı toplum için, sağlıklı çocuklar için, sağlıklı bir gelecek için aşılamanın önemli olması nedeniyle Türk Tabipleri Birliği tarafından bir yasa taslağı hazırlanmış ve yasa değişikliği önerisi bir grup hekim milletvekili tarafından yasa teklifi olarak TBMMye sunulmuştur. TTBnin mevzuat değişikliği önerisi hayata geçirilmeli ve aşılama konusunda yasal düzenleme ivedilikle yapılmalıdır”
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!