“Avrupa Birliğinde Sosyal Politika Uygulamaları” Sdüde Ele Alındı
Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü tarafından düzenlenen “Avrupa Birliğinde Sosyal Politika Uygulamaları” konulu etkinlik, İİBF Konferans Salonunda gerçekleştirildi. Almanya Eski Milletvekili ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlunun Özel Danışmanı olan Mustafa Erkanın konuşmacı olarak katıldığı etkinlikte, sosyal politika alanında bilgiler aktarılarak, Avrupa Birliği kapsamında değerlendirmeler yapıldı.
Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü tarafından düzenlenen “Avrupa Birliğinde Sosyal Politika Uygulamaları” konulu etkinlik, İİBF Konferans Salonunda gerçekleştirildi. Almanya Eski Milletvekili ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlunun Özel Danışmanı olan Mustafa Erkanın konuşmacı olarak katıldığı etkinlikte, sosyal politika alanında bilgiler aktarılarak, Avrupa Birliği kapsamında değerlendirmeler yapıldı.
Erkan, sözlerine SDÜde öğrencilerle bir araya gelmekten büyük mutluluk duyduğunu ifade ederek başladı. Yıllarca Almanyada yaşamış ve çalışmış olmasına rağmen Türkiyenin sosyal yapısına uzak olmadığını belirten Erkan, Türkiyenin kültürel dokusuna, sosyo-ekonomik yapısına hâkim olduğunu söyledi.
“Sosyal Bilimler öğrencisi olmayı göze aldıysanız rekabeti de göze almışsınız demektir”
Bu anlamda Almanya perspektifinden Avrupa ile Türkiye arasındaki fark ve benzerlikleri daha iyi analiz edebilme şansı bulduğunu belirten Erkan, sorunların çözümü için öncelikle bütün sorunların argümanlarının ortaya konulması gerektiğini vurguladı. Türkiyenin geleceğini şekillendirecek kişilerin gençler olduğunu söyleyen Erkan, Üniversite sayıları ve öğrenciler üzerinden yaptığı analizlerde gençlerin karamsar ve ümitsiz olduğu sonucuna ulaştığını belirtti ve “Fakat beni üzen durum gençlerin karamsar olması değil, karamsarlıklarına rağmen kendilerini geliştirmek için çaba göstermeyip bahanelerin arkasına sığınıyor olmalarıdır. Sık sık sizlerle bir araya gelerek sorunlarınızı dinleyip, çözüm üretmeye çalışıyorum. Özellikle diğer ülkelere gerçekleştirdiğim seyahatlerde önceliğim kendi ülkemizdeki öğrencilerin eğitim durumlarıyla, başka ülkelerdeki öğrencilerin durumları arasında mukayese ve değerlendirme yapmak oluyor. Evet, alanınızda rekabet çok sert ancak bu durumu sadece kendi ülkemizde varmış gibi düşünmeyin. Bu durum tüm dünyada aynı şekilde ve siz bir Sosyal Bilimler öğrencisi olmayı göze aldıysanız rekabeti de göze almışsınız demektir” dedi.
“Türk gençleri daha zeki”
Avrupa ve Türkiyedeki gençleri kıyasladığı zaman Türklerin çok daha zeki olduğunu düşündüğünü belirten Erkan, “Beni başarılı kılan tek şey sizlerin arasından geliyor olmak, bu topraklardaki insanlarla aynı geni taşıyor olmak. Ben hiçbir zaman hayallerimden ve hedeflerimden vazgeçmedim. Sizlerden de tek ricam hayallerinizden ve hedeflerinizden geçmeyin” diye konuştu.
“Okunan üniversite adı değil, kişisel gelişim düzeyi önemli”
Erkan, okunan üniversite isimlerinin artık çok önem arz etmediğini, bireylerin kişisel gelişimlerini ne düzeyde geliştirdiklerinin çok daha önemli olduğunun altını çizdi. Bu noktada birçok öğrencinin, “3.30 ve üzeri not ortalaması, TOEFL, IELTS veya YDSden yüzde 80lil başarı seviyesi elde etmiş olmak, Kulüp ve Derneklerde aktif şekilde rol almış olmak, üniversite sürecinde en az iki staj yapmış olmak” şartlarını sağlamaları durumunda, iş başvurusu yapacak oldukları kuruma referans mektubu yazdığını belirtti.
