Türkiyenin Nakış Nakış Güzellikleri Bu Müzede
Bursa Valisi İzzettin Küçük, Türkiyede bir ilk olma özelliğini taşıyan “Nakış El Sanatları Müzesi”ni hizmete açtı.
Bursa Valisi İzzettin Küçük, Türkiyede bir ilk olma özelliğini taşıyan “Nakış El Sanatları Müzesi”ni hizmete açtı.
Unutulmaya yüz tutmuş el nakışlarına yeniden canlandıracak olan müzenin açılışında konuşan Vali İzzettin Küçük, ”Bursada mutlu günler çok. Allaha şükürler olsun bugün bir mutlu gün daha yaşıyoruz. Aşağı yukarı 40ıncı müzemizi açıyoruz. Belediyemizin 19 tane var, ama bunun haricinde Kültür Bakanlığı ve gençlik vakıflarının da müzeleri var. Bursa için çok şey söyleniyor; sanayi şehri, yeşil Bursa, ulu şehir gibi ama emin olun güzel bir lâkabı daha olacak: müzeler şehri. 40 tane müze az değil. Turistleri gezmeye doyuracak bir kültür ve sanat ortamı sağlıyor” dedi.
Küçük, “Ömürleri büyük milletlerin derinliklerinde büyük kültürler yatar. Yani geçmişleri çağlara dayanan milletlerin kültürleri de derindir. Her bir ferdinde büyük bir vakar, ağırbaşlılık görürsünüz. Aydınları şaşırtacak derecede, olaylar karşısında çok bilgece tavır ve davranışlar gösterir. Pek çok alanda güzel sanat eserleri ortaya koyar. Musikîsi, mimarîsi muhteşemdir. İşte bunların hepsi o sihirli, derinlere ve her bir ferdine sızmış derin kültürden kaynaklanmaktadır. Bu bir folklordur, bu bir hazinedir. Bunu işlemek, geliştirmek gerçek sanatkârların elinde modernleşerek stilize ederek, hem şekil, hem muhteva olarak tamamlamak, mükemmelleştirmek ve muhteşem eserler koymak lâzım. Yani geçmişten gelen o değerli eserleri günümüzde zamana uyarlamak için onları incelemek, görmek ve geliştirmek lâzım. Misal vermek gerekirse, Faust dünyanın en büyük şaheserlerinden biridir. Goethenin eseridir. Faust aslında yüzlerce yıl önce yazılmış bir Alman destanıdır. Goethe bunu işlemiş mükemmelleştirmiş ve Faust olarak dünyevî bir şaheser haline getirmiştir. Dünyanın en ünlü ses sanatçılarından Wagnerın eserlerinin çoğu Alman efsanelerine dayanır. Biliyorsunuz muhteşem bir eser olan “Beş Şehir” yazarı Ahmet Hamdi Tanpınar. Bir gün Uludağın eteklerinde oturuyorken uzaktan bir kaval sesi duyuyor. Diyor ki “ Bizim yarınımızın musikîsinin kaynağı bu ses olacaktır”. Yani muhteşem sanat eserleri vereceksek bu toprakların, bu ülkenin nefesi, sesi ve rengi olmak zorundadır. İşte bu müzenin kurulmasının maksadı da bu. Bu muhteşem eserleri ilgili kişilere ve sanatçılara takdim etmek, yarının büyük sanatkârlarını ortaya çıkarmaktır. Bunun için pek çok kişinin emeği geçti. Başta Büyükşehir Belediye Başkanımıza teşekkür ediyorum. Maddî olarak hiçbir şeyi esgirmedi. Bu binayı restore eden kişi Emin Gür beyefendi. Bursada en iyi restore edilmiş binadır. İkinci ya da en iyilerden biri değildir. İçeri girince göreceksiniz, en iyisidir. Emin Gün beyefendiye teşekkür ediyorum. İçerideki eserlerin hazırlanması Nilüfer hanımefendi ve Güleser hanımefendinin gayretleriyle ve onların değerli ekipleri ile olmuştur. İlimize hayırlı olsun“ ifadelerini kullandı.
