Öğrenciler Önce Ders Sonra Temizlik Yaptılar
Hitit Üniversitesi Sungurlu Meslek Yüksekokul (MYO) öğrencileri mesire cafede ders yaparak piknik alanını temizlediler.
Hitit Üniversitesi Sungurlu Meslek Yüksekokul (MYO) öğrencileri mesire cafede ders yaparak piknik alanını temizlediler.
Öğretim görevlileri Gökhan Boduroğlu, Nurcan Süklüm ve Özlem Bal gözetiminde Sosyal Hizmetler ve Çocuk Gelişimi bölümü öğrencilerin Sosyal Sorunlar dersi kapsamında çevre sorunlarına dikkat çekerek öğrencilerin bu konulardaki farkındalık ve bilinç düzeyini artırarak çevreye olan hassasiyetlerini artırmak amacıyla mesire cafe ders yaparak, piknik alanında temizlik yaptırıldı.
Hitit Üniversitesi Sungurlu MYO Öğretim görevlisi Gökhan Boduroğlu, Sorunsuz bir dünya kuşkusuz mümkün değil ama hem üretim hem de tüketim aşamasında alınacak bazı önlemlerle sorunlar konusunda farkındalık ve bilinç oluşturarak bu sorunları minimize etmek ve dünyayı bulunduğumuz çevreden başlayarak daha yaşanılabilir kılmak mümkün tabi ki bu konuda başta ailelere, eğitimcilere, sivil toplum kuruluşlarına ve yerel yönetimlere çok ciddi sorumluluklar düşmektedir dedi.
Biz de Hitit Üniversitesi Sungurlu MYO olarak özellikle toplumsal sorunlarla ilgili üzerimize düşen sorumlulukların farkındayız diyen Boduroğlu, bu anlamda çok güzel ve başarılı, somut çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Sungurlu MYO Sosyal Hizmetler ve Çocuk Gelişimi bölümümüz ile bu haftaki Sosyal Sorunlar dersimiz kapsamında Çevre Sorunlarına dikkat çekerek öğrencilerimizin bu konulardaki farkındalık ve bilinç düzeyini artırarak çevreye olan hassasiyetlerini artırmak amacıyla Sungurlu Belediye Başkanlığı ile işbirliği içerisinde yazlarında piknik sezonunda tıklım tıklım olan Mesire alanımızdaki doğada geri dönüşümü uzun yıllar alan ve çevremizdeki ekosisteme zarar veren atıkları toplamak amacıyla harekete geçtik diye konuştu.
Öğretim görevlisi Boduroğlu, Çevremiz, yani bizim nefes aldığımız, doğduğumuz, doyduğumuz ve bizi içinde barındıran bu yapı, bu yaşam alanımız en değerli varlığımız olması gerekirken biz bunu sağlayamıyoruz ya da aslında bilerek sağlamıyoruz. Sağlayamıyoruz çünkü gerekli olan “çevre bilinci” birçok insanda maalesef yok. Bazıları için çevre ikinci hatta son sıralarda yer alıyor. En basit noktadan başlarsak kişinin yere attığı sigara izmariti ya da bir ürünün ambalajı onun için bir sorun teşkil etmiyor; o sadece onu elinden çıkartmayı düşünüyor o an ve birkaç adım ötede olan çöp kutusu bile onun için bir şey ifade etmiyor. Çünkü onu bilerek yere atıyor. Bu en masum olan çevre kirliliği ortaya çıkaran olaylardan birine örnek olarak verilebilir.
