Kolon Hidroterapi İle Kabızlık Tarihe Karışıyor
Bir cihaz aracılığıyla bağırsaklara su verilip alınarak yapılan bağırsak temizliği olan kolon hidroterapinin birçok sağlık sorunlarına şifa olduğunu kaydeden Dr. Mustafa Eraslan, kolon hidroterapi ile birçok hastalıktan kurtulmanın mümkün olduğunu söyleyerek, kabızlığın da tarihe karışacağını belirtti.
Bir cihaz aracılığıyla bağırsaklara su verilip alınarak yapılan bağırsak temizliği olan kolon hidroterapinin birçok sağlık sorunlarına şifa olduğunu kaydeden Dr. Mustafa Eraslan, kolon hidroterapi ile birçok hastalıktan kurtulmanın mümkün olduğunu söyleyerek, kabızlığın da tarihe karışacağını belirtti.
Sağlıksız işlemiş gıda tüketimi, stres, madde, sigara ve alkol kullanımının artmasına bağlı olarak bağırsakların, normal fonksiyonlarında bozulmalar olduğunu ve alınan besinlerin sindirimini ve atılımını yapamadığını söyleyen Dr. Mustafa Eraslan, kolon hidroterapi tedavisiyle birçok hastalıktan kurtulmanın mümkün olduğunu ifade etti.
“Bağırsakta taşlaşmış gaitalar kabızlığa neden oluyor”
“Kolon hidroterapi, kalın bağırsağın suyla yıkanarak tedavi edilmesi işlemidir” diyen Dr. Mustafa Eraslan, “ Yediğimiz ve içtiklerimizden gıdamızı alıyoruz. Ancak bunun yanı sıra vücudun kabul etmeyeceği toksin adını verdiğimiz bazı zehirli maddeleri de alıyoruz. Vücudumuza aldığımız toksinleri attığımız ana merkezlerden biri kalın bağırsaktır. Kalın bağırsakların suyu çekmesiyle gaita taşlaşmış bir şekilde vücudumuzda kalıyor. Bu durum 45 günü geçtikten sonra bağırsakta bozulmalara neden oluyor ve hastada kabızlık görülmeye başlıyor” dedi.
“Kalın bağırsakta biriken toksinler, birçok hastalığın nedeni”
Birçok rahatsızlığın ana sebebinin vücutta toksin birikmesi olduğunu söyleyen Eraslan, vücutta biriken toksinlerin yerleştiği bölgelere göre neden olduğu hastalıkları şöyle sıraladı: “Kalın bağırsakta temizlenmesi ve atılması gereken bazı maddeler, bağırsakta bozulmalar olması nedeniyle vücuda alınmaya başlıyor. Bu maddeler vücutta bulunan 96 farklı bölgeye yerleşiyor. Bu toksinler başımıza yerleşirse, migren, parkinson ve alzheimera neden oluyor. Şah damarında ve kalpte birikmesiyle tıkanıklığa neden oluyor. Kalın bağırsağı iyi çalışmayanlarda yüzde 450 civarında damar tıkanıklığı görünüyor. Cilt altına yerleştiği durumlarda; sedef hastalığı ve egzemaya neden oluyor. Karaciğere yerleştiğinde ise yağlanmaya neden oluyor.”
“Kalıcı kilo vermeyi sağlıyor”
Tedavinin detaylarını anlatan Eraslan, ““Tedavi hastanın ağırlığının tamamı kadar uygulanıyor. Hasta kaç kiloysa her on kiloda bir seans uygulanır. Yani 80 kilo olan bir hastaya toplamda 8 seans uygulanır. Her bir seansta hasta kaç kiloysa o oranda suyla yıkama gerçekleştiriliyor. Steril ve vücut ısısına ayarlanan makineyle birlikte vücudu yıkıyoruz. Hastaya göre değişiklik göstermekle birlikte ilk 3-4 seanstan sonra tedaviden yanıt almaya başlıyoruz. Yaptığımız terapilerde bir hastadan 34 kilo kadar gaita çıkardığımız oldu. Hastalarımız bize genellikle şişkinlik şikâyetiyle geliyor. Birçok hasta ‘ne yesem yarıyor diyor. Bu tedaviyle birlikte bu şikâyetlerin tamamı ortadan kayboluyor. Çok ciddi diyetlerde bile verilen kilolar hemen geri alınıyor. Bunun en önemli nedeni kalın bağırsağın iyi çalışmamasıdır. Bütün bu sorunların ortadan kalkması ve kalıcı kilo verilmesi için kolon hidroterapiyi kullanıyoruz” dedi.
“Kansere yakalanma riskini azaltıyor”
Yapılan bir araştırmaya göre kabızlık yaşayan kişilerin normal bireylere oranla kansere yakalanma riskinin neredeyse 14 kat fazla olduğunu hatırlatan Eraslan, bu tedaviyi uygulayan kanser hastalarında olumlu gelişmeler olduğunu söyleyerek şu ifadelerde bulundu: “ Kanser olan ve bu tedaviyi uygulayan hastaların saçları dökülmüyor. Vücut direnci ve kemoterapiye dayanıklılığı artıyor. Çünkü bu tedaviyle vücuttaki toksin ve zehirler atılmış oluyor. Ayrıca kalın bağırsağı iyi çalışmayanların yüzde 73ü psikiyatrik ilaçlar ve antidepresan kullanıyor. Kanser ve psikolojik rahatsızlıklara karşı bu işlemin yılda iki kez yapılmasını öneriyorum. Ağrısı ve sızısı olmayan bu işlemi ilkokul çağından itibaren uygulayabiliyoruz. Ancak dikkat edilmesi gereken nokta; hamilelerde, rektum kanseri olan bireylerde ve divertrikül olanlara bu tedaviyi kesinlikle uygulamıyoruz.”
