Nutricia Ar-Ge Merkezi Anne Sütünden İlham Alıyor Bağışıklık İçin Çalışıyor
Nutricia Anne Bebek Beslenmesi Genel Müdürü Dr. Yalım Üner Hollandadaki Nutricia Ar-Ge Merkezinde yapılan basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Anne sütünün içerisindeki prebiyotiklerin bağışıklık sistemi üzerinde önemli etkileri var. Bizim amacımız da anne sütünden ilham alarak yapılan araştırmalardan yola çıkarak yenilikçi ürünler geliştirmek” dedi.
Nutricia Anne Bebek Beslenmesi Genel Müdürü Dr. Yalım Üner Hollandadaki Nutricia Ar-Ge Merkezinde yapılan basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Anne sütünün içerisindeki prebiyotiklerin bağışıklık sistemi üzerinde önemli etkileri var. Bizim amacımız da anne sütünden ilham alarak yapılan araştırmalardan yola çıkarak yenilikçi ürünler geliştirmek” dedi.
Bebek beslenmesi alanında 121 yıllık uzmanlığa sahip Nutricia Ar-Ge Merkezinin 40 yıldır anne sütü üzerine yaptığı çalışmalardan yola çıkılarak geliştirilen Aptamil Çocuk Devam Sütleri, Türkiyedeki tek Avrupa patentli prebiyotik karışımı sayesinde bağışıklık sistemini desteklemeye yardımcı olan probiyotiklerin gelişimini destekliyor. Nutricia Anne Bebek Beslenmesi, Hollandada bulunan Ar-Ge Merkezinin global uzmanlığı ışığında, anne sütü içerisinde yer alan prebiyotiklerin çocuklardaki bağışıklık sistemi gelişimine etkisini ortaya koyarak yenilikçi ürünler sunmak için çalışıyor.
“Prebiyotikler anne sütünün en önemli bileşenlerinden birisi”
Bilim ve teknoloji alanındaki yetkinliğini global olarak ispat etmiş olan Nutricia Ar-Ge Merkezinin 40 yıldır anne sütü üzerine yaptığı çalışmalardan ilham alarak, yenilikçi ürünler geliştirmek üzere çalıştıklarını dile getiren Nutricia Anne Bebek Beslenmesi Genel Müdürü Dr. Yalım Üner, “Doğumdan itibaren, bebeğin bağışıklık sisteminin gelişimini sağlayan en önemli besin kaynağı anne sütü. Prebiyotikler ise anne sütünün hacim olarak en çok yer kaplayan bileşenlerinden birisi. Aynı zamanda bağışıklık hücrelerinin yüzde 70i bağırsaklarda yer alıyor. Prebiyotikler; bağırsaktaki yararlı bakterilerin sayısını artırarak, bağırsak florasının sağlıklı şekilde gelişmesini sağlıyor ve bu yararlı bakteriler, zararlı bakterilere karşı kalkan görevi görüyor. Dolayısıyla anne sütünün içerisindeki prebiyotikler bağışıklık sistemi üzerinde önemli rol oynuyor. Bununla birlikte anne sütü içeriğinde antikorlar ve diğer önemli bileşenler de bebeği enfeksiyonlara karşı koruyor. Bu doğrultuda bebeklerin güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olması için ilk 6 ay tek başına olmak üzere, en az 1 yaşına kadar anne sütüyle beslenmesi büyük önem taşıyor” dedi.
“Prebiyotiklerle probiyotikler karıştırılıyor”
Prebiyotiklerle probiyotiklerin sıklıkla karıştırıldığını belirten Üner, “Prebiyotikler anne sütünün kuru ağırlığının üçüncü büyük bileşeni olup, bağırsaklarda yer alan faydalı bakterilerin gelişimini destekleyen liflerdir. Probiyotikler ise canlı faydalı bakterilerdir. Bağırsaklarda çok çeşitli faydalı bakteri olup; kişiye göre değişkenlik gösterir. Dolayısıyla esas olan bebeğin var olan bağırsak florasının doğru liflerle desteklenebilmesidir” diye konuştu.
