2. Uluslararası Onkoloji Bilimleri Kongresi
Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkan Yardımcısı ve Kongre Başkanı Prof. Dr. Nazım Serdar Turhal, ABDde yapılan bir araştırmada erken yaşta, 15 yaşından başlayarak haftada 7 ölçü içki kullanmak uzun vadede prostat kanseri riskini 3.5 kat arttırdığı ortaya çıktı dedi.
Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkan Yardımcısı ve Kongre Başkanı Prof. Dr. Nazım Serdar Turhal, ABDde yapılan bir araştırmada erken yaşta, 15 yaşından başlayarak haftada 7 ölçü içki kullanmak uzun vadede prostat kanseri riskini 3.5 kat arttırdığı ortaya çıktı dedi.
Türk Tıbbi Onkoloji Derneği tarafından, Antalyanın Belek Turizm Merkezindeki bir otelde devam eden 2. Uluslararası Onkoloji Bilimleri Kongresi (ICONS 2018) kapsamında basın toplantısı düzenlendi.
Toplantıya, Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mahmut Gümüş, Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkan Yardımcısı ve Kongre Başkanı Prof. Dr. Nazım Serdar Turhal, Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Özlem Er, Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Mutlu Doğan katıldı.
Toplantıda konuşan Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mahmut Gümüş, toplum sağlığı sorunu olan kanserle mücadele için kurulan bir dernek olduklarını belirterek, iki hedef alanı olan üyeleri ve hastaları birbirinden ayıramayacaklarını söyledi.
Prof. Dr. Gümüş, Son iki yıldır bölgedeki rolüne paralel olarak bölgesel işbirliğini gerçekleştirmek istiyoruz. Bu kapsamda onkoloji alanında klinik alanında çalışmalar yapmak önemli hedefler oldu. Mide kanseri, baş boyun gibi kanserlerde daha vurgulayıcı gelişmeleri birlikte değerlendirdik. Geleceğe yönelik neler yapabiliriz, bunu konuştuk ifadelerine yer verdi.
Kongreye 200 kişinin kayıt olduğunu dile getiren Prof. Dr. Gümüş, Klinik araştırmalar anlamında bir çalıştay yaptık. 14 ülkeden 30 konuşmacıyı dinledik. Sorunları tartıştık diye konuştu.
Alkolün prostat kanserine etkisi
Kongre Başkanı Prof. Dr. Nazım Serdar Turhal, çevre ülkelerle el ele vererek kendi sorunlarına kendi çözümlerini üretmek istediklerinin altını çizdi.
ABD ya da Avrupada geliştirilen çözüm önerilerinin kendi hastalarına uygulamada bazı eksiklikler olabileceğini düşündüklerini ifade eden Prof. Dr. Turhal, bu noktada katılan ülkeler arasında bölgesel işbirliğinin önemli olduğunun altını çizdi.
Alkolün kanser üzerindeki etkisi hakkında da bilgiler paylaşan Prof. Dr. Turhal, Az alkol tüketmenin bir sağlık sorunu olmaz gibi bilinse de kanserle ilgili arka arkaya endişe verici sonuçlar ortaya çıkıyor. ABDden yapılan bir araştırmada erken yaşta 15 yaşından başlayarak haftada 7 ölçü içki kullanmak uzun vadede prostat kanseri riskini 3.5 kat arttırdığı ortaya çıktı şeklinde konuştu.
Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Üyesi Doç. Dr. Mutlu Doğan, kanser ve vitamin D ilişkisi hakkında açıklamalarda bulundu. Kanser noktasında obezitenin önemli bir risk faktörü olduğunun altını çizen Doç. Dr. Doğan, Akdeniz türü beslenmenin kal damar hastalıklarını azalttığını biliyoruz ama kanser üzerine yansımasına da bakmamız gerekiyor. Obezite engellendiği zaman ve düzenli egzersiz yapılırsa başta kolon ve meme kanseri gelişimi riskini azaltıyor. Sağlıklı beslenmenin yanında vitaminlerinde etkisi var. Vitaminler hücresel olayların düzenli şekilde yürütülmesi için gerekli organik bileşikler. Vitamin D bunlardan biri ağızdan da alabiliyoruz ama esas kaynak güneş ışınlarının etkisiyle cilt altı dokuda sentezlenmesidir. Yapılan çalışmalarda vitamin Dnin meme ve kolon kanseri üzerinde yoğunlaştığını görüyoruz. Vitamin Dnin kanser oluşumunun engellenmesi ve durdurulması anlamında çalışmalar var. Bunlar daha çok meme ve kolon kanseri üzerinde yoğunlaşıyor ifadelerini kullandı.
