Türkiyede Huzurun Adresi; Karadeniz Yaylaları
Karadenizin el değmemiş yaylaları görenleri adeta büyülüyor. Yıllara meydan okuyan çam ağaçları, uçsuz bucaksız yeşil bitki örtüsü, eşsiz güzellikleri ile adeta doğal terapi merkezleri olan yaylalar şehrin gürültüsünden sıcağından neminden uzaklaşmak isteyenlerin uğrak yeri oluyor.
Karadenizin el değmemiş yaylaları görenleri adeta büyülüyor. Yıllara meydan okuyan çam ağaçları, uçsuz bucaksız yeşil bitki örtüsü, eşsiz güzellikleri ile adeta doğal terapi merkezleri olan yaylalar şehrin gürültüsünden sıcağından neminden uzaklaşmak isteyenlerin uğrak yeri oluyor.
Giresunun Yağlıdere ilçesine bağlı Gölyanı Obası ise bakirliğini korumasıyla görenleri cezbediyor. Son yıllarda adını duyurmaya başlayan ve doğal yapısını hiç bozmayarak çevresindeki çam ormanları, hartama diye tabir edilen yayla evleri ile dikkatleri üzerine çeken Gölyanı Obası şehrin gürültüsünden kaçan vatandaşların doğal terapi alanları oluyor.
Türkiyenin en uzun yaşayan insanları unvanı ve Türkiyenin en temiz havasını taşıyan şehir unvanını elinde bulunduran Giresunda bakir bir yayla olan Gölyanı Obası ziyaretçilerini bekliyor.
Yağlıdere Kaymakamı Hasan Uğuz, metropollerden kaçan insanlar için yaylaların iyi bir rehabilitasyon merkezi olduğuna dikkat çekerek yaylanın doğasının bozulmadan kalmasını ise keşfedilmemiş olmasına bağlıyor.
Gölyanı Obasının Trabzonun Rizenin yaylaları ile kıyaslandığını ama buranın asıl özelliğinin el değmemiş olması, tamamen doğal kalmış olması ve korunmuş olması olduğunu belirten Uğuz, “Şu anda da biz aynı şekilde kalması için mücadele veriyoruz. İnşallah yıllar yılı aynı güzellikte, aynı doğallıkta kalacak. İnsanlar şehrin keşmekeşinden çıkıp doğayı, güzelliği yaşamak istiyorlar. Buralara betonarme geldiği zaman buranın güzelliği ister istemez bozuluyor” dedi.
Serenti konferans salonu ve macera parkı
Gölyanı Obasının doğasına dokunmadan projeler hazırladıklarını kaydeden Kaymakam Uğuz, “Projelerimizin asıl odak noktası buranın o bahsettiğimiz doğallığını bozmadan bir şeyler yapabilmek o şekilde turizme kazandırmak. Burada yapmak istediğimiz şey adını da aldığı gölümüzden daha iyi şekilde faydalanmak, burayı temizletmek ve ayrıca buraya ek bir su kaynağı bulmamız gerekiyor çünkü yıllar içerisinde gölümüzün suları azalmış durumda, buranın suyunu arttırmamız gerekiyor. Ayrıca buraya yaptığımız projelerde macera parkı, konferans salonu var ama en başta dediğim gibi buranın doğallığını bozmadan yapmak. Proje ettiğimiz konferans salonu buraya özgü serenti şeklinde olacak, macera parkı da yine aynı şekilde olacak ve hiç bir şekilde doğaya dokunmadan yapmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Doğal rehabilitasyon merkezi
“Burası başlı başına bir rehabilitasyon merkezi” diyen Hasan Uğuz,” Biz buraya çıktığımız zaman bırakın o günün yorgunluğunu, o haftanın yorgunluğunu o ayın yorgunluğunu atıp gidiyoruz. Buraya gelen insanların herkesim söylediği şey bu. Buraya ekstra hiçbir şey yapmamıza gerek yok sadece burada bulunmak bile terapi için yeterli. Çünkü burası kendi kendine bir hastane. Bozmadan bu şekilde muhafaza edersek aynı şekilde devam edecek. Günümüzün hastalığı özellikle metropollerde yaşayanlara bakarsak depresyon artık kimse ne kadar mutlu görünse de değiller. Eskiden dedelerimizin yaşadığı mutluluğa kimse sahip değil belki o zaman imkanlar daha kıttı daha zordu ama insanlar bir şekilde daha mutluydu ben bunu doğaya bağlıyorum” diye konuştu.
