Güneş Koruyuculara Aşırı Güven, Kanser Riskini Artırıyor
Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimi, Deri ve Zührevi Hastalıklar Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Yıldırım, “Buradaki olay, güneşten koruyucuların deri kanserine yol açması değil, güneş koruyuculara duyulan aşırı güven nedeniyle uzun süre güneşlenmenin deri kanserine yol açtığıdır. Bir güneş koruyucunun ömrü maksimum 3 saattir, ancak terleme-denize veya havuza girme durumlarında bu süre daha da kısalır, o yüzden tekrar tekrar sürülmesinde fayda vardır” dedi.
Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimi, Deri ve Zührevi Hastalıklar Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Yıldırım, “Buradaki olay, güneşten koruyucuların deri kanserine yol açması değil, güneş koruyuculara duyulan aşırı güven nedeniyle uzun süre güneşlenmenin deri kanserine yol açtığıdır. Bir güneş koruyucunun ömrü maksimum 3 saattir, ancak terleme-denize veya havuza girme durumlarında bu süre daha da kısalır, o yüzden tekrar tekrar sürülmesinde fayda vardır” dedi.
Yaz aylarının gelmesiyle birlikte, güneşte fazla kalan, çalışan ve tatil yapanların dikkat etmesi gerekenler konusunda önemli uyarılarda bulunan SDÜ Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimi, Deri ve Zührevi Hastalıklar Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Yıldırım, güneş koruyuculara duyulan aşırı güveninin, kanser riskini artırdığını söyledi.
Deri ve cilt kanserlerinin, güneş koruyucu kullananlarda, kullanmayanlara oranla daha fazla olduğu konusunda fikir birliğinin bulunduğunu kaydeden Yıldırım, “Buradaki olay, güneşten koruyucuların deri kanserine yol açması değil, güneş koruyuculara duyulan aşırı güven nedeniyle uzun süre güneşlenmenin deri kanserine yol açtığıdır. Bir güneş koruyucu, sürüldüğü andan itibaren, terleme veya denize - havuza girme gibi hiçbir şeye maruz kalınmamışsa, maksimum 3 saatlik ömrü vardır. Güneş koruyucuyu sabah kullanıp, akşama kadar güneşte kalmak, en büyük risk faktörüdür. Eğer kişi, koşturup terlediyse, denize girip çıktıysa, o güneş koruyucunun ömrü kısa sürede bitecektir, yarım saat sonra bile olsa, tekrar sürülmesinde fayda vardır” dedi.
Güneşin faydalı etkilerinin yanında zararlı etkileri de var
Güneşin bir yaşam kaynağı olmasının yanı sıra faydalı etkilerinin yanında, fazla kalınması halinde zararlı sonuçlar doğurabileceğini anlatan Prof. Dr. Yıldırım, “Güneşin cildimizdeki etkilerini biz, hızlı ya da zaman içinde gelişen diye 2 gruba ayırabiliriz. Zararlı etkilerinden birisi, hemen hemen hepimizin başına gelen güneş yanığıdır. Bunun yanında ciltte lekelenmeler, deride vücut bağışıklık sisteminin kısmi baskılanması gibi yan etkilere yol açabilir. Deride kalınlaşma ve kabalaşmaya yol açan etkiler, güneşin hızlı zararlı etkileridir. Güneşin bir de uzun vadede zararlı etkileri var. Özellikle güneşe bağlı deri yaşlanması ve kanser gelişimi de uzun vadede gördüğümüz zararlı etkilerdendir. Güneşin sadece zararlı değil, faydaları etkileri de var. Onlar da, D vitamini sentezi ve psikolojik durum üzerinde olumlu etkileri şeklinde özetlenebilir, fakat bunu bir dengede sağlamak ve denge içerisinde yürütmek gerekir” diye konuştu.