Vitamin D etkisi
Yapılan çalışmalarda vitamin D ve kalsiyum desteğinin kanseri azalttığının bilindiğini dile getiren Doç. Dr. Doğan, Toplumsal bazda yapılan çalışmalarda vitamin D ve kalsiyum desteğinin kanser riskini azalttığı verileri vardı. Ama son yıllarda çok desteklenemedi. 2016 yılında yapılan çalışmada kalsiyum ve D vitamini verdiğinizde kanser gelişimini çokta etkilemediği görüldü. 2 yıl önce yapılan çalışmada da aynı sonuç desteklendi. Yeni Zellandada yapılan 2 önceki çalışmada D vitaminin kanser gelişimini ya da ölüm riskini azaltmadığı görüldü. Vitamin D önemlidir ama desteği ihtiyaç düzeyde tutulmalıdır. Bunu doğal yollarla yapalım. Eğer yapamazsak doktor gözetiminde bilinçli şekilde yapalım.”diye konuştu.
Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Özlem Er, her türlü kanserde farkındalığın önemi olduğunu vurguladı.
Toplumda kanserin bir tabu olduğunu kaydeden Prof. Dr. Er, TDK de bile ‘amansız hastalık olarak geçiyor. Bu şekilde anılmasını kesinlikle istemiyoruz. Son yıllarda kanser tedavisinde önemli gelişmeler var. Tedavi edilebilir bir hastalıkla karşı karşıyayız dedi.
20 bin meme kanseri tanısı
Meme kanserine ayrı bir parantez açan Prof. Dr. Er, Yılda 165 bin yeni kanser vakası belirleniyor ve bunun 20 bini meme kanseri. Meme kanserinde erken tanı çok önemli kendi kendine muayene ve mamografi ile tanı alabiliyoruz. Meme kanseri 50li yaşlarda en yüksek değerlere çıkarken, 40lı yaşlarda tarama programına başlanmalıdır. Erken tanıyla tedavi çok başarılı ve yüzde 90ların üzerine çıkıyor diye konuştu.
Meme kanserinin seyrine göre bir tedavi uygulandığının altını çizen Prof. Dr. Er, Erken evrelerde hasta grubu bizim için tedavinin en başarılı dönemdir. 2018 yılı içinde 10 bin kadın üzerinde yapılan çalışmada yüzde 70inde kemoterapiye gerek kalmadan hormonal terapiyle sağ kalımların yüksek olduğu görüldü. Her hastaya ve hastalığın seyrine göre uygun tedavi uygulanıyor şeklinde konuştu.
Türk Tıbbi Onkoloji Derneği tarafından, Antalyanın Belek Turizm Merkezindeki bir otelde devam eden 2. Uluslararası Onkoloji Bilimleri Kongresi (ICONS 2018) kapsamında basın toplantısı düzenlendi.
Toplantıya, Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mahmut Gümüş, Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkan Yardımcısı ve Kongre Başkanı Prof. Dr. Nazım Serdar Turhal, Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Özlem Er, Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Mutlu Doğan katıldı.
Toplantıda konuşan Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mahmut Gümüş, toplum sağlığı sorunu olan kanserle mücadele için kurulan bir dernek olduklarını belirterek, iki hedef alanı olan üyeleri ve hastaları birbirinden ayıramayacaklarını söyledi.
Prof. Dr. Gümüş, Son iki yıldır bölgedeki rolüne paralel olarak bölgesel işbirliğini gerçekleştirmek istiyoruz. Bu kapsamda onkoloji alanında klinik alanında çalışmalar yapmak önemli hedefler oldu. Mide kanseri, baş boyun gibi kanserlerde daha vurgulayıcı gelişmeleri birlikte değerlendirdik. Geleceğe yönelik neler yapabiliriz, bunu konuştuk ifadelerine yer verdi.
Kongreye 200 kişinin kayıt olduğunu dile getiren Prof. Dr. Gümüş, Klinik araştırmalar anlamında bir çalıştay yaptık. 14 ülkeden 30 konuşmacıyı dinledik. Sorunları tartıştık diye konuştu.
Alkolün prostat kanserine etkisi
Kongre Başkanı Prof. Dr. Nazım Serdar Turhal, çevre ülkelerle el ele vererek kendi sorunlarına kendi çözümlerini üretmek istediklerinin altını çizdi.
