Bingölde Kültür Varlıkları Baraj Suyu Altında Kalmaktan Kurtarılıyor
Bingölde M.Ö 1200 yıllara ait tarihi eserlerin baraj suları altında kalmaktan kurtarmak için başlatılan arkeolojik kazı çalışmalarında şuana kadar 63 eser bulundu. Nurik Höyük1 bölgesindeki çalışmalarda Urartulardan kalma gözetleme kulesi olarak düşünülen alanda gün yüzüne çıkartıldı.
Bingölde M.Ö 1200 yıllara ait tarihi eserlerin baraj suları altında kalmaktan kurtarmak için başlatılan arkeolojik kazı çalışmalarında şuana kadar 63 eser bulundu. Nurik Höyük1 bölgesindeki çalışmalarda Urartulardan kalma gözetleme kulesi olarak düşünülen alanda gün yüzüne çıkartıldı.
Bingölün Solhan İlçesi Murat köyü Nurik Höyükte yaklaşık 6 ay önce 5i Arkeolog ve 27 kişilik ekiple başlatılan kurtarma çalışmaları kapsamında M.Ö 1200li yıllara ait olduğu düşünülen 40 envanterlik ve 23 tane de etütlük eser gün yüzüne çıkarıldı. Çalışmaların başlatıldığı ilk nokta olan Nurik Höyük1 bölgesinde Ururtulardan kalma gözetleme kulesi alanı da gün yüzüne çıktı. Halen çalışmanın sürdüğü Nurik Höyük2de ise 5 adet 3.5 metrelik sondaj kazısı gerçekleştiği ve Urartular döneminde bir yerleşim yeri olduğunun düşünüldüğü öğrenildi.
Urartuların gözetleme kulesi ortaya çıkarıldı
Bingöl bölgesinde daha önce Arkeolojik çalışmaların yapılmadığını söyleyen Elazığ Müze Müdürü ve Kazı Başkanı Ziya Kılınç, Nurik Höyükte yaptığımız çalışma Kalehan 2 Baraj sahası altında kalacak tarihin kurtarılmasına yönelik bir çalışma. Bu çalışmaya 2 Nisan 2018 tarihinde başladık. Yaklaşık 6 aydır burada 5 Arkeolog 22 işçi ile çalışmamızı sürdürmekteyiz. Üzerinde bulunduğumuz alan Nurik Höyük1. Burayı ilk önce höyük olarak düşündük yaptığımız kazı sonunda yerin M.Ö 1200 yıllara kadar, demir çağa kadar uzanan bir yerleşim olduğu ve bu yerleşimin Urartular döneminde bir gözetleme kulesi olarak kullanıldığını tespit ettik. Bu alanda yaklaşık 40 envanterlik eser ve 23 tane etüttük eser gün yüzüne çıkarıldı dedi.
Eserler, açılacak Bingöl Müze müdürlüğü envanterine kaydedilecek
Çalışmaların halen devam ettiğini belirten Kılınç, Fırat Üniversitesinden, Yüzüncü yıl Üniversitesinden hocalarımızla birlikte yine Kalehan enerjinin aldığı Arkeologlarla birlikte çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Burada toprak altından gün yüzüne çıkarttığımız eserleri Elazığ müzesine götüreceğiz. Elazığ Müzesi laboratuvar çalışmalarının ardından temizliğini ve bilimsel analizini yaptıktan sonra teşhire layık olan teşhire koyacağız. Tabi bunlar ilelebet Elazığ müzesinde kalmayacaktır. Şuan Bingöl İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından yürütülen bir çalışma var. Bingölde müze için ödenek sağlanmış. Kısa bir zaman sonra Bingölde bir müze açılması planlanıyor. Bingöldeki eserler halihazırda Elazığda Arkeoloji ve etnografya müzesinde. Bingöl Müzesi açılınca hem bu kazıdan çıkan eserleri hem zor alım dediğimiz mahkemelerden gelen, Polis ve Jandarmanın el koyduğu kaçakçılık bürolarının yakaladığı eserler ve şahısların getirip sattığı eserlerin tamamı envanterleri düşürülüp Bingölde açılacak olan müze müdürlüğü envanterine kaydedilecektir diye bilgi verdi.