“Uzun yaşamak istiyorsanız buraya gelin”
Gölyanı Obasının saklı bir cennet olduğuna dikkat çeken Uğuz şunları kaydetti;
“Gölyanı saklı bir cennet bende buraya gelmeden önce adını bile duymamıştım. Buraya geldiğim zaman ok şaşırdım. Çünkü hiç bir yerde görmedim gerek internet, üzerinde gerek televizyonlardan, gerek kitaplardan. Belki de burası şu ana kadar bilinmediği için böyle korundu. Bana göre burası ömrü uzatmanın sırrı. Buranın yaş ortalaması evet çok yüksek ben sırrı doğaya bağlıyorum. Uzun yaşamak istiyorsanız Yağlıdereye, Giresuna, Giresunun yaylalarına herkesi bekliyoruz.”
Giresunun Yağlıdere ilçesine bağlı Gölyanı Obası ise bakirliğini korumasıyla görenleri cezbediyor. Son yıllarda adını duyurmaya başlayan ve doğal yapısını hiç bozmayarak çevresindeki çam ormanları, hartama diye tabir edilen yayla evleri ile dikkatleri üzerine çeken Gölyanı Obası şehrin gürültüsünden kaçan vatandaşların doğal terapi alanları oluyor.
Türkiyenin en uzun yaşayan insanları unvanı ve Türkiyenin en temiz havasını taşıyan şehir unvanını elinde bulunduran Giresunda bakir bir yayla olan Gölyanı Obası ziyaretçilerini bekliyor.
Yağlıdere Kaymakamı Hasan Uğuz, metropollerden kaçan insanlar için yaylaların iyi bir rehabilitasyon merkezi olduğuna dikkat çekerek yaylanın doğasının bozulmadan kalmasını ise keşfedilmemiş olmasına bağlıyor.
Gölyanı Obasının Trabzonun Rizenin yaylaları ile kıyaslandığını ama buranın asıl özelliğinin el değmemiş olması, tamamen doğal kalmış olması ve korunmuş olması olduğunu belirten Uğuz, “Şu anda da biz aynı şekilde kalması için mücadele veriyoruz. İnşallah yıllar yılı aynı güzellikte, aynı doğallıkta kalacak. İnsanlar şehrin keşmekeşinden çıkıp doğayı, güzelliği yaşamak istiyorlar. Buralara betonarme geldiği zaman buranın güzelliği ister istemez bozuluyor” dedi.
Serenti konferans salonu ve macera parkı
Gölyanı Obasının doğasına dokunmadan projeler hazırladıklarını kaydeden Kaymakam Uğuz, “Projelerimizin asıl odak noktası buranın o bahsettiğimiz doğallığını bozmadan bir şeyler yapabilmek o şekilde turizme kazandırmak. Burada yapmak istediğimiz şey adını da aldığı gölümüzden daha iyi şekilde faydalanmak, burayı temizletmek ve ayrıca buraya ek bir su kaynağı bulmamız gerekiyor çünkü yıllar içerisinde gölümüzün suları azalmış durumda, buranın suyunu arttırmamız gerekiyor. Ayrıca buraya yaptığımız projelerde macera parkı, konferans salonu var ama en başta dediğim gibi buranın doğallığını bozmadan yapmak. Proje ettiğimiz konferans salonu buraya özgü serenti şeklinde olacak, macera parkı da yine aynı şekilde olacak ve hiç bir şekilde doğaya dokunmadan yapmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Doğal rehabilitasyon merkezi
“Burası başlı başına bir rehabilitasyon merkezi” diyen Hasan Uğuz,” Biz buraya çıktığımız zaman bırakın o günün yorgunluğunu, o haftanın yorgunluğunu o ayın yorgunluğunu atıp gidiyoruz. Buraya gelen insanların herkesim söylediği şey bu. Buraya ekstra hiçbir şey yapmamıza gerek yok sadece burada bulunmak bile terapi için yeterli. Çünkü burası kendi kendine bir hastane. Bozmadan bu şekilde muhafaza edersek aynı şekilde devam edecek. Günümüzün hastalığı özellikle metropollerde yaşayanlara bakarsak depresyon artık kimse ne kadar mutlu görünse de değiller. Eskiden dedelerimizin yaşadığı mutluluğa kimse sahip değil belki o zaman imkanlar daha kıttı daha zordu ama insanlar bir şekilde daha mutluydu ben bunu doğaya bağlıyorum” diye konuştu.
“Uzun yaşamak istiyorsanız buraya gelin”
Gölyanı Obasının saklı bir cennet olduğuna dikkat çeken Uğuz şunları kaydetti;
“Gölyanı saklı bir cennet bende buraya gelmeden önce adını bile duymamıştım. Buraya geldiğim zaman ok şaşırdım. Çünkü hiç bir yerde görmedim gerek internet, üzerinde gerek televizyonlardan, gerek kitaplardan. Belki de burası şu ana kadar bilinmediği için böyle korundu. Bana göre burası ömrü uzatmanın sırrı. Buranın yaş ortalaması evet çok yüksek ben sırrı doğaya bağlıyorum. Uzun yaşamak istiyorsanız Yağlıdereye, Giresuna, Giresunun yaylalarına herkesi bekliyoruz.”
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!