Bursa Sağlık Tarihi Müzesine Tam Not
Bursa Sağlık Tarihi Müzesi, İstanbulda gerçekleştirilen 4. Sağlık Tarihi ve Müzeciliği Sempozyumunda ilgi odağı oldu.
Bursa Sağlık Tarihi Müzesi, İstanbulda gerçekleştirilen 4. Sağlık Tarihi ve Müzeciliği Sempozyumunda ilgi odağı oldu.
Zeytinburnu Belediyesi tarafından ‘19. Merkezefendi Geleneksel Tıp Festivali kapsamında düzenlenen 4. Sağlık Tarihi ve Müzeciliği Sempozyumuna, Bursa Sağlık Tarihi Müzesi damgasını vurdu. Yenikapı Mevlevihanesinde gerçekleştirilen sempozyumda; antik dönemden Osmanlı ve İslam Hekimliğine, el yazması tıp kitaplarından II. Muratın özel hekimine, Mekteb-i Tıbbiyeden II. Abdülhamidin Gureba Hastanelerine dek sağlık tarihinin konu edinildiği 46 bildiri sunuldu. Sempozyumda; Edirne, Manisa, Bursa ve İnegöldeki sağlık koleksiyonları da müzecilik kapsamında değerlendirildi. Bursa Büyükşehir Belediyesi Kültür Sanat Daire Başkanlığı ve Müzeler Şube Müdürlüğü bünyesinde faaliyetlerini sürdüren ve 14 Mart 2018 Tıp Bayramında açılışı gerçekleştirilen Bursa Sağlık Tarihi Müzesi adına Müze Sorumlusu Bilal Canpolat, ‘Yaşayan Bir Müze: Bursa Sağlık Tarihi Müzesi adlı bir bildiri sundu. Katılımcılara, Yıldırım Darüşşifası ile başlayan Bursanın sağlık tarihi öyküsü ile müzenin kuruluşu, içeriği ve ziyaretçilerine sunduğu interaktif düzenekleri anlatan Canpolat, müze koleksiyonunda patolojik insan organ örnekleri ve eğitim setlerinin bulunduğuna dikkat çekti. Bursa Sağlık Tarihi Müzesinin günümüz müzecilik anlayışı içinde, yaşayan müze kavramı uygulanarak hayata geçirildiğini ifade eden Canpolat, öncelikli hedeflerinin sağlıklı toplum hayatına katkıda bulunmak olduğunu söyledi.
Sağlık Tarihi ve Müzeciliği Derneği Başkanı ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi Danışmanı Prof. Dr. Nil Sarı ise, Bursaya kazandırılan Sağlık Tarihi Müzesinin Türkiyede sağlık tarihi açısından müzeciliğin gelişimi adına güzel bir örnek olduğunu belirtti. Önemli bir çağrıda da bulunan Prof. Dr. Sarı, “Ülkemizde sağlık tarihi alanında ses getirecek eser, bilgi ve belge var ancak kimin elinde ne olduğu konusunda bilgi sahibi değiliz. Bunlar kayıt altına alınmalı, tasnif çalışmaları yapılmalı. Dünya klasmanında bu eserleri inceleyebilecek uzmanlarımız var” dedi.
Sempozyum, katılımcıların Beyoğlundaki yabancı hastaneleri ziyareti ile son buldu.
Zeytinburnu Belediyesi tarafından ‘19. Merkezefendi Geleneksel Tıp Festivali kapsamında düzenlenen 4. Sağlık Tarihi ve Müzeciliği Sempozyumuna, Bursa Sağlık Tarihi Müzesi damgasını vurdu. Yenikapı Mevlevihanesinde gerçekleştirilen sempozyumda; antik dönemden Osmanlı ve İslam Hekimliğine, el yazması tıp kitaplarından II. Muratın özel hekimine, Mekteb-i Tıbbiyeden II. Abdülhamidin Gureba Hastanelerine dek sağlık tarihinin konu edinildiği 46 bildiri sunuldu. Sempozyumda; Edirne, Manisa, Bursa ve İnegöldeki sağlık koleksiyonları da müzecilik kapsamında değerlendirildi. Bursa Büyükşehir Belediyesi Kültür Sanat Daire Başkanlığı ve Müzeler Şube Müdürlüğü bünyesinde faaliyetlerini sürdüren ve 14 Mart 2018 Tıp Bayramında açılışı gerçekleştirilen Bursa Sağlık Tarihi Müzesi adına Müze Sorumlusu Bilal Canpolat, ‘Yaşayan Bir Müze: Bursa Sağlık Tarihi Müzesi adlı bir bildiri sundu. Katılımcılara, Yıldırım Darüşşifası ile başlayan Bursanın sağlık tarihi öyküsü ile müzenin kuruluşu, içeriği ve ziyaretçilerine sunduğu interaktif düzenekleri anlatan Canpolat, müze koleksiyonunda patolojik insan organ örnekleri ve eğitim setlerinin bulunduğuna dikkat çekti. Bursa Sağlık Tarihi Müzesinin günümüz müzecilik anlayışı içinde, yaşayan müze kavramı uygulanarak hayata geçirildiğini ifade eden Canpolat, öncelikli hedeflerinin sağlıklı toplum hayatına katkıda bulunmak olduğunu söyledi.
Sağlık Tarihi ve Müzeciliği Derneği Başkanı ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi Danışmanı Prof. Dr. Nil Sarı ise, Bursaya kazandırılan Sağlık Tarihi Müzesinin Türkiyede sağlık tarihi açısından müzeciliğin gelişimi adına güzel bir örnek olduğunu belirtti. Önemli bir çağrıda da bulunan Prof. Dr. Sarı, “Ülkemizde sağlık tarihi alanında ses getirecek eser, bilgi ve belge var ancak kimin elinde ne olduğu konusunda bilgi sahibi değiliz. Bunlar kayıt altına alınmalı, tasnif çalışmaları yapılmalı. Dünya klasmanında bu eserleri inceleyebilecek uzmanlarımız var” dedi.
Sempozyum, katılımcıların Beyoğlundaki yabancı hastaneleri ziyareti ile son buldu.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!