AB sosyal politika değerlendirmesi
Genel hatlarıyla ABnin sosyal politika uygulamalarını değerlendiren Erkan, Avrupa Birliğinin ne zaman, ne amaçla kurulduğuna ve şu anda Avrupa Birliğinin ne aşamada olduğuna ilişkin bilgiler paylaşarak Türkiye ekseninde değerlendirmeler yaptı. Erkan, Avrupa Birliğinin geçirdiği safhaları; “1974 Sosyal Eylem Planı”, “Avrupa Tek Senedi”, “Çalışanların Temel Sosyal Haklara İlişkin Topluluk Şartı ve Eylem Planı, “ Maastrich Antlaşması ve Ekli Sosyal Bölüm”, “Amsterdam Antlaşması ve Sosyal Bölüm”, “Nice Antlaşması ve AB temel Haklar Şartı”, “Lizbon Antlaşması ve AB Sosyal Politikasının Bugünü” başlıkları altında ayrıntılı olarak aktardı.
“Avrupaya renk verenler, başta Türkler”
Avrupanın kültürünü yabancıların oluşturduğunu, Almanyaya renk verenin yabancılar ve başta da Türkler olduğunu söyleyen Erkan, “Biz olmasaydık Avrupa ve Almanya şu an olduğu gibi olamazdı, her şeyi bizden öğrendiler ve öğreniyorlar. Onların kültür zenginliğine en büyük katkıyı biz sağladık.” dedi.
“Kimse çalışkan insanın karşısında duramaz”
Erkan, gençlerin geleceği şekillendirme noktasında çok büyük görevlerinin olduğunu, bu görevlerini yerine getirme çabalarında ise her zaman cesur ve girişimci olmaları gerektiği mesajını verdi. Aziz Sancarın, “Bir şeyler söylemekle hiçbir şey olmuyor; çalışmak gerek, çaba sarf etmek gerek. Sadece çok çalışarak başarı elde edebilirsiniz. Çabayla elde edilen başarıyı kimse inkâr edemez. İster Amerika ister Avrupa isterse de dünyanın herhangi bir yeri olsun, kimse çalışkan insanın karşısında duramaz” sözlerini ve Mustafa Kemal Atatürkün, “‘Cesaret gösteren ve tehlikeye atılan kazanır. Komutanlar Napolyonu taklit etmeli, mağlubiyet korkusunu aklına getirmemelidir” sözlerini aktararak konuşmasını tamamladı.
Erkan, sözlerine SDÜde öğrencilerle bir araya gelmekten büyük mutluluk duyduğunu ifade ederek başladı. Yıllarca Almanyada yaşamış ve çalışmış olmasına rağmen Türkiyenin sosyal yapısına uzak olmadığını belirten Erkan, Türkiyenin kültürel dokusuna, sosyo-ekonomik yapısına hâkim olduğunu söyledi.
“Sosyal Bilimler öğrencisi olmayı göze aldıysanız rekabeti de göze almışsınız demektir”
Bu anlamda Almanya perspektifinden Avrupa ile Türkiye arasındaki fark ve benzerlikleri daha iyi analiz edebilme şansı bulduğunu belirten Erkan, sorunların çözümü için öncelikle bütün sorunların argümanlarının ortaya konulması gerektiğini vurguladı. Türkiyenin geleceğini şekillendirecek kişilerin gençler olduğunu söyleyen Erkan, Üniversite sayıları ve öğrenciler üzerinden yaptığı analizlerde gençlerin karamsar ve ümitsiz olduğu sonucuna ulaştığını belirtti ve “Fakat beni üzen durum gençlerin karamsar olması değil, karamsarlıklarına rağmen kendilerini geliştirmek için çaba göstermeyip bahanelerin arkasına sığınıyor olmalarıdır. Sık sık sizlerle bir araya gelerek sorunlarınızı dinleyip, çözüm üretmeye çalışıyorum. Özellikle diğer ülkelere gerçekleştirdiğim seyahatlerde önceliğim kendi ülkemizdeki öğrencilerin eğitim durumlarıyla, başka ülkelerdeki öğrencilerin durumları arasında mukayese ve değerlendirme yapmak oluyor. Evet, alanınızda rekabet çok sert ancak bu durumu sadece kendi ülkemizde varmış gibi düşünmeyin. Bu durum tüm dünyada aynı şekilde ve siz bir Sosyal Bilimler öğrencisi olmayı göze aldıysanız rekabeti de göze almışsınız demektir” dedi.
