Bakan Pakdemirli, Zeytin Rekoltesini Açıkladı
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, İzmirdeki Zeytincilik Araştırma Enstitüsünde 2018-2019 zeytin rekolte tahminini açıkladı. Bakan Pakdemirli, Zeytinde 1,5 milyon ton rekolte bekleniyor. Bunun 423 bin tonunun sofralığa, 1 milyon 77 bin tonunun yağlığa ayrılacağı, bundan da 193 bin ton zeytinyağı çıkacağı varsayılıyor” dedi.
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, İzmirdeki Zeytincilik Araştırma Enstitüsünde 2018-2019 zeytin rekolte tahminini açıkladı. Bakan Pakdemirli, Zeytinde 1,5 milyon ton rekolte bekleniyor. Bunun 423 bin tonunun sofralığa, 1 milyon 77 bin tonunun yağlığa ayrılacağı, bundan da 193 bin ton zeytinyağı çıkacağı varsayılıyor” dedi.
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, 2018-2019 zeytin rekolte tahminini İzmirdeki Zeytincilik Araştırma Enstitüsünde açıkladı. Buna göre, 2018-2019 sezonunda zeytinde 1,5 milyon ton rekolte bekleniyor. Toplam zeytin dane üretimi geçen yıla göre yüzde 36 azalma ile 1 milyon 500 bin 467 ton bekleniyor. Geçen yıla göre yüzde 7,6 azalma ile 423 bin 644 tonunun sofralık zeytine, geçen yıla göre yüzde 35 azalma ile 1 milyon 76 bin 823 tonunun yağlığa ayrılacağı bundan da ortalama 1/5.6 randıman ile geçen yıla göre yüzde 27 azalma ile 193 bin 613 ton zeytinyağı elde edileceği tahmin edildi. Bakan Pakdemirli, “Tarımı en az bir ulusun savunma stratejisi kadar önemli görüyorum. Dünyayı doyuran dünyanın lideri olacak. Kolaylıkla da oluruz” diye konuştu.
Bakan Pakdemirlinin konuşması sırasında ekrana zeytin ağaçlarıyla çekilen fotoğrafları da yansıtıldı. Bakan Pakdemirli, zeytinin kutsal ve barış ile uzun ömrü temsil ettiğini söyledi. Sofralık zeytinde İspanyadan sonra ikinci sırada, üretimde dünyada dördüncü sırada olduğumuzu hatırlatan Bakan Pakdemirli, “Bence yeterli değil. Daha hızlı büyümeliyiz. İhracatı 100 bin tonun üzerine taşımamız lazım. Birinci de olabiliriz. Egeden başlayarak bu işi tekrar ele alıp zeytinyağını insanlara anlatmamız lazım. İzmir dışında zeytinyağını anlayan pek yok. Son dönemde dışarıda yeme alışkanlıklarımız arttı ama hala zeytinyağından anlayan yok. Zaman zaman Yunan Adalarına gidiyorum hediyelik eşya almıyorum. Girit yağı alıyorum, kahvaltıda yiyorum ve mutlu oluyorum” ifadelerini kullandı. Zeytinyağı okuryazarlığını artırmamız gerektiğini belirten Bakan Pakdemirli, “Bu şekilde tüketimi artırırız. 1,5-2 kilo tüketim çok az bunu artırmamız lazım. Kaliteli bir ürünü neden bizim vatandaşımız yemesin” dedi.
Ambalajlı ihracata kafa yorulması lazım”
Global bir marka kurma hayaline de dikkat çeken Bakan Pakdemirli, sözlerini şöyle sürdürdü:
Türkiyedeki tarım ürünlerinden katma değerli global bir marka oluşturmalıyız. İtalyanın Napoli kentinde adam domatesleri alıyor, kurutuyor ve kilosunu 25 avroya satıyor. Bu katma değeri yakalayacak bir şeyler yapmalıyız. Klasik, anadan babadan kalma yöntemleri bırakıp artık ambalajlı ihracata kafa yorulması lazım. Modern tekniklerin hepsini kullanmamız lazım.
