Kozmetik Ve Şampuanların İçeriklerinde Kanserojen Maddeler Olabilir
Türk Dermatoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Memorial Kayseri Hastanesi Dermatoloğu Uzm. Dr. Sema Karaoğlu, kozmetik ürün ve şampuan etiketlerinde görülen bazı maddelerin kanserojen etkileri bulunabileceğini söyledi.
Türk Dermatoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Memorial Kayseri Hastanesi Dermatoloğu Uzm. Dr. Sema Karaoğlu, kozmetik ürün ve şampuan etiketlerinde görülen bazı maddelerin kanserojen etkileri bulunabileceğini söyledi.
Kozmetik ve şampuan etiketlerinde yer alan maddelerle ilgili açıklamada bulunan Dr. Karaoğlu, söz konusu maddelerin, sürekli maruziyette vücutta birikerek bazı sağlık problemlerine neden olabileceğini belirtti. Dr. Karaoğlu, şunları söyledi:
Çok köpüren şampuana şüpheyle yaklaşılmalı
“Etiketlerde şu maddelerin isimlerini gördüğümüzde o ürünlerden uzak durmalıyız. Bunlar; paraben, formol, asetaldehid, dioksean etilen oksit formaldehit, dietilamin, trietilamin, metilamin, hidroksikinon, kurşun dioksi ( bazen oksinol, polisorbat, polietilen gibi isimlerle de görülebilirler) gibi maddelerdir. Yine şampuan ve vücut jellerinin içinde bulunan ve köpürmeyi sağlayan sodyum lauril sülfat da dikkat edilmesi gereken bir kimyasaldır. Bu zararlı kimyasallar sürekli maruziyette yıllar içinde vücutta birikerek kanserojen etki gösterebilirler. Sodyum lauril sülfat köpürmeyi sağlar, bebe şampuanları ve kaliteli şampuanlarda bu madde kullanılmaz. Kozmetiklerin içeriklerinde bu ürünleri gördüğümüzde bunlardan uzak durmalıyız dedi. Bunlar zaman içinde hormonal bozukluklara, kısırlıklara, kanserojen değişimlere neden olabilirler.
“Her gün ıslanıyoruz ama yıkanmıyoruz”
Dr. Karaoğlu, “Çoğumuz her gün duş alıyor yani ıslanıyoruz ama gerçekte iyi yıkanmıyoruz” dedi. Saçımızı, içeriğini çoğu zaman bilmediğimiz, sodyum lauril sülfat içeren şampuanlarla yıkıyor, sonra da vücudumuzdan akıtıp adeta deri den de emilsin diye uğraşıyoruz. Duşta kese- lif yapmadığımız zaman, kimyasalları da vücudumuzdan yeterince arındıramayız. Çocuk denecek yaşta başlayan kontrolsüz kozmetik kullanımı, zaman geçtikçe biriken etkileri nedeniyle, hormonal hastalıklara, kısırlığa ve kanser oluşumuna yol açabilir. Gençler kozmetik kullanımına çok erken başlamamalıdır. Sağlığımız için olabildiğince kimyasal maruziyetlerden kaçınmalıyız” diyerek sözlerini tamamladı.
Kozmetik ve şampuan etiketlerinde yer alan maddelerle ilgili açıklamada bulunan Dr. Karaoğlu, söz konusu maddelerin, sürekli maruziyette vücutta birikerek bazı sağlık problemlerine neden olabileceğini belirtti. Dr. Karaoğlu, şunları söyledi:
Çok köpüren şampuana şüpheyle yaklaşılmalı
“Etiketlerde şu maddelerin isimlerini gördüğümüzde o ürünlerden uzak durmalıyız. Bunlar; paraben, formol, asetaldehid, dioksean etilen oksit formaldehit, dietilamin, trietilamin, metilamin, hidroksikinon, kurşun dioksi ( bazen oksinol, polisorbat, polietilen gibi isimlerle de görülebilirler) gibi maddelerdir. Yine şampuan ve vücut jellerinin içinde bulunan ve köpürmeyi sağlayan sodyum lauril sülfat da dikkat edilmesi gereken bir kimyasaldır. Bu zararlı kimyasallar sürekli maruziyette yıllar içinde vücutta birikerek kanserojen etki gösterebilirler. Sodyum lauril sülfat köpürmeyi sağlar, bebe şampuanları ve kaliteli şampuanlarda bu madde kullanılmaz. Kozmetiklerin içeriklerinde bu ürünleri gördüğümüzde bunlardan uzak durmalıyız dedi. Bunlar zaman içinde hormonal bozukluklara, kısırlıklara, kanserojen değişimlere neden olabilirler.
“Her gün ıslanıyoruz ama yıkanmıyoruz”
Dr. Karaoğlu, “Çoğumuz her gün duş alıyor yani ıslanıyoruz ama gerçekte iyi yıkanmıyoruz” dedi. Saçımızı, içeriğini çoğu zaman bilmediğimiz, sodyum lauril sülfat içeren şampuanlarla yıkıyor, sonra da vücudumuzdan akıtıp adeta deri den de emilsin diye uğraşıyoruz. Duşta kese- lif yapmadığımız zaman, kimyasalları da vücudumuzdan yeterince arındıramayız. Çocuk denecek yaşta başlayan kontrolsüz kozmetik kullanımı, zaman geçtikçe biriken etkileri nedeniyle, hormonal hastalıklara, kısırlığa ve kanser oluşumuna yol açabilir. Gençler kozmetik kullanımına çok erken başlamamalıdır. Sağlığımız için olabildiğince kimyasal maruziyetlerden kaçınmalıyız” diyerek sözlerini tamamladı.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!