Sağlıksız işlemiş gıda tüketimi, stres, madde, sigara ve alkol kullanımının artmasına bağlı olarak bağırsakların, normal fonksiyonlarında bozulmalar olduğunu ve alınan besinlerin sindirimini ve atılımını yapamadığını söyleyen Dr. Mustafa Eraslan, kolon hidroterapi tedavisiyle birçok hastalıktan kurtulmanın mümkün olduğunu ifade etti.
“Bağırsakta taşlaşmış gaitalar kabızlığa neden oluyor”
“Kolon hidroterapi, kalın bağırsağın suyla yıkanarak tedavi edilmesi işlemidir” diyen Dr. Mustafa Eraslan, “ Yediğimiz ve içtiklerimizden gıdamızı alıyoruz. Ancak bunun yanı sıra vücudun kabul etmeyeceği toksin adını verdiğimiz bazı zehirli maddeleri de alıyoruz. Vücudumuza aldığımız toksinleri attığımız ana merkezlerden biri kalın bağırsaktır. Kalın bağırsakların suyu çekmesiyle gaita taşlaşmış bir şekilde vücudumuzda kalıyor. Bu durum 45 günü geçtikten sonra bağırsakta bozulmalara neden oluyor ve hastada kabızlık görülmeye başlıyor” dedi.
“Kalın bağırsakta biriken toksinler, birçok hastalığın nedeni”
Birçok rahatsızlığın ana sebebinin vücutta toksin birikmesi olduğunu söyleyen Eraslan, vücutta biriken toksinlerin yerleştiği bölgelere göre neden olduğu hastalıkları şöyle sıraladı: “Kalın bağırsakta temizlenmesi ve atılması gereken bazı maddeler, bağırsakta bozulmalar olması nedeniyle vücuda alınmaya başlıyor. Bu maddeler vücutta bulunan 96 farklı bölgeye yerleşiyor. Bu toksinler başımıza yerleşirse, migren, parkinson ve alzheimera neden oluyor. Şah damarında ve kalpte birikmesiyle tıkanıklığa neden oluyor. Kalın bağırsağı iyi çalışmayanlarda yüzde 450 civarında damar tıkanıklığı görünüyor. Cilt altına yerleştiği durumlarda; sedef hastalığı ve egzemaya neden oluyor. Karaciğere yerleştiğinde ise yağlanmaya neden oluyor.”
“Kalıcı kilo vermeyi sağlıyor”
Tedavinin detaylarını anlatan Eraslan, ““Tedavi hastanın ağırlığının tamamı kadar uygulanıyor. Hasta kaç kiloysa her on kiloda bir seans uygulanır. Yani 80 kilo olan bir hastaya toplamda 8 seans uygulanır. Her bir seansta hasta kaç kiloysa o oranda suyla yıkama gerçekleştiriliyor. Steril ve vücut ısısına ayarlanan makineyle birlikte vücudu yıkıyoruz. Hastaya göre değişiklik göstermekle birlikte ilk 3-4 seanstan sonra tedaviden yanıt almaya başlıyoruz. Yaptığımız terapilerde bir hastadan 34 kilo kadar gaita çıkardığımız oldu. Hastalarımız bize genellikle şişkinlik şikâyetiyle geliyor. Birçok hasta ‘ne yesem yarıyor diyor. Bu tedaviyle birlikte bu şikâyetlerin tamamı ortadan kayboluyor. Çok ciddi diyetlerde bile verilen kilolar hemen geri alınıyor. Bunun en önemli nedeni kalın bağırsağın iyi çalışmamasıdır. Bütün bu sorunların ortadan kalkması ve kalıcı kilo verilmesi için kolon hidroterapiyi kullanıyoruz” dedi.
“Kansere yakalanma riskini azaltıyor”
Yapılan bir araştırmaya göre kabızlık yaşayan kişilerin normal bireylere oranla kansere yakalanma riskinin neredeyse 14 kat fazla olduğunu hatırlatan Eraslan, bu tedaviyi uygulayan kanser hastalarında olumlu gelişmeler olduğunu söyleyerek şu ifadelerde bulundu: “ Kanser olan ve bu tedaviyi uygulayan hastaların saçları dökülmüyor. Vücut direnci ve kemoterapiye dayanıklılığı artıyor. Çünkü bu tedaviyle vücuttaki toksin ve zehirler atılmış oluyor. Ayrıca kalın bağırsağı iyi çalışmayanların yüzde 73ü psikiyatrik ilaçlar ve antidepresan kullanıyor. Kanser ve psikolojik rahatsızlıklara karşı bu işlemin yılda iki kez yapılmasını öneriyorum. Ağrısı ve sızısı olmayan bu işlemi ilkokul çağından itibaren uygulayabiliyoruz. Ancak dikkat edilmesi gereken nokta; hamilelerde, rektum kanseri olan bireylerde ve divertrikül olanlara bu tedaviyi kesinlikle uygulamıyoruz.”
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!