Şura-Yı Devletten Danıştaya Sempozyumu Sona Erdi
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu öncülüğünde Danıştay ve Türk Tarih Kurumunun katkılarıyla düzenlenen 150. Yılında Şura-yı Devletten Danıştaya Uluslararası Sempozyumu sona erdi.
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu öncülüğünde Danıştay ve Türk Tarih Kurumunun katkılarıyla düzenlenen 150. Yılında Şura-yı Devletten Danıştaya Uluslararası Sempozyumu sona erdi.
150. Yılında Şura-yı Devletten Danıştaya Uluslararası Sempozyumu, dün Danıştay Başkanlığı Konferans Salonunda gerçekleştirilen değerlendirme oturumuyla sona erdi. Türk Tarih Kurumu Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Güray Kırpık ve Danıştay Üyesi Mürteza Gülerin konuşmacı olduğu oturumda, Danıştayın görev ve fonksiyonlarına dair tarihsel ve hukuki değerlendirmelerde bulunuldu. Kırpık, Osmanlı Devletinde danışma geleneğinin olduğunu ve hukuki konularda yaşanan sorunların birçoğunun benzerinin tarihte bulunduğunu kaydederek, özellikle Danıştayın hafızası olan arşiv belgeleri temel alınarak yapılacak çalışmalarla bu tecrübelerin günümüze kazandırılması gerektiğini ifade etti. Türk tarihinde törenin yazıya geçirilerek yazılı hukuk kurallarının oluşturulması, şeri hukuk ve örfi hukukun meczedilmesi bakımından Fatih Sultan Mehmetin kanunnamelerinin önemli olduğunu belirten Kırpık, Yavuz Sultan Selimin Şam ve civarının fethinin ardından bu toprakların tapulaştırılması sırasında yeni sancak (liva) merkezlerinde bilirkişi heyetleri kurduğunu, böylece Osmanlı Devletinde yerel hukukun bir şekilde danışma ve bilirkişiler (ehl-i şühud) yoluyla dikkate alındığı uygulamaların öne çıktığını dile getirdi. Meclisli yönetime geçişte Meşveret Meclisleri, Divanlar, Vilayet Nizamnamelerinin önemine değinen Kırpık, bu nizamnamelerle en küçük idari birimlere kadar meclisli yapının uygulandığını söyledi.
Danıştay üyesi Mürteza Güler ise, Danıştayın görev ve fonksiyonlarına değindi. Danıştayın danışma ve inceleme fonksiyonunun geri plana atılmasında idari düzenlemelerin hızını yavaşlatma ve yürütmenin görev alanına müdahale algısının etkili olduğunu belirten Güler, düzenleyici işlemlerin hazırlık aşamasında hukuka uygunluk mekanizmalarının kurulmasının uygulamada ortaya çıkabilecek sorunların bertaraf edilmesi açısından önemli olduğunu söyledi. Güler, Danıştayın danışma ve inceleme görevlerini yerine getirecek yetkinlikte olduğunu belirtti.
Oturum, Danıştay Başkanı Zerrin Güngörün konuşması ile tamamlandı. Sempozyumun beklenen amaca hizmet ettiğini belirten Güngör, değerli tespitlerin yapıldığı sempozyumda yeni ufuklar açan paylaşımların yapıldığını belirtti. Danıştayın hukuki görüş verme fonksiyonuna değinen Güngör, Danıştayın ülkenin yolunu tıkamak için değil, devlet ve millete hizmet etmek ve hukuk güvenliğini temin için çalıştığını belirtti. Farklı ülkelerdeki Danıştay uygulamalarına ve Fransız Danıştayının devlete verdiği hukuki desteğe işaret eden Güngör, özeleştiri yapılacak olursa Türkiyede adalet hizmetinin yaşadığı sorunların kendisine de burukluk yaşattığını belirtti. Güngör, 6 asır adaletle hükmetmiş bir ecdadın mirasçıları olarak Türk milletinin daha adil bir yargı düzenini hak ettiğini ve bu konuda umutlu olduğunu kaydetti.
Sempozyumda düzenlenen “Şura-yı Devletten Danıştaya Tarihsel Süreç”, Yabancı Ülke Uygulamalarında Danıştayın Danışma ve İnceleme Fonksiyonu” ve “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde Danıştayın Danışma ve İnceleme Fonksiyonu” başlıklı oturumlarda Danıştayın görev ve yetkilerine dair tarihsel ve karşılaştırmalı değerlendirmeler yapıldı. İki gün süren sempozyuma yurt içinden ve yurt dışından yüksek yargı organlarının başkan ve mensupları ile hukukçular ve bilim adamları katıldı.
