36 Metre Derinlikte Tadına Tat Katan Peynire İlgi Her Geçen Gün Artıyor
Karamanda doğal yöntemlerle hazırlanan ve 5 ay bekletildiği 36 metre derinlikteki mağarada tadına tat katan peynire ilgi her geçen gün artıyor. Peynirin olgunlaşması için bekletildiği mağarada incelemelerde bulunan Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurul Üyesi Prof. Dr. Zümrüt Begüm Ögel, Anadolunun geleneksel ürünlerinden Divle obruk peynirini standardize edip halka ve dünyaya kazandırmak istediklerini söyledi.
Karamanda doğal yöntemlerle hazırlanan ve 5 ay bekletildiği 36 metre derinlikteki mağarada tadına tat katan peynire ilgi her geçen gün artıyor. Peynirin olgunlaşması için bekletildiği mağarada incelemelerde bulunan Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurul Üyesi Prof. Dr. Zümrüt Begüm Ögel, Anadolunun geleneksel ürünlerinden Divle obruk peynirini standardize edip halka ve dünyaya kazandırmak istediklerini söyledi.
Karamanın Ayrancı ilçesine bağlı Üçharman köyünde doğal yöntemlerle hazırlanan ve deri tulumlara basıldıktan sonra yerin 36 metre altındaki mağarada 5 ay süreyle bekletilen Divle obruk peyniri ilgi görüyor. Divle obruk peyniri, koyun ve keçi sütünden yapılıyor. Mayıs ayından itibaren yapılmaya başlanan peynirler, koyun ve keçi derilerinden yapılan tulumlara basıldıktan sonra olgunlaşacakları mağaraya taşınıyor. Konya Gıda ve Tarım Üniversitesinden bir heyet de Divle obruk peynirini ve koyulduğu mağarayı incelemek için Üçharman köyüne geldi. Asansörle yerin 36 metre aşağısına inen heyet, peynirler ile mağarada incelemelerde bulundu.
Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölüm Başkanı ve Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu Üyesi Prof. Dr. Zümrüt Begüm Ögel, burada yaptığı açıklamada, ekip olarak meşhur Divle obruk peynirini yerinde görmek ve incelemek için buraya geldiklerini belirterek, Anadolumuzun geleneksel değerlerini toprak altından tarihi eser çıkarır gibi, geleneksel ürünlerimizi de standardize edip halkımıza daha geniş kapsamlı olarak hatta dünyaya kazandırmak adına neler yapabiliriz düşüncesiyle buradayız. Tabii bu arada bu mağaralar, halkımızın yüzlerce binlerce yıldır yapageldiği bu obruk peynirini görmek çok ilginç oldu. Ben hayranlıkla izliyorum. Mağaranın özelliğine baktığımız zaman hem bakteri, hem maya ve hem de küf ağırlıklı büyüme olduğunu görüyoruz. Mağara, taze olan bu peynirleri besleyerek zamanla olgunlaştırıyor. Daha sonra ona özgü tadını veriyor. Bizler de bilim insanları olarak bu ürünümüzü her seferinde aynı kaliteyi sağlayacak şekilde nasıl üretebilirizi düşünüyoruz. Bu nedenle de Ankara Üniversitesinden bazı hocalarla işbirliği yapmaya karar verdik. Ürünümüzü ticarileştirme ve daha geniş kitlelere ulaştırabilme adına önümüzdeki haftalarda da bununla ilgili olarak toplantılarımız olacak” diye konuştu.
Karamanın Ayrancı ilçesine bağlı Üçharman köyünde doğal yöntemlerle hazırlanan ve deri tulumlara basıldıktan sonra yerin 36 metre altındaki mağarada 5 ay süreyle bekletilen Divle obruk peyniri ilgi görüyor. Divle obruk peyniri, koyun ve keçi sütünden yapılıyor. Mayıs ayından itibaren yapılmaya başlanan peynirler, koyun ve keçi derilerinden yapılan tulumlara basıldıktan sonra olgunlaşacakları mağaraya taşınıyor. Konya Gıda ve Tarım Üniversitesinden bir heyet de Divle obruk peynirini ve koyulduğu mağarayı incelemek için Üçharman köyüne geldi. Asansörle yerin 36 metre aşağısına inen heyet, peynirler ile mağarada incelemelerde bulundu.
Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölüm Başkanı ve Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu Üyesi Prof. Dr. Zümrüt Begüm Ögel, burada yaptığı açıklamada, ekip olarak meşhur Divle obruk peynirini yerinde görmek ve incelemek için buraya geldiklerini belirterek, Anadolumuzun geleneksel değerlerini toprak altından tarihi eser çıkarır gibi, geleneksel ürünlerimizi de standardize edip halkımıza daha geniş kapsamlı olarak hatta dünyaya kazandırmak adına neler yapabiliriz düşüncesiyle buradayız. Tabii bu arada bu mağaralar, halkımızın yüzlerce binlerce yıldır yapageldiği bu obruk peynirini görmek çok ilginç oldu. Ben hayranlıkla izliyorum. Mağaranın özelliğine baktığımız zaman hem bakteri, hem maya ve hem de küf ağırlıklı büyüme olduğunu görüyoruz. Mağara, taze olan bu peynirleri besleyerek zamanla olgunlaştırıyor. Daha sonra ona özgü tadını veriyor. Bizler de bilim insanları olarak bu ürünümüzü her seferinde aynı kaliteyi sağlayacak şekilde nasıl üretebilirizi düşünüyoruz. Bu nedenle de Ankara Üniversitesinden bazı hocalarla işbirliği yapmaya karar verdik. Ürünümüzü ticarileştirme ve daha geniş kitlelere ulaştırabilme adına önümüzdeki haftalarda da bununla ilgili olarak toplantılarımız olacak” diye konuştu.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!