“Türk gençleri daha zeki”
Avrupa ve Türkiyedeki gençleri kıyasladığı zaman Türklerin çok daha zeki olduğunu düşündüğünü belirten Erkan, “Beni başarılı kılan tek şey sizlerin arasından geliyor olmak, bu topraklardaki insanlarla aynı geni taşıyor olmak. Ben hiçbir zaman hayallerimden ve hedeflerimden vazgeçmedim. Sizlerden de tek ricam hayallerinizden ve hedeflerinizden geçmeyin” diye konuştu.
“Okunan üniversite adı değil, kişisel gelişim düzeyi önemli”
Erkan, okunan üniversite isimlerinin artık çok önem arz etmediğini, bireylerin kişisel gelişimlerini ne düzeyde geliştirdiklerinin çok daha önemli olduğunun altını çizdi. Bu noktada birçok öğrencinin, “3.30 ve üzeri not ortalaması, TOEFL, IELTS veya YDSden yüzde 80lil başarı seviyesi elde etmiş olmak, Kulüp ve Derneklerde aktif şekilde rol almış olmak, üniversite sürecinde en az iki staj yapmış olmak” şartlarını sağlamaları durumunda, iş başvurusu yapacak oldukları kuruma referans mektubu yazdığını belirtti.
AB sosyal politika değerlendirmesi
Genel hatlarıyla ABnin sosyal politika uygulamalarını değerlendiren Erkan, Avrupa Birliğinin ne zaman, ne amaçla kurulduğuna ve şu anda Avrupa Birliğinin ne aşamada olduğuna ilişkin bilgiler paylaşarak Türkiye ekseninde değerlendirmeler yaptı. Erkan, Avrupa Birliğinin geçirdiği safhaları; “1974 Sosyal Eylem Planı”, “Avrupa Tek Senedi”, “Çalışanların Temel Sosyal Haklara İlişkin Topluluk Şartı ve Eylem Planı, “ Maastrich Antlaşması ve Ekli Sosyal Bölüm”, “Amsterdam Antlaşması ve Sosyal Bölüm”, “Nice Antlaşması ve AB temel Haklar Şartı”, “Lizbon Antlaşması ve AB Sosyal Politikasının Bugünü” başlıkları altında ayrıntılı olarak aktardı.
“Avrupaya renk verenler, başta Türkler”
Avrupanın kültürünü yabancıların oluşturduğunu, Almanyaya renk verenin yabancılar ve başta da Türkler olduğunu söyleyen Erkan, “Biz olmasaydık Avrupa ve Almanya şu an olduğu gibi olamazdı, her şeyi bizden öğrendiler ve öğreniyorlar. Onların kültür zenginliğine en büyük katkıyı biz sağladık.” dedi.
“Kimse çalışkan insanın karşısında duramaz”
Erkan, gençlerin geleceği şekillendirme noktasında çok büyük görevlerinin olduğunu, bu görevlerini yerine getirme çabalarında ise her zaman cesur ve girişimci olmaları gerektiği mesajını verdi. Aziz Sancarın, “Bir şeyler söylemekle hiçbir şey olmuyor; çalışmak gerek, çaba sarf etmek gerek. Sadece çok çalışarak başarı elde edebilirsiniz. Çabayla elde edilen başarıyı kimse inkâr edemez. İster Amerika ister Avrupa isterse de dünyanın herhangi bir yeri olsun, kimse çalışkan insanın karşısında duramaz” sözlerini ve Mustafa Kemal Atatürkün, “‘Cesaret gösteren ve tehlikeye atılan kazanır. Komutanlar Napolyonu taklit etmeli, mağlubiyet korkusunu aklına getirmemelidir” sözlerini aktararak konuşmasını tamamladı.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!