150. Yılında Şura-yı Devletten Danıştaya Uluslararası Sempozyumu, dün Danıştay Başkanlığı Konferans Salonunda gerçekleştirilen değerlendirme oturumuyla sona erdi. Türk Tarih Kurumu Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Güray Kırpık ve Danıştay Üyesi Mürteza Gülerin konuşmacı olduğu oturumda, Danıştayın görev ve fonksiyonlarına dair tarihsel ve hukuki değerlendirmelerde bulunuldu. Kırpık, Osmanlı Devletinde danışma geleneğinin olduğunu ve hukuki konularda yaşanan sorunların birçoğunun benzerinin tarihte bulunduğunu kaydederek, özellikle Danıştayın hafızası olan arşiv belgeleri temel alınarak yapılacak çalışmalarla bu tecrübelerin günümüze kazandırılması gerektiğini ifade etti. Türk tarihinde törenin yazıya geçirilerek yazılı hukuk kurallarının oluşturulması, şeri hukuk ve örfi hukukun meczedilmesi bakımından Fatih Sultan Mehmetin kanunnamelerinin önemli olduğunu belirten Kırpık, Yavuz Sultan Selimin Şam ve civarının fethinin ardından bu toprakların tapulaştırılması sırasında yeni sancak (liva) merkezlerinde bilirkişi heyetleri kurduğunu, böylece Osmanlı Devletinde yerel hukukun bir şekilde danışma ve bilirkişiler (ehl-i şühud) yoluyla dikkate alındığı uygulamaların öne çıktığını dile getirdi. Meclisli yönetime geçişte Meşveret Meclisleri, Divanlar, Vilayet Nizamnamelerinin önemine değinen Kırpık, bu nizamnamelerle en küçük idari birimlere kadar meclisli yapının uygulandığını söyledi.
Danıştay üyesi Mürteza Güler ise, Danıştayın görev ve fonksiyonlarına değindi. Danıştayın danışma ve inceleme fonksiyonunun geri plana atılmasında idari düzenlemelerin hızını yavaşlatma ve yürütmenin görev alanına müdahale algısının etkili olduğunu belirten Güler, düzenleyici işlemlerin hazırlık aşamasında hukuka uygunluk mekanizmalarının kurulmasının uygulamada ortaya çıkabilecek sorunların bertaraf edilmesi açısından önemli olduğunu söyledi. Güler, Danıştayın danışma ve inceleme görevlerini yerine getirecek yetkinlikte olduğunu belirtti.
Oturum, Danıştay Başkanı Zerrin Güngörün konuşması ile tamamlandı. Sempozyumun beklenen amaca hizmet ettiğini belirten Güngör, değerli tespitlerin yapıldığı sempozyumda yeni ufuklar açan paylaşımların yapıldığını belirtti. Danıştayın hukuki görüş verme fonksiyonuna değinen Güngör, Danıştayın ülkenin yolunu tıkamak için değil, devlet ve millete hizmet etmek ve hukuk güvenliğini temin için çalıştığını belirtti. Farklı ülkelerdeki Danıştay uygulamalarına ve Fransız Danıştayının devlete verdiği hukuki desteğe işaret eden Güngör, özeleştiri yapılacak olursa Türkiyede adalet hizmetinin yaşadığı sorunların kendisine de burukluk yaşattığını belirtti. Güngör, 6 asır adaletle hükmetmiş bir ecdadın mirasçıları olarak Türk milletinin daha adil bir yargı düzenini hak ettiğini ve bu konuda umutlu olduğunu kaydetti.
Sempozyumda düzenlenen “Şura-yı Devletten Danıştaya Tarihsel Süreç”, Yabancı Ülke Uygulamalarında Danıştayın Danışma ve İnceleme Fonksiyonu” ve “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde Danıştayın Danışma ve İnceleme Fonksiyonu” başlıklı oturumlarda Danıştayın görev ve yetkilerine dair tarihsel ve karşılaştırmalı değerlendirmeler yapıldı. İki gün süren sempozyuma yurt içinden ve yurt dışından yüksek yargı organlarının başkan ve mensupları ile hukukçular ve bilim adamları katıldı.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!