“Güneşten illa deniz kenarında korunulacak diye bir şey yok”
Deri ve Zührevi Hastalıklar Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Yıldırım, Bir kere, güneşten korunmanın bilincinin farkına varmak lazım. Güneşten özellikle korunması gereken insanlar var. Özellikle ailesinde deri kanseri geçirenlerin olması, açık tenli ve renkli gözlü insanların, güneşten diğerlerine göre daha fazla korunması gerekiyor. Güneşten illa deniz kenarında korunulacak diye bir şey yok, günlük hayatta da korunulması gerekiyor. Deniz kenarına giden ve güneşlenen insanlar için önerilerimiz şu; bronzlaşma dediğimiz durum vücudun bir savunma mekanizmasıdır. Aslında vücut, kendini korumaya aldığı için bronzlaşır. İyi bir korunma yapmak için belli saatlerde dışarıya çıkmamak gerekir. Aslolan budur. Güneşin dik olduğu saatlerde, yani 11.00 ile 16.00 arasında güneşte bulunmamak en doğrusudur. Ancak, Meslek gereği dışarıda olanlar veya tatile gidenler var. Onlara önerimiz de ikinci aşamada, daha uygun kıyafetlerle güneşten korunulmasıdır. Uzun kollu ve açık renkli giysiler, şapkalar ve güneş gözlükleriyle korunulabilir. Üçüncü aşamada da güneşten koruyucu ürünler kullanılarak, güneşten korunulabilir” şeklinde konuştu.
“Ailesinde risk faktörü olanlar son derece önemli”
Güneşte fazla kalındığında, ilk etapta farklı durumların oluştuğunu ancak, tekrar durumunda ise daha ciddi risk faktörlerinin meydana gelebileceğinin altını çizen Prof. Dr. Yıldırım, “Güneşte fazla kalındığında, deride kalınlaşma ve kabalaşmalar, erken dönemde, birkaç gün içerisinde olan şeyler. Ancak, uzun dönemde bu tür durumların her yaz tekrarlayan güneş maruziyetleri sonrasında da deri kanserleri ve deri yaşlanmaları gerçekleşebilir. Bizim de en korktuğumuz deri kanserleri gelişebilir. Burada ailesinde risk faktörü olanlar son derece önemlidir” dedi.
“Güneşten koruyuculara çok büyük güven var ama hiçbir şeye maruz kalınmamışsa bile maksimum koruyucu ömrü 3 saattir”
“Güneşten koruyucu ürünleri sabah sürüp, akşama kadar ‘Güneş koruyucum var deyip, güneşte kalmak en büyük risktir” şeklinde açıklamalarını sürdüren Yıldırım, “Halk arasında güneşten koruyuculara çok büyük güven var ama güneşten koruyucuların ömrü, terleme - havuza ve denize girme gibi hiçbir şeye maruz kalınmamışsa 3 saattir. Bir güneş koruyucu, sürüldüğü andan itibaren maksimum 3 saatlik ömrü vardır. Güneş koruyucuyu sabah kullanıp, akşama kadar güneşte kalmak, en büyük risk faktörüdür. Eğer kişi, koşturup terlediyse, denize girip çıktıysa, o güneş koruyucunun ömrü kısa sürede bitecektir, tekrarlamasında fayda vardır. Yarım saat sonra bile olsa, tekrar sürülmesinde fayda vardır” ifadelerini kullandı
“Güneş koruyuculara aşırı güven kanser riskini artırıyor”
Yapılan araştırmalarda güneş koruyucu kullananların, kullanmayanlara oranla, koruyucuya aşırı güven duymaları nedeniyle daha fazla kanser hastalıklarına yakalandığını kaydeden Prof. Dr. Yıldırım, “Son zamanlarda güneş koruyucu kullananlarda deri kanserlerinin daha fazla görüldüğü konusunda bilgiler mevcut. Burada güneşten koruyucuların deri kanserine yol açması değil, güneş koruyuculara aşırı güven nedeniyle uzun süre güneşlenmenin deri kanserine yol açtığı konusunda otorilerin fikir birliği mevcut. Biz, hekimler olarak güneş yanığına maruz kalan birinin, ilk etapta tekrar güneşe çıkmamasını, küçük ve basit yöntemlerle ıslak duşlar alarak, ıslak pansuman dediğimiz yöntemlerle bu bölgedeki güneş yanığının etkilerini azaltacak basit uygulamalar yapmasını öneriyoruz. Ama esas olan güneş yanığına maruz kalmamak ve korunmaktır” dedi.
Yıldırım, maruz kalınan güneş yanıklarının sonraki süreçte ihmal edilmemesini ve sağlık adına mutlaka bir uzmana başvurulması gerektiğini de sözlerine ekledi.
