Çocuklarda Okul Reddine Dikkat
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Damla Eyüboğlu, öğrencinin okula gitmeyi ya da okulda kalmayı reddetmesi olarak tanımlanan “okul reddi” hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Damla Eyüboğlu, öğrencinin okula gitmeyi ya da okulda kalmayı reddetmesi olarak tanımlanan “okul reddi” hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
“Okula ilk defa başlamak bazı çocuklar için bir stres kaynağı olabilir”
Dr. Öğr. Üyesi Damla Eyüboğlu, okul reddi öğrencinin okula gitmeyi veya okulda kalmayı reddetmesi olarak tanımlandığını belirtti. Eyüboğlu, “Okulların açıldığı şu ilk haftalarda daha sık olmakla birlikte, her yaşta ve dönemde görülebilmektedir. Okul reddinin birçok nedeni olabilir. Çocuğun anne babadan ayrı kaldığında onların veya kendisinin başına kötü bir şey geleceğini düşünmesi, okulda arkadaşlık kurmakta güçlük çekmesi, okuldaki çocuk ve yetişkinlerden (öğretmen, müdür, temizlik görevlisi ve benzeri) çekinmesi veya okul dışındaki aktivitelerle (internet, oyun ve benzeri) zihninin çok meşgul olması bu nedenlerin başlıcalarıdır. Okula gitmek istemeyen çocuk bunu sözcüklerle ifade edemediğinde ve okula gitme vakti yaklaştığında karın ağrısı, baş ağrısı, bulantı-kusma ve benzeri fiziksel belirtiler; ağlama, korku, kaygı hali ve öfke nöbetleri ortaya çıkabilir. Bu belirtiler ailenin çocuğa öfkelenmesine, çocuğun okulda öğretmenleriyle ve arkadaşlarıyla olumsuz iletişim kurmasına, ailenin çocuğa inanmamasına ve onu ciddiye almamasına neden olabilir. Bunun sonucunda çocuk daha da yalnızlaşabilir ve yardım almakta gecikilebilir. Her çocuğun mizacı farklıdır ve doğası gereği olaylar karşısında farklı duygusal yanıtlar verir. Okula ilk defa başlamak da bazı çocuklar için sevinçle karşılanan bir durum iken, bazı çocuklar için bir stres kaynağı olabilir. Bu durumda okulun ilk günlerinde çocuğun okula gitmek istememesi alışma sürecinde çocuğun doğası gereği verdiği bir tepki olabilir” ifadelerini kullandı.
“Ailelerin yargılayıcı ve cezalandırıcı tutumları sorunu daha da kötüleştirir”
Dr. Öğr. Üyesi Damla Eyüboğlu, öğretmenlerin ve ailelerin işbirliği yaparak okula karşı isteksiz olan çocuğun uyumuna yardımcı olması gerektiğini ifade ederek, “Eğer çocuğun okula devamını engelleyen bir psikolojik etken söz konusuysa, daha profesyonel yardım gerekir. Bazen aileler okul reddinin ani başladığını gözlemler. Daha önce okula gitmek konusunda sorun yaşamayan çocuk, okula karşı isteksiz olur ve gitmemek için farklı bahaneler sunabilir. Böyle durumlarda ailelerin yargılayıcı ve cezalandırıcı tutumları sorunu daha da kötüleştirerek, çocuğu anlamalarına engel olur. Bu nedenle öncelikle çocuğun okulla ilgili isteksizliğinin altında yatan nedenleri anlamak gerekir. Akran istismarı, başarı kaygısı, okulda kabul görmeme, derslerde başarısızlık, aşağılanma endişesi gibi çocuğun yaşadığı olumsuz duygu ve yaşantılar okula devamı güçleştirebilir. Çocuğun okula yeniden hevesle gitmesini sağlamak için önce çocuğa duygusal olarak ulaşmalı, onu anladığımızı hissettirmeli ve çocukla birlikte çözüm yolları bulmalıyız. Ancak unutulmamalıdır ki çocuk ve aile her zaman tek başlarına bu konuya bir çözüm bulamayabilirler. Her türlü işbirliğine rağmen çocuk okula gitmeyi reddediyorsa mutlaka bir çocuk ve ergen psikiyatristine başvurulmalı ve altta yatan sebepler birlikte araştırılmalıdır. Çünkü okul reddi mutlaka dikkatle ve hızlıca ele alınması gereken önemli bir sorundur. Aksi halde bu sorun çocuğun telafisi güç bir olumsuz okul deneyimi yaşamasına ve okul hayatının yarıda kalarak bitmesine sebep olabilir” dedi.
