Biyolojik Ritminiz Bozulmasın
Acıbadem Kayseri Hastanesi Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Nergiz Hüseyinoğlu, vücudun çevreye adaptasyonunu sağlayan biyolojik ritmin bozulması halinde, uyku bozuklukları başta olmak üzere çeşitli hastalıkların ortaya çıktığını söyledi.
Acıbadem Kayseri Hastanesi Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Nergiz Hüseyinoğlu, vücudun çevreye adaptasyonunu sağlayan biyolojik ritmin bozulması halinde, uyku bozuklukları başta olmak üzere çeşitli hastalıkların ortaya çıktığını söyledi.
Biyolojik ritmi, insanların İnsanların çevreye uyum sağlamasını kolaylaştıran bir mekanizma olarak tanımlayan Hüseyinoğlu, iç organların her birinin de kendine ait bir biyolojik ritmi olduğunu ifade etti. Hüseyinoğlu, “Ritmi oluşturan organ hipotalamus bölgesidir ve hipotalamusta ‘suprakiazmatik nucleus adı verilen çekirdek gözlerdeki reseptörler aracılığıyla aldığı ışıkla gece gündüz ritmini oluşturuyor. İç organların da bundan bağımsız olarak belli bir ritimleri vardır” dedi.
Kişiden ve çevreden kaynaklı nedenlerle ortaya çıkabiliyor
Biyolojik ritmin, endojen yani insanın kendisinden kaynaklı nedenlerle ve dış etkenlerle bozulabileceğini kaydeden Hüseyinoğlu, “Örneğin kıtalararası uçak yolculuklarında ‘jetlag dediğimiz biyolojik ritim bozuklukları olabiliyor, vardiyalı çalışanlarda çok sık görülebiliyor. Onun dışında bazı hastalıklara ya da ilaç kullanımına bağlı olarak da biyolojik ritim bozulabiliyor” diye konuştu.
Altta yatan nedenler tespit edildikten sonra tedavi edilebiliyor
Biyolojik ritim bozulmasıyla başta uyku bozukluğu olmak üzere çok sayıda hastalığın ortaya çıkabileceğine dikkat çeken Hüseyinoğlu, ritim bozukluğuna neden olan etkenler saptandıktan sonra uygun tedavi yöntemlerinin kullanıldığını dile getirdi. Hüseyinoğlu, “Biyolojik ritmin bozulması aşırı uyku isteği, uykululuk hali, dinlendirici olmayan uyku, uykuya dalmakta zorluk, sık sık uyanmalar ve bazen iç organlarla ilgili olarak reflü, midede yanma, hazımsızlık, tansiyon değişiklikleri, kalp çarpıntıları gibi bulgular görülebiliyor. Uzun süren biyolojik ritim bozuklukları hastalarda anksiyete ve depresyona da yol açabiliyor. Biyolojik ritmi korumak için çaba sarf etmek gerekir ama dışarıdan etkenler söz konusu ise ancak yan etkileri azaltılabilir. Uyku tıbbıyla ilgilenen doktorlar hastalara önerilerde bulunabiliyor” ifadelerini kullandı.
Biyolojik ritmi, insanların İnsanların çevreye uyum sağlamasını kolaylaştıran bir mekanizma olarak tanımlayan Hüseyinoğlu, iç organların her birinin de kendine ait bir biyolojik ritmi olduğunu ifade etti. Hüseyinoğlu, “Ritmi oluşturan organ hipotalamus bölgesidir ve hipotalamusta ‘suprakiazmatik nucleus adı verilen çekirdek gözlerdeki reseptörler aracılığıyla aldığı ışıkla gece gündüz ritmini oluşturuyor. İç organların da bundan bağımsız olarak belli bir ritimleri vardır” dedi.
Kişiden ve çevreden kaynaklı nedenlerle ortaya çıkabiliyor
Biyolojik ritmin, endojen yani insanın kendisinden kaynaklı nedenlerle ve dış etkenlerle bozulabileceğini kaydeden Hüseyinoğlu, “Örneğin kıtalararası uçak yolculuklarında ‘jetlag dediğimiz biyolojik ritim bozuklukları olabiliyor, vardiyalı çalışanlarda çok sık görülebiliyor. Onun dışında bazı hastalıklara ya da ilaç kullanımına bağlı olarak da biyolojik ritim bozulabiliyor” diye konuştu.
Altta yatan nedenler tespit edildikten sonra tedavi edilebiliyor
Biyolojik ritim bozulmasıyla başta uyku bozukluğu olmak üzere çok sayıda hastalığın ortaya çıkabileceğine dikkat çeken Hüseyinoğlu, ritim bozukluğuna neden olan etkenler saptandıktan sonra uygun tedavi yöntemlerinin kullanıldığını dile getirdi. Hüseyinoğlu, “Biyolojik ritmin bozulması aşırı uyku isteği, uykululuk hali, dinlendirici olmayan uyku, uykuya dalmakta zorluk, sık sık uyanmalar ve bazen iç organlarla ilgili olarak reflü, midede yanma, hazımsızlık, tansiyon değişiklikleri, kalp çarpıntıları gibi bulgular görülebiliyor. Uzun süren biyolojik ritim bozuklukları hastalarda anksiyete ve depresyona da yol açabiliyor. Biyolojik ritmi korumak için çaba sarf etmek gerekir ama dışarıdan etkenler söz konusu ise ancak yan etkileri azaltılabilir. Uyku tıbbıyla ilgilenen doktorlar hastalara önerilerde bulunabiliyor” ifadelerini kullandı.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!