Dünyanın En Eski En Eski El Örgü Dokuma Örnekleri Denizlide Bulundu
Denizlide Beyce Sultan Höyüğünde devam eden kazılarda dünyadaki en eski el örgü dokuma örneklerine ulaşıldığı bildirildi.
Denizlide Beyce Sultan Höyüğünde devam eden kazılarda dünyadaki en eski el örgü dokuma örneklerine ulaşıldığı bildirildi.
Denizlinin Çivril ilçesinde gerçekleşktirilen 22. Uluslararası Elma, Tarım ve Kültür Festivali etkinlikleri kapsamında Çivril ve Beyce Sultan Höyüğü hakkında tarihi konuların yer aldığı bir panel düzenlendi. Çivril Kütüphane Salonunda gerçekleşen programa Beyce Sultan Kazı Başkanı Prof. Dr. Eşref Abay ve Beyce Sultan Kazı Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Fulya Dedeoğlu Konakçı konuşmacı olarak katıldı. Konuşmacılar, beş bin yıllık bir tarihe ışık tutan Beycesultan Höyüğündeki arkeolojik kazıların 2007 yılından beri sürdürüldüğünü ifade ederek, “Bu yıl höyüğün doğu ve batı konisinde iki ayrı sektörde kazı çalışmaları gerçekleştirdik. Doğu konideki çalışmalar M.Ö 2000 ila 1650 yıllarını kapsayan Orta Tunç Çağı yapıları üzerine olurken, batı konideki çalışmalar M.Ö. 1650 ile 1550 yıllarını kapsayan Genç Tunç Çağının erken evresi yapıları üzerineydi. Kazı çalışmaları sonucunda Doğu konide son derede düzenli bir mimariye sahip evsel mekânlar ortaya çıkardık. Yapıların içinden depolama ve işlik alanları gibi günlük yaşam ile ilişkilendirebilecek alanlar tespit ettik. Batı konide ise büyük bir istila sonucu tamamıyla yanmış ve terk edilmiş olan yapılar üzerinde araştırmalar sürdürdük. Bu senenin en heyecan verici bulgusu, bu evlerden birinde açığa çıkardığımız dokuma alanları oldu. Dokuma tarağı, ağırşak hatta dokuma parçaları bulunması dönemi itibariyle bu yerleşim alanını özgün kılıyor. Araştırmalar sonucunda da Beyce Sultan Höyüğünde Dünyadaki en eski el örgü dokuma örneklerine ulaştık” dedi.
Panelde konuşan Çivril Belediye Başkanı Dr. Gürcan Güven de, “Beyce Sultan Höyüğü, Denizlinin en eski yerleşim alanlarından bir tanesidir. Bu topraklar 5000 yıl kesintisiz birçok medeniyete beşiklik etmiştir. Hocalarımız önderliğinde bize düşen ne varsa yapmaya çalışacağız. Buranın değerini daha da artırmak için önümüzdeki dönemlerde önce ilçemize arkeo park ardından müze kazandırmak istiyoruz” şeklinde konuştu.
Denizlinin Çivril ilçesinde gerçekleşktirilen 22. Uluslararası Elma, Tarım ve Kültür Festivali etkinlikleri kapsamında Çivril ve Beyce Sultan Höyüğü hakkında tarihi konuların yer aldığı bir panel düzenlendi. Çivril Kütüphane Salonunda gerçekleşen programa Beyce Sultan Kazı Başkanı Prof. Dr. Eşref Abay ve Beyce Sultan Kazı Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Fulya Dedeoğlu Konakçı konuşmacı olarak katıldı. Konuşmacılar, beş bin yıllık bir tarihe ışık tutan Beycesultan Höyüğündeki arkeolojik kazıların 2007 yılından beri sürdürüldüğünü ifade ederek, “Bu yıl höyüğün doğu ve batı konisinde iki ayrı sektörde kazı çalışmaları gerçekleştirdik. Doğu konideki çalışmalar M.Ö 2000 ila 1650 yıllarını kapsayan Orta Tunç Çağı yapıları üzerine olurken, batı konideki çalışmalar M.Ö. 1650 ile 1550 yıllarını kapsayan Genç Tunç Çağının erken evresi yapıları üzerineydi. Kazı çalışmaları sonucunda Doğu konide son derede düzenli bir mimariye sahip evsel mekânlar ortaya çıkardık. Yapıların içinden depolama ve işlik alanları gibi günlük yaşam ile ilişkilendirebilecek alanlar tespit ettik. Batı konide ise büyük bir istila sonucu tamamıyla yanmış ve terk edilmiş olan yapılar üzerinde araştırmalar sürdürdük. Bu senenin en heyecan verici bulgusu, bu evlerden birinde açığa çıkardığımız dokuma alanları oldu. Dokuma tarağı, ağırşak hatta dokuma parçaları bulunması dönemi itibariyle bu yerleşim alanını özgün kılıyor. Araştırmalar sonucunda da Beyce Sultan Höyüğünde Dünyadaki en eski el örgü dokuma örneklerine ulaştık” dedi.
Panelde konuşan Çivril Belediye Başkanı Dr. Gürcan Güven de, “Beyce Sultan Höyüğü, Denizlinin en eski yerleşim alanlarından bir tanesidir. Bu topraklar 5000 yıl kesintisiz birçok medeniyete beşiklik etmiştir. Hocalarımız önderliğinde bize düşen ne varsa yapmaya çalışacağız. Buranın değerini daha da artırmak için önümüzdeki dönemlerde önce ilçemize arkeo park ardından müze kazandırmak istiyoruz” şeklinde konuştu.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!