“Türkiyedeki Avrupa patentli tek prebiyotik karışım”
Dr. Üner, Aptamil Çocuk Devam Sütlerinin anne sütünden ilham alınarak yapılan çalışmalarla geliştirildiğini ve Türkiyedeki tek Avrupa patentli prebiyotik karışımı sayesinde, bebeklerin bağışıklık sistemini desteklemeye yardımcı olan probiyotiklerin gelişimini desteklediğini belirterek şöyle dedi: “Bağışıklık hem bizim hem de annelerin gündeminde birinci sırada yer alıyor. IPSOS tarafından 2017 yılında yapılan kullanım araştırmasına göre, çocuk devam sütü kullanan anneler en büyük motivasyonlarının ürünün bağışıklığı desteklemesi olduğunu söylüyor. Bağışıklık için anne sütünün olağanüstü gücü konusunda hiçbirimizin şüphesi yok. Ancak anne sütünün olmadığı veya yetmediği durumlarda anne sütü üzerine yapılan araştırmalardan ilham alınarak geliştirilen devam sütleri, bebeklerin gelecekteki hayatlarında sağlıklı bir yaşam sürmeleri için büyük önem taşıyor. Çocuk devam sütü asla anne sütünün rakibi değildir ama anne sütü olmadığı veya yetmediği durumlarda bebeğe verilebilecek en doğru alternatiftir” dedi.
Anne sütüne alternatif olarak kullanılacak formüllerde anne sütüne benzerlik aranması gerektiğini belirten Dr. Üner, “Bunlar altın standart anne sütü olmalıdır. Altın standart anne sütü deyince aklıma prebiyotikler geliyor. Anne sütünde çok önemli miktarda prebiyotik var. Prebiyotikler, liflerdir. Bu lifler sindirim sistemimizde sindirilmezler. Faydalı bakterileri vücudumuzda artırmaya yararlar. Anne sütü alan bebekteki gibi prebiyotikli formulalarla bebekte sağlıklı büyümeyi ve bağışıklık sisteminin güçlü olmasını sağlayabiliriz” dedi.
Nutricia Ar-Ge Merkezi anne sütünden ilham alıyor
Hollanda, Utrechtte bulunan ve 1896 yılında kurulan Nutricia Ar-Ge Merkezi, sağlıklı nesiller yetişmesine katkıda bulunmak üzere çalışmalarını sürdürüyor. Dünyanın farklı bölgelerinden farklı alanlarda uzmanlaşmış 600e yakın bilim insanının gerçekleştirdiği çalışmaların yanı sıra, dünya çapında 50 üniversite ve enstitü ile iş birlikleri yapılıyor. Bu çalışmalar ışığında Ar-Ge Merkezinin 80in üzerindeki klinik çalışması, dünya çapındaki bilim dergilerinde düzenli olarak yayınlıyor ve uluslararası konferanslarda paylaşılıyor. Nutricia Ar-Ge Merkezinin, “anne sütü araştırmaları”, bağışıklık sistemi”, “beyin gelişimi”, “beslenme ve gelişim”, “klinik araştırmalar”, “metabolizma”, “bağırsak mikrobiyolojisi”, “duyusal bilim”, “üretim teknolojisi”, “sindirim”, “ambalajlama” ve “ürün geliştirme” alanlarında uzmanlığı bulunuyor.
Bebek beslenmesi alanında 121 yıllık uzmanlığa sahip Nutricia Ar-Ge Merkezinin 40 yıldır anne sütü üzerine yaptığı çalışmalardan yola çıkılarak geliştirilen Aptamil Çocuk Devam Sütleri, Türkiyedeki tek Avrupa patentli prebiyotik karışımı sayesinde bağışıklık sistemini desteklemeye yardımcı olan probiyotiklerin gelişimini destekliyor. Nutricia Anne Bebek Beslenmesi, Hollandada bulunan Ar-Ge Merkezinin global uzmanlığı ışığında, anne sütü içerisinde yer alan prebiyotiklerin çocuklardaki bağışıklık sistemi gelişimine etkisini ortaya koyarak yenilikçi ürünler sunmak için çalışıyor.
“Prebiyotikler anne sütünün en önemli bileşenlerinden birisi”
Bilim ve teknoloji alanındaki yetkinliğini global olarak ispat etmiş olan Nutricia Ar-Ge Merkezinin 40 yıldır anne sütü üzerine yaptığı çalışmalardan ilham alarak, yenilikçi ürünler geliştirmek üzere çalıştıklarını dile getiren Nutricia Anne Bebek Beslenmesi Genel Müdürü Dr. Yalım Üner, “Doğumdan itibaren, bebeğin bağışıklık sisteminin gelişimini sağlayan en önemli besin kaynağı anne sütü. Prebiyotikler ise anne sütünün hacim olarak en çok yer kaplayan bileşenlerinden birisi. Aynı zamanda bağışıklık hücrelerinin yüzde 70i bağırsaklarda yer alıyor. Prebiyotikler; bağırsaktaki yararlı bakterilerin sayısını artırarak, bağırsak florasının sağlıklı şekilde gelişmesini sağlıyor ve bu yararlı bakteriler, zararlı bakterilere karşı kalkan görevi görüyor. Dolayısıyla anne sütünün içerisindeki prebiyotikler bağışıklık sistemi üzerinde önemli rol oynuyor. Bununla birlikte anne sütü içeriğinde antikorlar ve diğer önemli bileşenler de bebeği enfeksiyonlara karşı koruyor. Bu doğrultuda bebeklerin güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olması için ilk 6 ay tek başına olmak üzere, en az 1 yaşına kadar anne sütüyle beslenmesi büyük önem taşıyor” dedi.