“Güneş koruyucu alırken, bir uzmandan destek alınması gerekir”
Yıldırım, her deri tipine göre farklı güneş koruyucuların kullanılması gerektiğinin altını çizerek, “Güneş koruyucu tercih ederken, deri tipine göre açık veya koyu tenli olarak farklı güneş koruyucular kullanılması lazım. En iyisi, bir uzman dermatoloğa veya deri hastalıkları uzmanına danışarak, hangi cilde göre hangi güneş koruyucunun kullanılması gerektiğinin öğrenilmesinde fayda var” dedi.
Yaz aylarının gelmesiyle birlikte, güneşte fazla kalan, çalışan ve tatil yapanların dikkat etmesi gerekenler konusunda önemli uyarılarda bulunan SDÜ Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimi, Deri ve Zührevi Hastalıklar Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Yıldırım, güneş koruyuculara duyulan aşırı güveninin, kanser riskini artırdığını söyledi.
Deri ve cilt kanserlerinin, güneş koruyucu kullananlarda, kullanmayanlara oranla daha fazla olduğu konusunda fikir birliğinin bulunduğunu kaydeden Yıldırım, “Buradaki olay, güneşten koruyucuların deri kanserine yol açması değil, güneş koruyuculara duyulan aşırı güven nedeniyle uzun süre güneşlenmenin deri kanserine yol açtığıdır. Bir güneş koruyucu, sürüldüğü andan itibaren, terleme veya denize - havuza girme gibi hiçbir şeye maruz kalınmamışsa, maksimum 3 saatlik ömrü vardır. Güneş koruyucuyu sabah kullanıp, akşama kadar güneşte kalmak, en büyük risk faktörüdür. Eğer kişi, koşturup terlediyse, denize girip çıktıysa, o güneş koruyucunun ömrü kısa sürede bitecektir, yarım saat sonra bile olsa, tekrar sürülmesinde fayda vardır” dedi.
Güneşin faydalı etkilerinin yanında zararlı etkileri de var
Güneşin bir yaşam kaynağı olmasının yanı sıra faydalı etkilerinin yanında, fazla kalınması halinde zararlı sonuçlar doğurabileceğini anlatan Prof. Dr. Yıldırım, “Güneşin cildimizdeki etkilerini biz, hızlı ya da zaman içinde gelişen diye 2 gruba ayırabiliriz. Zararlı etkilerinden birisi, hemen hemen hepimizin başına gelen güneş yanığıdır. Bunun yanında ciltte lekelenmeler, deride vücut bağışıklık sisteminin kısmi baskılanması gibi yan etkilere yol açabilir. Deride kalınlaşma ve kabalaşmaya yol açan etkiler, güneşin hızlı zararlı etkileridir. Güneşin bir de uzun vadede zararlı etkileri var. Özellikle güneşe bağlı deri yaşlanması ve kanser gelişimi de uzun vadede gördüğümüz zararlı etkilerdendir. Güneşin sadece zararlı değil, faydaları etkileri de var. Onlar da, D vitamini sentezi ve psikolojik durum üzerinde olumlu etkileri şeklinde özetlenebilir, fakat bunu bir dengede sağlamak ve denge içerisinde yürütmek gerekir” diye konuştu.
“Güneşten illa deniz kenarında korunulacak diye bir şey yok”
Deri ve Zührevi Hastalıklar Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Yıldırım, Bir kere, güneşten korunmanın bilincinin farkına varmak lazım. Güneşten özellikle korunması gereken insanlar var. Özellikle ailesinde deri kanseri geçirenlerin olması, açık tenli ve renkli gözlü insanların, güneşten diğerlerine göre daha fazla korunması gerekiyor. Güneşten illa deniz kenarında korunulacak diye bir şey yok, günlük hayatta da korunulması gerekiyor. Deniz kenarına giden ve güneşlenen insanlar için önerilerimiz şu; bronzlaşma dediğimiz durum vücudun bir savunma mekanizmasıdır. Aslında vücut, kendini korumaya aldığı için bronzlaşır. İyi bir korunma yapmak için belli saatlerde dışarıya çıkmamak gerekir. Aslolan budur. Güneşin dik olduğu saatlerde, yani 11.00 ile 16.00 arasında güneşte bulunmamak en doğrusudur. Ancak, Meslek gereği dışarıda olanlar veya tatile gidenler var. Onlara önerimiz de ikinci aşamada, daha uygun kıyafetlerle güneşten korunulmasıdır. Uzun kollu ve açık renkli giysiler, şapkalar ve güneş gözlükleriyle korunulabilir. Üçüncü aşamada da güneşten koruyucu ürünler kullanılarak, güneşten korunulabilir” şeklinde konuştu.