Amacımız, baraj altında kalacak kültür varlıklarımızı çıkarmak
Kazının asıl amacıyla ilgili de açıklama yapan Kılınç, Kalehan2 barajı altında kalacak kültür varlıklarımızı gün yüzüne çıkartmak bunların tasnifini yapmak ve bunların sular altında kalmasını engellemek için yapılan bir çalışma. Nurik Höyük1 dediğimiz bu alandaki çalışmamız sonlanmak üzere ancak Nurik Höyük2 hemen karşı tarafta görünen alandaki çalışmalar yeni başladı. Şuan orada 5 sondaj kazısı gerçekleşti. Bu sondajlarda yaklaşık 3.5 metre derinliğe indik ve zemin 3.5 metreden sonra ana zemine indik. Bu 3.5 metrelik alanda bir kültür tabakası var. Bu kültür tabakası önümüzdeki yıllarda kazacağız. Bilimsel metotlara göre buradaki kültür varlıklarımızı, tarihi eserleri, arkeolojik buluntuları kurtarıp gün yüzüne çıkartmayı hedefliyoruz. Türkiyenin her alanında maalesef kaçak kazılara kültür varlıklara maruz kalıyor. Bizim burada yaptığımız çalışma kesinlikle bir define arama ya da bir kaçak kazı mantığıyla yapılan bir çalışma değil. Biz iğne ile kuyu kazıyoruz. Yani 6 aydır arkeologlarımız burada işçilerle birlikte iğne ile kuyu kazar gibi, nakış işler gibi bu alanı gün yüzüne çıkartmak için hiçbir eseri de kırmadan kırık olan eseri toparlamak için çok ince bir çalışma yürütülmektedir. Bu çalışmaların amacı, dediğimiz gibi insanoğlunun, geçmişte yaşayan medeniyetlerin yani Urartu olduğunu düşünüyoruz. Urartu, orta çağlarda yaşamış insanların kültür varlıklarını birleştirerek bunları biz bizden sonraki insanlığa, bizden sonra gelecek nesillere ayna tutarcasına yaşayışları hakkında bilgilendirmek, kültürel bilinci geliştirmek ve geçmişi günümüze yansıtmaktır diyerek sözlerini tamamladı.
Bingölün Solhan İlçesi Murat köyü Nurik Höyükte yaklaşık 6 ay önce 5i Arkeolog ve 27 kişilik ekiple başlatılan kurtarma çalışmaları kapsamında M.Ö 1200li yıllara ait olduğu düşünülen 40 envanterlik ve 23 tane de etütlük eser gün yüzüne çıkarıldı. Çalışmaların başlatıldığı ilk nokta olan Nurik Höyük1 bölgesinde Ururtulardan kalma gözetleme kulesi alanı da gün yüzüne çıktı. Halen çalışmanın sürdüğü Nurik Höyük2de ise 5 adet 3.5 metrelik sondaj kazısı gerçekleştiği ve Urartular döneminde bir yerleşim yeri olduğunun düşünüldüğü öğrenildi.
Urartuların gözetleme kulesi ortaya çıkarıldı
Bingöl bölgesinde daha önce Arkeolojik çalışmaların yapılmadığını söyleyen Elazığ Müze Müdürü ve Kazı Başkanı Ziya Kılınç, Nurik Höyükte yaptığımız çalışma Kalehan 2 Baraj sahası altında kalacak tarihin kurtarılmasına yönelik bir çalışma. Bu çalışmaya 2 Nisan 2018 tarihinde başladık. Yaklaşık 6 aydır burada 5 Arkeolog 22 işçi ile çalışmamızı sürdürmekteyiz. Üzerinde bulunduğumuz alan Nurik Höyük1. Burayı ilk önce höyük olarak düşündük yaptığımız kazı sonunda yerin M.Ö 1200 yıllara kadar, demir çağa kadar uzanan bir yerleşim olduğu ve bu yerleşimin Urartular döneminde bir gözetleme kulesi olarak kullanıldığını tespit ettik. Bu alanda yaklaşık 40 envanterlik eser ve 23 tane etüttük eser gün yüzüne çıkarıldı dedi.