Bursanın sıradan bir şehir olmadığını belirten Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ise, “Bülbülü altın kafese koymuşlar ah yuvam demiş. Belki Bursa bizim yuvamız olduğu için değerli ve kıymetli geliyor olabilir ama Bursa gerçekten çok özellikli bir şehir. Bursa bir tarih şehri, bir kültür şehri, bir sanat şehri, Bursa evliyalar ve padişahlar şehri. Tabiî bu özelliklerini muhafaza eden ve bu manada konular ihtiva eden çok eser var. Büyükşehir ve valiliğimiz olmak üzere ilçe belediyelerimizin, devletimizin, bakanlığımızın da bu konuda çok pozitif yaklaşımı var. Son 10-12 yıllık süre zarfında çok ciddi restorasyonlar yapıldı. Bursa bu manada gerek il merkezinde, gerekse ilçelerinde çok önemli eserleri barındırıyor. Her köşesiyle bir tarih hazinesi olan Bursa hem Bizanstan hem Osmanlıdan hem de Cumhuriyetin ilk dönemlerinden önemli mimarileri yapıları bünyesinde muhafaza ediyor. Tabiî ki Bursanın özelliklerinden bir tanesi de ilk başkent olması, ayrı bir değer katıyor ve Bursa yaşayan bir müze olma yolunda da hızla ilerliyor. Müzeler tarihtir, değişimdir, gelişimin nasıl yaşandığını gösterir. Büyükşehir Belediyesi olarak kırsal mahallelerdeki ile birlikte 19 müze açtık. Bugün de Valiliğimizin öncülüğünde bu değerli eseri Nakış El Sanatları Müzesini ziyarete açıyoruz. Olgunlaşma Enstitüsünün çok büyük katkıları var. İnşallah Bursa adına çok büyük farkındalık oluşturacak. Bursalı hemşehrilerimden şehir dışından gelen misafirlerini müzelerimize getirmelerini rica ediyorum. “dedi.
Bursa Protokolünün yanı sıra Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü Kültürel Eğitimler Daire Başkanı Ahmet Vefa Gülerin de iştirak ettiği açılış töreninde sergilenen mini defile tam not aldı.
Bursa Kültür Turizm Tanıtma Birliği eliyle Bursa Olgunlaşma Enstitüsü katkılarıyla hayata geçirilen Nakış El Sanatları Müzesinde Bursa ve Marmara Bölgesinde yaşayan Türk halklarının kültürünü yansıtan yüzlerce yıllık el nakışları, replikaları ile sanatseverlerin beğenisine sunuldu.
Kültür Turizm Tanıtma Birliğince satın alınmak suretiyle Bursaya “Nakış El Sanatları Müzesi” olarak kazandırılan 4 katlı tarihi konak, bünyesinde barındırdığı atölye alanı sayesinde ziyarete gelen konuklarına yaşayan müzede eserlerin işlenmesi sürecine tanıklık etme imkânı da sunuyor.
Unutulmaya yüz tutmuş el nakışlarına yeniden canlandıracak olan müzenin açılışında konuşan Vali İzzettin Küçük, ”Bursada mutlu günler çok. Allaha şükürler olsun bugün bir mutlu gün daha yaşıyoruz. Aşağı yukarı 40ıncı müzemizi açıyoruz. Belediyemizin 19 tane var, ama bunun haricinde Kültür Bakanlığı ve gençlik vakıflarının da müzeleri var. Bursa için çok şey söyleniyor; sanayi şehri, yeşil Bursa, ulu şehir gibi ama emin olun güzel bir lâkabı daha olacak: müzeler şehri. 40 tane müze az değil. Turistleri gezmeye doyuracak bir kültür ve sanat ortamı sağlıyor” dedi.