“Prebiyotiklerle probiyotikler karıştırılıyor”
Prebiyotiklerle probiyotiklerin sıklıkla karıştırıldığını belirten Üner, “Prebiyotikler anne sütünün kuru ağırlığının üçüncü büyük bileşeni olup, bağırsaklarda yer alan faydalı bakterilerin gelişimini destekleyen liflerdir. Probiyotikler ise canlı faydalı bakterilerdir. Bağırsaklarda çok çeşitli faydalı bakteri olup; kişiye göre değişkenlik gösterir. Dolayısıyla esas olan bebeğin var olan bağırsak florasının doğru liflerle desteklenebilmesidir” diye konuştu.
“Türkiyedeki Avrupa patentli tek prebiyotik karışım”
Dr. Üner, Aptamil Çocuk Devam Sütlerinin anne sütünden ilham alınarak yapılan çalışmalarla geliştirildiğini ve Türkiyedeki tek Avrupa patentli prebiyotik karışımı sayesinde, bebeklerin bağışıklık sistemini desteklemeye yardımcı olan probiyotiklerin gelişimini desteklediğini belirterek şöyle dedi: “Bağışıklık hem bizim hem de annelerin gündeminde birinci sırada yer alıyor. IPSOS tarafından 2017 yılında yapılan kullanım araştırmasına göre, çocuk devam sütü kullanan anneler en büyük motivasyonlarının ürünün bağışıklığı desteklemesi olduğunu söylüyor. Bağışıklık için anne sütünün olağanüstü gücü konusunda hiçbirimizin şüphesi yok. Ancak anne sütünün olmadığı veya yetmediği durumlarda anne sütü üzerine yapılan araştırmalardan ilham alınarak geliştirilen devam sütleri, bebeklerin gelecekteki hayatlarında sağlıklı bir yaşam sürmeleri için büyük önem taşıyor. Çocuk devam sütü asla anne sütünün rakibi değildir ama anne sütü olmadığı veya yetmediği durumlarda bebeğe verilebilecek en doğru alternatiftir” dedi.
Anne sütüne alternatif olarak kullanılacak formüllerde anne sütüne benzerlik aranması gerektiğini belirten Dr. Üner, “Bunlar altın standart anne sütü olmalıdır. Altın standart anne sütü deyince aklıma prebiyotikler geliyor. Anne sütünde çok önemli miktarda prebiyotik var. Prebiyotikler, liflerdir. Bu lifler sindirim sistemimizde sindirilmezler. Faydalı bakterileri vücudumuzda artırmaya yararlar. Anne sütü alan bebekteki gibi prebiyotikli formulalarla bebekte sağlıklı büyümeyi ve bağışıklık sisteminin güçlü olmasını sağlayabiliriz” dedi.
Nutricia Ar-Ge Merkezi anne sütünden ilham alıyor
Hollanda, Utrechtte bulunan ve 1896 yılında kurulan Nutricia Ar-Ge Merkezi, sağlıklı nesiller yetişmesine katkıda bulunmak üzere çalışmalarını sürdürüyor. Dünyanın farklı bölgelerinden farklı alanlarda uzmanlaşmış 600e yakın bilim insanının gerçekleştirdiği çalışmaların yanı sıra, dünya çapında 50 üniversite ve enstitü ile iş birlikleri yapılıyor. Bu çalışmalar ışığında Ar-Ge Merkezinin 80in üzerindeki klinik çalışması, dünya çapındaki bilim dergilerinde düzenli olarak yayınlıyor ve uluslararası konferanslarda paylaşılıyor. Nutricia Ar-Ge Merkezinin, “anne sütü araştırmaları”, bağışıklık sistemi”, “beyin gelişimi”, “beslenme ve gelişim”, “klinik araştırmalar”, “metabolizma”, “bağırsak mikrobiyolojisi”, “duyusal bilim”, “üretim teknolojisi”, “sindirim”, “ambalajlama” ve “ürün geliştirme” alanlarında uzmanlığı bulunuyor.
HABERE AİT RESİMLER
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!