ABD ya da Avrupada geliştirilen çözüm önerilerinin kendi hastalarına uygulamada bazı eksiklikler olabileceğini düşündüklerini ifade eden Prof. Dr. Turhal, bu noktada katılan ülkeler arasında bölgesel işbirliğinin önemli olduğunun altını çizdi.
Alkolün kanser üzerindeki etkisi hakkında da bilgiler paylaşan Prof. Dr. Turhal, Az alkol tüketmenin bir sağlık sorunu olmaz gibi bilinse de kanserle ilgili arka arkaya endişe verici sonuçlar ortaya çıkıyor. ABDden yapılan bir araştırmada erken yaşta 15 yaşından başlayarak haftada 7 ölçü içki kullanmak uzun vadede prostat kanseri riskini 3.5 kat arttırdığı ortaya çıktı şeklinde konuştu.
Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Üyesi Doç. Dr. Mutlu Doğan, kanser ve vitamin D ilişkisi hakkında açıklamalarda bulundu. Kanser noktasında obezitenin önemli bir risk faktörü olduğunun altını çizen Doç. Dr. Doğan, Akdeniz türü beslenmenin kal damar hastalıklarını azalttığını biliyoruz ama kanser üzerine yansımasına da bakmamız gerekiyor. Obezite engellendiği zaman ve düzenli egzersiz yapılırsa başta kolon ve meme kanseri gelişimi riskini azaltıyor. Sağlıklı beslenmenin yanında vitaminlerinde etkisi var. Vitaminler hücresel olayların düzenli şekilde yürütülmesi için gerekli organik bileşikler. Vitamin D bunlardan biri ağızdan da alabiliyoruz ama esas kaynak güneş ışınlarının etkisiyle cilt altı dokuda sentezlenmesidir. Yapılan çalışmalarda vitamin Dnin meme ve kolon kanseri üzerinde yoğunlaştığını görüyoruz. Vitamin Dnin kanser oluşumunun engellenmesi ve durdurulması anlamında çalışmalar var. Bunlar daha çok meme ve kolon kanseri üzerinde yoğunlaşıyor ifadelerini kullandı.
Vitamin D etkisi
Yapılan çalışmalarda vitamin D ve kalsiyum desteğinin kanseri azalttığının bilindiğini dile getiren Doç. Dr. Doğan, Toplumsal bazda yapılan çalışmalarda vitamin D ve kalsiyum desteğinin kanser riskini azalttığı verileri vardı. Ama son yıllarda çok desteklenemedi. 2016 yılında yapılan çalışmada kalsiyum ve D vitamini verdiğinizde kanser gelişimini çokta etkilemediği görüldü. 2 yıl önce yapılan çalışmada da aynı sonuç desteklendi. Yeni Zellandada yapılan 2 önceki çalışmada D vitaminin kanser gelişimini ya da ölüm riskini azaltmadığı görüldü. Vitamin D önemlidir ama desteği ihtiyaç düzeyde tutulmalıdır. Bunu doğal yollarla yapalım. Eğer yapamazsak doktor gözetiminde bilinçli şekilde yapalım.”diye konuştu.
Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Özlem Er, her türlü kanserde farkındalığın önemi olduğunu vurguladı.
Toplumda kanserin bir tabu olduğunu kaydeden Prof. Dr. Er, TDK de bile ‘amansız hastalık olarak geçiyor. Bu şekilde anılmasını kesinlikle istemiyoruz. Son yıllarda kanser tedavisinde önemli gelişmeler var. Tedavi edilebilir bir hastalıkla karşı karşıyayız dedi.
20 bin meme kanseri tanısı
Meme kanserine ayrı bir parantez açan Prof. Dr. Er, Yılda 165 bin yeni kanser vakası belirleniyor ve bunun 20 bini meme kanseri. Meme kanserinde erken tanı çok önemli kendi kendine muayene ve mamografi ile tanı alabiliyoruz. Meme kanseri 50li yaşlarda en yüksek değerlere çıkarken, 40lı yaşlarda tarama programına başlanmalıdır. Erken tanıyla tedavi çok başarılı ve yüzde 90ların üzerine çıkıyor diye konuştu.
Meme kanserinin seyrine göre bir tedavi uygulandığının altını çizen Prof. Dr. Er, Erken evrelerde hasta grubu bizim için tedavinin en başarılı dönemdir. 2018 yılı içinde 10 bin kadın üzerinde yapılan çalışmada yüzde 70inde kemoterapiye gerek kalmadan hormonal terapiyle sağ kalımların yüksek olduğu görüldü. Her hastaya ve hastalığın seyrine göre uygun tedavi uygulanıyor şeklinde konuştu.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!