Dünyamız bizim için değerli. Bizim yaşam kaynağımız, evimiz, aslında her şeyimiz o. Fakat biz ona onun bize gösterdiği cömertliği, sevgiyi ve saygıyı göstermiyoruz. Bilinçlenmek için çaba harcamıyoruz. Gidilmesi gereken yolda ilerlemek yerine tam tersini yapıp başımıza üstesinden gelemeyeceğimiz dertler açıyoruz. Ama doğayı anlamaya çalışsak, çevremize yeterli özeni göstersek ve ona ihtiyacı olduğu gibi önem versek birçok sıkıntıdan kurtulmuş olacağız. O, dün ve bugün olduğu gibi yarında yine bizimle olacak. Her birey kendi sorumluluklarını bilmeli ve bu sorumluluklar ne yapması gerektiriyorsa o şekilde bir şeyler yapmalı. İnsanların ortalama vücut ısısı 36,5 derecedir; bu vücut ısımız 2-3 derece yükseldiğinde hastalanıyor, yatağa düşüyor, doktora gidiyoruz ve çeşitli ilaçlar alıyor hastayız diyoruz. Meteoroloji kuruluşlarının verilerine göre, dünyanın ortalama sıcaklığı artışını sürdürüyor. Dünyanın ortalama sıcaklığı, 19. yüzyıldan itibaren 1,5 derece kadar artış göstermiş durumda ve dünyamız çok hasta artık bir şeyler yapmamız gerekiyor. Biz bir eğitim kurumu olarak üzerimize düşeni en iyi şekilde yapmaya çalışıyoruz. İnşallah tüm öğrenci arkadaşlarımızın ve ilçe halkımızın bu konudaki farkındalığını artırmak için çeşitli çalışmalarımızı devam ettireceğiz.
Ağaç yaşken eğilir sözünü bizlerde çocuklarımız için uygulamalı ve onları daha küçükken çevre bilincine sahip bireyler olarak yetiştirmeliyiz diyen Boduroğlu, annelerimize, babalarımıza ve öğretmenlerimize büyük görev düşüyor bu konuda. Birey olarak, toplum olarak ulaşmamız gereken nokta sürdürülebilir bir yaşam, sürdürülebilir bir çevre olmalı. Bunun için bugün neler yapmalıyız, çevre bilincimizi nasıl daha üst seviyelere taşıyabiliriz, insanları nasıl daha bilinçli yapabiliriz. Bir arayış içinde olmalı ve doğru yönde gitmeli ve herkesi bu yöne davet etmeliyiz. Ancak bu şekilde köyümüz, şehrimiz, ülkemiz ve dünyamız bizim o sevdiğimiz haliyle kalabilir ve gelecek için hem bize hem yeni nesillere bir miras olarak kalabilir ifadelerini kullandı.
Öğretim görevlileri Gökhan Boduroğlu, Nurcan Süklüm ve Özlem Bal gözetiminde Sosyal Hizmetler ve Çocuk Gelişimi bölümü öğrencilerin Sosyal Sorunlar dersi kapsamında çevre sorunlarına dikkat çekerek öğrencilerin bu konulardaki farkındalık ve bilinç düzeyini artırarak çevreye olan hassasiyetlerini artırmak amacıyla mesire cafe ders yaparak, piknik alanında temizlik yaptırıldı.
Hitit Üniversitesi Sungurlu MYO Öğretim görevlisi Gökhan Boduroğlu, Sorunsuz bir dünya kuşkusuz mümkün değil ama hem üretim hem de tüketim aşamasında alınacak bazı önlemlerle sorunlar konusunda farkındalık ve bilinç oluşturarak bu sorunları minimize etmek ve dünyayı bulunduğumuz çevreden başlayarak daha yaşanılabilir kılmak mümkün tabi ki bu konuda başta ailelere, eğitimcilere, sivil toplum kuruluşlarına ve yerel yönetimlere çok ciddi sorumluluklar düşmektedir dedi.
Biz de Hitit Üniversitesi Sungurlu MYO olarak özellikle toplumsal sorunlarla ilgili üzerimize düşen sorumlulukların farkındayız diyen Boduroğlu, bu anlamda çok güzel ve başarılı, somut çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Sungurlu MYO Sosyal Hizmetler ve Çocuk Gelişimi bölümümüz ile bu haftaki Sosyal Sorunlar dersimiz kapsamında Çevre Sorunlarına dikkat çekerek öğrencilerimizin bu konulardaki farkındalık ve bilinç düzeyini artırarak çevreye olan hassasiyetlerini artırmak amacıyla Sungurlu Belediye Başkanlığı ile işbirliği içerisinde yazlarında piknik sezonunda tıklım tıklım olan Mesire alanımızdaki doğada geri dönüşümü uzun yıllar alan ve çevremizdeki ekosisteme zarar veren atıkları toplamak amacıyla harekete geçtik diye konuştu.
