İncefikir: “Pamuk Üretimimiz, İç Tüketimimizi Karşılamıyor”
Seyhan Ziraat Odası Başkanı Cahit İncefikir, Türkiyenin en önemli pamuk üretim alanlarından birisi olan Adanada pamuk ekim alanı ve rekoltenin arttığını fakat iç tüketimi karşılamadığını söyledi.
Seyhan Ziraat Odası Başkanı Cahit İncefikir, Türkiyenin en önemli pamuk üretim alanlarından birisi olan Adanada pamuk ekim alanı ve rekoltenin arttığını fakat iç tüketimi karşılamadığını söyledi.
Pamuğun oluşturduğu katma değer ve istihdam olanaklarıyla üretici ülkeler açısından büyük ekonomik öneme sahip olduğunu belirten İncefikir, dünya üretiminin yaklaşık yüzde 86,4ünün, Türkiyenin de içinde olduğu 9 ülke tarafından gerçekleştirildiğini ifade etti. İncefikir, Pamuk, yüzde 100 doğal selüloz içeren lifleri ile dokuma ve tekstil, yüzde 17-25 yağ içeren tohumu ile yağ sanayisi gibi önemli iki sanayi dalına ham madde sağlıyor. Küspesi ile yem, linteri ile de kağıt sanayisi gibi birden fazla sanayiye ham madde sağladığı için ülkemiz açısından stratejik öneme sahip önemli bir endüstri bitkisidir dedi.
2011-2015 yılları arasında 5 yıllık dönemin verileri incelendiğinde; dünyada ortalama 33,4 milyon hektar alanda pamuk ekimi yapıldığı ve bu ekimden ortalama 25,8 milyon ton lif pamuk elde edildiğini belirten İncefikir, şöyle devam etti:
Türkiyede pamuk üretimi, genelde Ege, Antalya, Çukurova ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde yoğunlaşmıştır. Bu yıl üretimde 1 milyon tonun üzerinde bir üretim bekleniyor. Tekstil sektöründe yaşanan gelişmelere paralel olarak pamuk üretiminde artış sağlanamadığı için pamuk üretimimiz iç tüketimi karşılamamaktadır. Bunun sonucunda da Türkiye pamuk ithalatçısı olmaya devam etmektedir. Ülkemiz 1,5 milyon tonluk tüketim ile en çok pamuk kullanan 4üncü ülke konumundadır. Üretici örgütlerinin zayıflaması, pamuk üretiminin azalışının ve istikrarsızlığının önemli bir nedenidir. Türk pamuğunun yüksek maliyet sorununun çözülmesi ve bu yolla üretimin arttırılması ve dünya fiyatlarıyla rekabet edilebilmesi için pamuk politikaları yeniden değerlendirilmelidir. Pamuk destekleme primlerinin tespitinde rakip ülke koşulları ve dünya fiyatları göz önüne alınmalıdır. Pamuk üretim ve pazarlama yapısının güçlendirilmesi ve istikrarlı hale getirilmesi için pamukta uzmanlaşmış kooperatiflerin ve birliklerin pamuk sektöründeki etkinlikleri arttırılmalıdır. Önümüzdeki yıllarda yurt içi pamuk talebinin 4 milyon tona çıkacağı öngörüsünden hareket ederek, pamuk ekim alanını artırıcı tarım politikalar geliştirilmeli. Farklı sektörlerin taleplerini karşılayacak yeni pamuk çeşitlerinin geliştirilmesinde kullanılacak elit gen havuzları oluşturulmalı. Üniversitelerin, kamunun ve özel sektörün katılımının sağlandığı projeler özendirilmeli.”
Pamuğun oluşturduğu katma değer ve istihdam olanaklarıyla üretici ülkeler açısından büyük ekonomik öneme sahip olduğunu belirten İncefikir, dünya üretiminin yaklaşık yüzde 86,4ünün, Türkiyenin de içinde olduğu 9 ülke tarafından gerçekleştirildiğini ifade etti. İncefikir, Pamuk, yüzde 100 doğal selüloz içeren lifleri ile dokuma ve tekstil, yüzde 17-25 yağ içeren tohumu ile yağ sanayisi gibi önemli iki sanayi dalına ham madde sağlıyor. Küspesi ile yem, linteri ile de kağıt sanayisi gibi birden fazla sanayiye ham madde sağladığı için ülkemiz açısından stratejik öneme sahip önemli bir endüstri bitkisidir dedi.
2011-2015 yılları arasında 5 yıllık dönemin verileri incelendiğinde; dünyada ortalama 33,4 milyon hektar alanda pamuk ekimi yapıldığı ve bu ekimden ortalama 25,8 milyon ton lif pamuk elde edildiğini belirten İncefikir, şöyle devam etti:
Türkiyede pamuk üretimi, genelde Ege, Antalya, Çukurova ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde yoğunlaşmıştır. Bu yıl üretimde 1 milyon tonun üzerinde bir üretim bekleniyor. Tekstil sektöründe yaşanan gelişmelere paralel olarak pamuk üretiminde artış sağlanamadığı için pamuk üretimimiz iç tüketimi karşılamamaktadır. Bunun sonucunda da Türkiye pamuk ithalatçısı olmaya devam etmektedir. Ülkemiz 1,5 milyon tonluk tüketim ile en çok pamuk kullanan 4üncü ülke konumundadır. Üretici örgütlerinin zayıflaması, pamuk üretiminin azalışının ve istikrarsızlığının önemli bir nedenidir. Türk pamuğunun yüksek maliyet sorununun çözülmesi ve bu yolla üretimin arttırılması ve dünya fiyatlarıyla rekabet edilebilmesi için pamuk politikaları yeniden değerlendirilmelidir. Pamuk destekleme primlerinin tespitinde rakip ülke koşulları ve dünya fiyatları göz önüne alınmalıdır. Pamuk üretim ve pazarlama yapısının güçlendirilmesi ve istikrarlı hale getirilmesi için pamukta uzmanlaşmış kooperatiflerin ve birliklerin pamuk sektöründeki etkinlikleri arttırılmalıdır. Önümüzdeki yıllarda yurt içi pamuk talebinin 4 milyon tona çıkacağı öngörüsünden hareket ederek, pamuk ekim alanını artırıcı tarım politikalar geliştirilmeli. Farklı sektörlerin taleplerini karşılayacak yeni pamuk çeşitlerinin geliştirilmesinde kullanılacak elit gen havuzları oluşturulmalı. Üniversitelerin, kamunun ve özel sektörün katılımının sağlandığı projeler özendirilmeli.”
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!