Eserler, açılacak Bingöl Müze müdürlüğü envanterine kaydedilecek
Çalışmaların halen devam ettiğini belirten Kılınç, Fırat Üniversitesinden, Yüzüncü yıl Üniversitesinden hocalarımızla birlikte yine Kalehan enerjinin aldığı Arkeologlarla birlikte çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Burada toprak altından gün yüzüne çıkarttığımız eserleri Elazığ müzesine götüreceğiz. Elazığ Müzesi laboratuvar çalışmalarının ardından temizliğini ve bilimsel analizini yaptıktan sonra teşhire layık olan teşhire koyacağız. Tabi bunlar ilelebet Elazığ müzesinde kalmayacaktır. Şuan Bingöl İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından yürütülen bir çalışma var. Bingölde müze için ödenek sağlanmış. Kısa bir zaman sonra Bingölde bir müze açılması planlanıyor. Bingöldeki eserler halihazırda Elazığda Arkeoloji ve etnografya müzesinde. Bingöl Müzesi açılınca hem bu kazıdan çıkan eserleri hem zor alım dediğimiz mahkemelerden gelen, Polis ve Jandarmanın el koyduğu kaçakçılık bürolarının yakaladığı eserler ve şahısların getirip sattığı eserlerin tamamı envanterleri düşürülüp Bingölde açılacak olan müze müdürlüğü envanterine kaydedilecektir diye bilgi verdi.
Amacımız, baraj altında kalacak kültür varlıklarımızı çıkarmak
Kazının asıl amacıyla ilgili de açıklama yapan Kılınç, Kalehan2 barajı altında kalacak kültür varlıklarımızı gün yüzüne çıkartmak bunların tasnifini yapmak ve bunların sular altında kalmasını engellemek için yapılan bir çalışma. Nurik Höyük1 dediğimiz bu alandaki çalışmamız sonlanmak üzere ancak Nurik Höyük2 hemen karşı tarafta görünen alandaki çalışmalar yeni başladı. Şuan orada 5 sondaj kazısı gerçekleşti. Bu sondajlarda yaklaşık 3.5 metre derinliğe indik ve zemin 3.5 metreden sonra ana zemine indik. Bu 3.5 metrelik alanda bir kültür tabakası var. Bu kültür tabakası önümüzdeki yıllarda kazacağız. Bilimsel metotlara göre buradaki kültür varlıklarımızı, tarihi eserleri, arkeolojik buluntuları kurtarıp gün yüzüne çıkartmayı hedefliyoruz. Türkiyenin her alanında maalesef kaçak kazılara kültür varlıklara maruz kalıyor. Bizim burada yaptığımız çalışma kesinlikle bir define arama ya da bir kaçak kazı mantığıyla yapılan bir çalışma değil. Biz iğne ile kuyu kazıyoruz. Yani 6 aydır arkeologlarımız burada işçilerle birlikte iğne ile kuyu kazar gibi, nakış işler gibi bu alanı gün yüzüne çıkartmak için hiçbir eseri de kırmadan kırık olan eseri toparlamak için çok ince bir çalışma yürütülmektedir. Bu çalışmaların amacı, dediğimiz gibi insanoğlunun, geçmişte yaşayan medeniyetlerin yani Urartu olduğunu düşünüyoruz. Urartu, orta çağlarda yaşamış insanların kültür varlıklarını birleştirerek bunları biz bizden sonraki insanlığa, bizden sonra gelecek nesillere ayna tutarcasına yaşayışları hakkında bilgilendirmek, kültürel bilinci geliştirmek ve geçmişi günümüze yansıtmaktır diyerek sözlerini tamamladı.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!