“Ailesinde risk faktörü olanlar son derece önemli”
Güneşte fazla kalındığında, ilk etapta farklı durumların oluştuğunu ancak, tekrar durumunda ise daha ciddi risk faktörlerinin meydana gelebileceğinin altını çizen Prof. Dr. Yıldırım, “Güneşte fazla kalındığında, deride kalınlaşma ve kabalaşmalar, erken dönemde, birkaç gün içerisinde olan şeyler. Ancak, uzun dönemde bu tür durumların her yaz tekrarlayan güneş maruziyetleri sonrasında da deri kanserleri ve deri yaşlanmaları gerçekleşebilir. Bizim de en korktuğumuz deri kanserleri gelişebilir. Burada ailesinde risk faktörü olanlar son derece önemlidir” dedi.
“Güneşten koruyuculara çok büyük güven var ama hiçbir şeye maruz kalınmamışsa bile maksimum koruyucu ömrü 3 saattir”
“Güneşten koruyucu ürünleri sabah sürüp, akşama kadar ‘Güneş koruyucum var deyip, güneşte kalmak en büyük risktir” şeklinde açıklamalarını sürdüren Yıldırım, “Halk arasında güneşten koruyuculara çok büyük güven var ama güneşten koruyucuların ömrü, terleme - havuza ve denize girme gibi hiçbir şeye maruz kalınmamışsa 3 saattir. Bir güneş koruyucu, sürüldüğü andan itibaren maksimum 3 saatlik ömrü vardır. Güneş koruyucuyu sabah kullanıp, akşama kadar güneşte kalmak, en büyük risk faktörüdür. Eğer kişi, koşturup terlediyse, denize girip çıktıysa, o güneş koruyucunun ömrü kısa sürede bitecektir, tekrarlamasında fayda vardır. Yarım saat sonra bile olsa, tekrar sürülmesinde fayda vardır” ifadelerini kullandı
“Güneş koruyuculara aşırı güven kanser riskini artırıyor”
Yapılan araştırmalarda güneş koruyucu kullananların, kullanmayanlara oranla, koruyucuya aşırı güven duymaları nedeniyle daha fazla kanser hastalıklarına yakalandığını kaydeden Prof. Dr. Yıldırım, “Son zamanlarda güneş koruyucu kullananlarda deri kanserlerinin daha fazla görüldüğü konusunda bilgiler mevcut. Burada güneşten koruyucuların deri kanserine yol açması değil, güneş koruyuculara aşırı güven nedeniyle uzun süre güneşlenmenin deri kanserine yol açtığı konusunda otorilerin fikir birliği mevcut. Biz, hekimler olarak güneş yanığına maruz kalan birinin, ilk etapta tekrar güneşe çıkmamasını, küçük ve basit yöntemlerle ıslak duşlar alarak, ıslak pansuman dediğimiz yöntemlerle bu bölgedeki güneş yanığının etkilerini azaltacak basit uygulamalar yapmasını öneriyoruz. Ama esas olan güneş yanığına maruz kalmamak ve korunmaktır” dedi.
Yıldırım, maruz kalınan güneş yanıklarının sonraki süreçte ihmal edilmemesini ve sağlık adına mutlaka bir uzmana başvurulması gerektiğini de sözlerine ekledi.
“Güneş koruyucu alırken, bir uzmandan destek alınması gerekir”
Yıldırım, her deri tipine göre farklı güneş koruyucuların kullanılması gerektiğinin altını çizerek, “Güneş koruyucu tercih ederken, deri tipine göre açık veya koyu tenli olarak farklı güneş koruyucular kullanılması lazım. En iyisi, bir uzman dermatoloğa veya deri hastalıkları uzmanına danışarak, hangi cilde göre hangi güneş koruyucunun kullanılması gerektiğinin öğrenilmesinde fayda var” dedi.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!