Öğretim görevlisi Boduroğlu, Çevremiz, yani bizim nefes aldığımız, doğduğumuz, doyduğumuz ve bizi içinde barındıran bu yapı, bu yaşam alanımız en değerli varlığımız olması gerekirken biz bunu sağlayamıyoruz ya da aslında bilerek sağlamıyoruz. Sağlayamıyoruz çünkü gerekli olan “çevre bilinci” birçok insanda maalesef yok. Bazıları için çevre ikinci hatta son sıralarda yer alıyor. En basit noktadan başlarsak kişinin yere attığı sigara izmariti ya da bir ürünün ambalajı onun için bir sorun teşkil etmiyor; o sadece onu elinden çıkartmayı düşünüyor o an ve birkaç adım ötede olan çöp kutusu bile onun için bir şey ifade etmiyor. Çünkü onu bilerek yere atıyor. Bu en masum olan çevre kirliliği ortaya çıkaran olaylardan birine örnek olarak verilebilir.
Dünyamız bizim için değerli. Bizim yaşam kaynağımız, evimiz, aslında her şeyimiz o. Fakat biz ona onun bize gösterdiği cömertliği, sevgiyi ve saygıyı göstermiyoruz. Bilinçlenmek için çaba harcamıyoruz. Gidilmesi gereken yolda ilerlemek yerine tam tersini yapıp başımıza üstesinden gelemeyeceğimiz dertler açıyoruz. Ama doğayı anlamaya çalışsak, çevremize yeterli özeni göstersek ve ona ihtiyacı olduğu gibi önem versek birçok sıkıntıdan kurtulmuş olacağız. O, dün ve bugün olduğu gibi yarında yine bizimle olacak. Her birey kendi sorumluluklarını bilmeli ve bu sorumluluklar ne yapması gerektiriyorsa o şekilde bir şeyler yapmalı. İnsanların ortalama vücut ısısı 36,5 derecedir; bu vücut ısımız 2-3 derece yükseldiğinde hastalanıyor, yatağa düşüyor, doktora gidiyoruz ve çeşitli ilaçlar alıyor hastayız diyoruz. Meteoroloji kuruluşlarının verilerine göre, dünyanın ortalama sıcaklığı artışını sürdürüyor. Dünyanın ortalama sıcaklığı, 19. yüzyıldan itibaren 1,5 derece kadar artış göstermiş durumda ve dünyamız çok hasta artık bir şeyler yapmamız gerekiyor. Biz bir eğitim kurumu olarak üzerimize düşeni en iyi şekilde yapmaya çalışıyoruz. İnşallah tüm öğrenci arkadaşlarımızın ve ilçe halkımızın bu konudaki farkındalığını artırmak için çeşitli çalışmalarımızı devam ettireceğiz.
Ağaç yaşken eğilir sözünü bizlerde çocuklarımız için uygulamalı ve onları daha küçükken çevre bilincine sahip bireyler olarak yetiştirmeliyiz diyen Boduroğlu, annelerimize, babalarımıza ve öğretmenlerimize büyük görev düşüyor bu konuda. Birey olarak, toplum olarak ulaşmamız gereken nokta sürdürülebilir bir yaşam, sürdürülebilir bir çevre olmalı. Bunun için bugün neler yapmalıyız, çevre bilincimizi nasıl daha üst seviyelere taşıyabiliriz, insanları nasıl daha bilinçli yapabiliriz. Bir arayış içinde olmalı ve doğru yönde gitmeli ve herkesi bu yöne davet etmeliyiz. Ancak bu şekilde köyümüz, şehrimiz, ülkemiz ve dünyamız bizim o sevdiğimiz haliyle kalabilir ve gelecek için hem bize hem yeni nesillere bir miras olarak kalabilir ifadelerini kullandı.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!