Bor Madeni Prostat Kanserine Karşı Kullanılabilir
Manisa Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Korkmaz, dünyada 40lı yaşlardan itibaren her 3 erkekten birinde ortaya çıkan iyi huylu prostat büyümesi (Benign prostat hiperplazisi) hastalığına karşı bor madeninin etkin olabileceğini ispatladıklarını söyledi. Korkmaz, elde ettikleri bulgulara göre bor madeninin prostat kanserine karşı da etkili olabileceğini düşündüklerini ifade etti.
Manisa Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Korkmaz, dünyada 40lı yaşlardan itibaren her 3 erkekten birinde ortaya çıkan iyi huylu prostat büyümesi (Benign prostat hiperplazisi) hastalığına karşı bor madeninin etkin olabileceğini ispatladıklarını söyledi. Korkmaz, elde ettikleri bulgulara göre bor madeninin prostat kanserine karşı da etkili olabileceğini düşündüklerini ifade etti.
MCBÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Korkmaz, TÜBİTAKın desteğiyle 3 yılık bir çalışmanın ardından iyi huylu prostat büyümesindeki iltihaplanmanın durdurulmasına yönelik, Benign prostat hiperplazisinin bor türevleri ile tedavisi projesini tamamladı. Dünya üzerinde ilk defa Manisada geliştirdiği projesini 2017 yılının Mayıs ayında tamamlayan Korkmaz, patent başvurusunda bulundu.
Bulguların ilk defa, araştırmaları sonucu ortaya çıktığını savunan Prof. Dr. Korkmaz, 2009 yılında bor sahasında yaşayan erkekler üzerinde yapılan çalışmada doğal yolla alınan bor miktarının 6,5 miligram civarında prostatı engellediği konusunda ilk bulgulara ulaşmıştık. 2014 yılında TÜBİTAKın desteği ile 3 yıllık bir proje başlattık. Bunun temelinde nasıl bir mekanizmanın yattığı ve biz bu alanda tedavi amaçlı yeni bir bor bileşiği sentezleyip, sentezlemeyeceğini bu alanda kullanıp kullanamayacağımızın araştırmalarına ağırlık verdik. 3 yıl süren araştırma sonucunda 2 noktada önemli bilgiye ulaştık. Bunlardan birincisi iyi huylu prostat büyümesinin mekanizmasında iltihaplanmanın rol adlığı ve iltihaplanmanın durdurulmasında yeni sentez dediğimiz bor bileşiğinin etkin olduğunu ortaya koyduk. Biz bu ilaç prototipi yeni bir buluş olarak patent başvurusunda bulunduk. Şu anda inceleme aşaması devam ediyor. Bundan sonraki aşamada hayvan deneyleri olacaktır. Ondan sonrada bunun ticari aşamalarında devam edecektir diye düşünüyorum. Böyle bir çalışma Türkiyede de, dünyada da yok” diye konuştu.
İlk bulguları bor sahasında yaşayan erkekler üzerinde elde ettikten sonra hücre türü ortamında moleküler araştırmalar gerçekleştirdiklerini belirten Prof. Dr. Korkmaz, “36 aylık bir proje desteği aldık. 2017 Mayıs ayında projeyi bitirdik. Bu aşamadan sonra oldukça ciddi bulgulara eriştik. İyi huylu prostat büyümesinin mekanizması tam net değildir ama son yıllarda iltihaplanma olarak ifade edebileceğimiz bu türde araştırmalara ağırlık verilmektedir. Biz de araştırmalarımızda tekrardan konuyu ele alarak, yine iyi huylu prostat büyümesinin oluşumunda iltihaplanmanın etkin olduğunu ortaya koyduk. Bu iltihaplanmanın engellenmesinde yeni sentez dediğimiz bor bileşiğinin etkin olabileceğini ispatlamış olduk. Bor bileşiğinin tedavi amaçlı daha etkin olabileceği hem tedavi hem de koruyucu amaçla kullanabileceğini düşünüyoruz. Bizim bulgularımızda prostat kanserine dahi kullanabileceği dahi işaret ediyor. Fakat prostat kanserinin nedenlerinin çok farklı olması sebebiyle hangi düzey ve hangi noktada etkin olabileceği konusunda düşünülmektedir. İyi huylu prostat konusunda sahadan aldığımız verilerle laboratuvar verileri örtüşüyor. Her üç erkekten birisinin başına gelen bir olay. 40lı yaşlarda başlayıp 50li yaşlarda daha sık görülen bir hastalık. Onun için biz bu konuyu daha çok önemsiyoruz” diye konuştu.
MCBÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Korkmaz, TÜBİTAKın desteğiyle 3 yılık bir çalışmanın ardından iyi huylu prostat büyümesindeki iltihaplanmanın durdurulmasına yönelik, Benign prostat hiperplazisinin bor türevleri ile tedavisi projesini tamamladı. Dünya üzerinde ilk defa Manisada geliştirdiği projesini 2017 yılının Mayıs ayında tamamlayan Korkmaz, patent başvurusunda bulundu.
Bulguların ilk defa, araştırmaları sonucu ortaya çıktığını savunan Prof. Dr. Korkmaz, 2009 yılında bor sahasında yaşayan erkekler üzerinde yapılan çalışmada doğal yolla alınan bor miktarının 6,5 miligram civarında prostatı engellediği konusunda ilk bulgulara ulaşmıştık. 2014 yılında TÜBİTAKın desteği ile 3 yıllık bir proje başlattık. Bunun temelinde nasıl bir mekanizmanın yattığı ve biz bu alanda tedavi amaçlı yeni bir bor bileşiği sentezleyip, sentezlemeyeceğini bu alanda kullanıp kullanamayacağımızın araştırmalarına ağırlık verdik. 3 yıl süren araştırma sonucunda 2 noktada önemli bilgiye ulaştık. Bunlardan birincisi iyi huylu prostat büyümesinin mekanizmasında iltihaplanmanın rol adlığı ve iltihaplanmanın durdurulmasında yeni sentez dediğimiz bor bileşiğinin etkin olduğunu ortaya koyduk. Biz bu ilaç prototipi yeni bir buluş olarak patent başvurusunda bulunduk. Şu anda inceleme aşaması devam ediyor. Bundan sonraki aşamada hayvan deneyleri olacaktır. Ondan sonrada bunun ticari aşamalarında devam edecektir diye düşünüyorum. Böyle bir çalışma Türkiyede de, dünyada da yok” diye konuştu.
İlk bulguları bor sahasında yaşayan erkekler üzerinde elde ettikten sonra hücre türü ortamında moleküler araştırmalar gerçekleştirdiklerini belirten Prof. Dr. Korkmaz, “36 aylık bir proje desteği aldık. 2017 Mayıs ayında projeyi bitirdik. Bu aşamadan sonra oldukça ciddi bulgulara eriştik. İyi huylu prostat büyümesinin mekanizması tam net değildir ama son yıllarda iltihaplanma olarak ifade edebileceğimiz bu türde araştırmalara ağırlık verilmektedir. Biz de araştırmalarımızda tekrardan konuyu ele alarak, yine iyi huylu prostat büyümesinin oluşumunda iltihaplanmanın etkin olduğunu ortaya koyduk. Bu iltihaplanmanın engellenmesinde yeni sentez dediğimiz bor bileşiğinin etkin olabileceğini ispatlamış olduk. Bor bileşiğinin tedavi amaçlı daha etkin olabileceği hem tedavi hem de koruyucu amaçla kullanabileceğini düşünüyoruz. Bizim bulgularımızda prostat kanserine dahi kullanabileceği dahi işaret ediyor. Fakat prostat kanserinin nedenlerinin çok farklı olması sebebiyle hangi düzey ve hangi noktada etkin olabileceği konusunda düşünülmektedir. İyi huylu prostat konusunda sahadan aldığımız verilerle laboratuvar verileri örtüşüyor. Her üç erkekten birisinin başına gelen bir olay. 40lı yaşlarda başlayıp 50li yaşlarda daha sık görülen bir hastalık. Onun için biz bu konuyu daha çok önemsiyoruz” diye konuştu.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!