Küçük, “Ömürleri büyük milletlerin derinliklerinde büyük kültürler yatar. Yani geçmişleri çağlara dayanan milletlerin kültürleri de derindir. Her bir ferdinde büyük bir vakar, ağırbaşlılık görürsünüz. Aydınları şaşırtacak derecede, olaylar karşısında çok bilgece tavır ve davranışlar gösterir. Pek çok alanda güzel sanat eserleri ortaya koyar. Musikîsi, mimarîsi muhteşemdir. İşte bunların hepsi o sihirli, derinlere ve her bir ferdine sızmış derin kültürden kaynaklanmaktadır. Bu bir folklordur, bu bir hazinedir. Bunu işlemek, geliştirmek gerçek sanatkârların elinde modernleşerek stilize ederek, hem şekil, hem muhteva olarak tamamlamak, mükemmelleştirmek ve muhteşem eserler koymak lâzım. Yani geçmişten gelen o değerli eserleri günümüzde zamana uyarlamak için onları incelemek, görmek ve geliştirmek lâzım. Misal vermek gerekirse, Faust dünyanın en büyük şaheserlerinden biridir. Goethenin eseridir. Faust aslında yüzlerce yıl önce yazılmış bir Alman destanıdır. Goethe bunu işlemiş mükemmelleştirmiş ve Faust olarak dünyevî bir şaheser haline getirmiştir. Dünyanın en ünlü ses sanatçılarından Wagnerın eserlerinin çoğu Alman efsanelerine dayanır. Biliyorsunuz muhteşem bir eser olan “Beş Şehir” yazarı Ahmet Hamdi Tanpınar. Bir gün Uludağın eteklerinde oturuyorken uzaktan bir kaval sesi duyuyor. Diyor ki “ Bizim yarınımızın musikîsinin kaynağı bu ses olacaktır”. Yani muhteşem sanat eserleri vereceksek bu toprakların, bu ülkenin nefesi, sesi ve rengi olmak zorundadır. İşte bu müzenin kurulmasının maksadı da bu. Bu muhteşem eserleri ilgili kişilere ve sanatçılara takdim etmek, yarının büyük sanatkârlarını ortaya çıkarmaktır. Bunun için pek çok kişinin emeği geçti. Başta Büyükşehir Belediye Başkanımıza teşekkür ediyorum. Maddî olarak hiçbir şeyi esgirmedi. Bu binayı restore eden kişi Emin Gür beyefendi. Bursada en iyi restore edilmiş binadır. İkinci ya da en iyilerden biri değildir. İçeri girince göreceksiniz, en iyisidir. Emin Gün beyefendiye teşekkür ediyorum. İçerideki eserlerin hazırlanması Nilüfer hanımefendi ve Güleser hanımefendinin gayretleriyle ve onların değerli ekipleri ile olmuştur. İlimize hayırlı olsun“ ifadelerini kullandı.
Bursanın sıradan bir şehir olmadığını belirten Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ise, “Bülbülü altın kafese koymuşlar ah yuvam demiş. Belki Bursa bizim yuvamız olduğu için değerli ve kıymetli geliyor olabilir ama Bursa gerçekten çok özellikli bir şehir. Bursa bir tarih şehri, bir kültür şehri, bir sanat şehri, Bursa evliyalar ve padişahlar şehri. Tabiî bu özelliklerini muhafaza eden ve bu manada konular ihtiva eden çok eser var. Büyükşehir ve valiliğimiz olmak üzere ilçe belediyelerimizin, devletimizin, bakanlığımızın da bu konuda çok pozitif yaklaşımı var. Son 10-12 yıllık süre zarfında çok ciddi restorasyonlar yapıldı. Bursa bu manada gerek il merkezinde, gerekse ilçelerinde çok önemli eserleri barındırıyor. Her köşesiyle bir tarih hazinesi olan Bursa hem Bizanstan hem Osmanlıdan hem de Cumhuriyetin ilk dönemlerinden önemli mimarileri yapıları bünyesinde muhafaza ediyor. Tabiî ki Bursanın özelliklerinden bir tanesi de ilk başkent olması, ayrı bir değer katıyor ve Bursa yaşayan bir müze olma yolunda da hızla ilerliyor. Müzeler tarihtir, değişimdir, gelişimin nasıl yaşandığını gösterir. Büyükşehir Belediyesi olarak kırsal mahallelerdeki ile birlikte 19 müze açtık. Bugün de Valiliğimizin öncülüğünde bu değerli eseri Nakış El Sanatları Müzesini ziyarete açıyoruz. Olgunlaşma Enstitüsünün çok büyük katkıları var. İnşallah Bursa adına çok büyük farkındalık oluşturacak. Bursalı hemşehrilerimden şehir dışından gelen misafirlerini müzelerimize getirmelerini rica ediyorum. “dedi.
Bursa Protokolünün yanı sıra Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü Kültürel Eğitimler Daire Başkanı Ahmet Vefa Gülerin de iştirak ettiği açılış töreninde sergilenen mini defile tam not aldı.
Bursa Kültür Turizm Tanıtma Birliği eliyle Bursa Olgunlaşma Enstitüsü katkılarıyla hayata geçirilen Nakış El Sanatları Müzesinde Bursa ve Marmara Bölgesinde yaşayan Türk halklarının kültürünü yansıtan yüzlerce yıllık el nakışları, replikaları ile sanatseverlerin beğenisine sunuldu.
Kültür Turizm Tanıtma Birliğince satın alınmak suretiyle Bursaya “Nakış El Sanatları Müzesi” olarak kazandırılan 4 katlı tarihi konak, bünyesinde barındırdığı atölye alanı sayesinde ziyarete gelen konuklarına yaşayan müzede eserlerin işlenmesi sürecine tanıklık etme imkânı da sunuyor.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!