“Okula ilk defa başlamak bazı çocuklar için bir stres kaynağı olabilir”
Dr. Öğr. Üyesi Damla Eyüboğlu, okul reddi öğrencinin okula gitmeyi veya okulda kalmayı reddetmesi olarak tanımlandığını belirtti. Eyüboğlu, “Okulların açıldığı şu ilk haftalarda daha sık olmakla birlikte, her yaşta ve dönemde görülebilmektedir. Okul reddinin birçok nedeni olabilir. Çocuğun anne babadan ayrı kaldığında onların veya kendisinin başına kötü bir şey geleceğini düşünmesi, okulda arkadaşlık kurmakta güçlük çekmesi, okuldaki çocuk ve yetişkinlerden (öğretmen, müdür, temizlik görevlisi ve benzeri) çekinmesi veya okul dışındaki aktivitelerle (internet, oyun ve benzeri) zihninin çok meşgul olması bu nedenlerin başlıcalarıdır. Okula gitmek istemeyen çocuk bunu sözcüklerle ifade edemediğinde ve okula gitme vakti yaklaştığında karın ağrısı, baş ağrısı, bulantı-kusma ve benzeri fiziksel belirtiler; ağlama, korku, kaygı hali ve öfke nöbetleri ortaya çıkabilir. Bu belirtiler ailenin çocuğa öfkelenmesine, çocuğun okulda öğretmenleriyle ve arkadaşlarıyla olumsuz iletişim kurmasına, ailenin çocuğa inanmamasına ve onu ciddiye almamasına neden olabilir. Bunun sonucunda çocuk daha da yalnızlaşabilir ve yardım almakta gecikilebilir. Her çocuğun mizacı farklıdır ve doğası gereği olaylar karşısında farklı duygusal yanıtlar verir. Okula ilk defa başlamak da bazı çocuklar için sevinçle karşılanan bir durum iken, bazı çocuklar için bir stres kaynağı olabilir. Bu durumda okulun ilk günlerinde çocuğun okula gitmek istememesi alışma sürecinde çocuğun doğası gereği verdiği bir tepki olabilir” ifadelerini kullandı.
“Ailelerin yargılayıcı ve cezalandırıcı tutumları sorunu daha da kötüleştirir”
Dr. Öğr. Üyesi Damla Eyüboğlu, öğretmenlerin ve ailelerin işbirliği yaparak okula karşı isteksiz olan çocuğun uyumuna yardımcı olması gerektiğini ifade ederek, “Eğer çocuğun okula devamını engelleyen bir psikolojik etken söz konusuysa, daha profesyonel yardım gerekir. Bazen aileler okul reddinin ani başladığını gözlemler. Daha önce okula gitmek konusunda sorun yaşamayan çocuk, okula karşı isteksiz olur ve gitmemek için farklı bahaneler sunabilir. Böyle durumlarda ailelerin yargılayıcı ve cezalandırıcı tutumları sorunu daha da kötüleştirerek, çocuğu anlamalarına engel olur. Bu nedenle öncelikle çocuğun okulla ilgili isteksizliğinin altında yatan nedenleri anlamak gerekir. Akran istismarı, başarı kaygısı, okulda kabul görmeme, derslerde başarısızlık, aşağılanma endişesi gibi çocuğun yaşadığı olumsuz duygu ve yaşantılar okula devamı güçleştirebilir. Çocuğun okula yeniden hevesle gitmesini sağlamak için önce çocuğa duygusal olarak ulaşmalı, onu anladığımızı hissettirmeli ve çocukla birlikte çözüm yolları bulmalıyız. Ancak unutulmamalıdır ki çocuk ve aile her zaman tek başlarına bu konuya bir çözüm bulamayabilirler. Her türlü işbirliğine rağmen çocuk okula gitmeyi reddediyorsa mutlaka bir çocuk ve ergen psikiyatristine başvurulmalı ve altta yatan sebepler birlikte araştırılmalıdır. Çünkü okul reddi mutlaka dikkatle ve hızlıca ele alınması gereken önemli bir sorundur. Aksi halde bu sorun çocuğun telafisi güç bir olumsuz okul deneyimi yaşamasına ve okul hayatının yarıda kalarak bitmesine sebep olabilir” dedi.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!