Tağşişle ürünlere verilen cezalarla ilgili kapsamlı bir çalışma yaptıklarını ifade eden Pakdemirli, Artık bunu da caydırıcı hala getireceğiz. Cezaları ödenemeyecek boyuta getirirsek ve ‘ödeyemedim derse ‘kusura bakma yapmasaydın diyeceğiz. Hepimiz bunun karşısında olmamız lazım. Destekler konusuna gelince, 80 kuruş desteği artırırsak ne olur bilmiyorum ama ambalaj desteğini yükseltip ihracatı artırmamız lazım. Kalite artarsa üretici de sanayici de gayret gösterir. Egeliler olarak zeytinyağına sponsor olup onu anlatmamız lazım. Verilen destekler de önemli ama birilerinin eline oltayı vermek değil de balık tutmayı öğretmemiz lazım açıklamasında bulundu.
Talepleri sıraladı
Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Başkanı Ümmühan Tibet de şunları söyledi:
Ülkemizde zeytin ve zeytinyağında taklit büyük sorun. Maalesef kayıt dışı üretim ve satışlar da sektörümüzde haksız rekabet, büyümemizin önünde ciddi bir engel. Geçen yılın değerlendirilmesine göre tüm tarımsal girdiler içerisinde zeytincilik sektörünün payı yüzde 5. Bunu çok yakın gelecekte yüzde 10a yükseltmeyi başarabiliriz. Zeytincilik sektörü, tarımsal sektörümüz içinde yerli mal olarak ciddi bir şekilde yer almaktadır. Ülkemizin büyük kapasitesi var. Milli ürünümüzün Türk tüketicisine ulaşmasını diliyoruz. Evine zeytinyağı girmeyen binlerce aile var. Kalite kaybının önlenmesi adına lisanslı depoculuk ve vadeli işlemleri borsasına benzer sistemler kurulmalı. Üreticinin ürettiğini kalite bozulmadan muhafaza edeceği şartların oluşturulması gerekiyor.
Tarımsal sektörde devlet desteklemelerinin önemine değinen Tibet, şöyle devam etti:
Sektörümüze ciddi anlamda kaynak akışı var. Yatırımcılarımız yatırım yapıyor ama eğer ciddi desteklerimizle akışın devamını sağlayamazsak zeytin fidanlarımızın ekonomiye kazandırılmasında problemler yaşayabiliriz. Desteklerin etkili olması için beraber çalışma yapmak istiyoruz. Tüketimin artırılması için, markalı ambalajlı ihracat yapmamız için günümüzün koşullarına uygun desteklemelerin uygulamaya konulması uygun olacaktır. Sizin zeytinyağında dünya markası hayalini hep beraber gerçekleştirebiliriz.”
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, 2018-2019 zeytin rekolte tahminini İzmirdeki Zeytincilik Araştırma Enstitüsünde açıkladı. Buna göre, 2018-2019 sezonunda zeytinde 1,5 milyon ton rekolte bekleniyor. Toplam zeytin dane üretimi geçen yıla göre yüzde 36 azalma ile 1 milyon 500 bin 467 ton bekleniyor. Geçen yıla göre yüzde 7,6 azalma ile 423 bin 644 tonunun sofralık zeytine, geçen yıla göre yüzde 35 azalma ile 1 milyon 76 bin 823 tonunun yağlığa ayrılacağı bundan da ortalama 1/5.6 randıman ile geçen yıla göre yüzde 27 azalma ile 193 bin 613 ton zeytinyağı elde edileceği tahmin edildi. Bakan Pakdemirli, “Tarımı en az bir ulusun savunma stratejisi kadar önemli görüyorum. Dünyayı doyuran dünyanın lideri olacak. Kolaylıkla da oluruz” diye konuştu.
Bakan Pakdemirlinin konuşması sırasında ekrana zeytin ağaçlarıyla çekilen fotoğrafları da yansıtıldı. Bakan Pakdemirli, zeytinin kutsal ve barış ile uzun ömrü temsil ettiğini söyledi. Sofralık zeytinde İspanyadan sonra ikinci sırada, üretimde dünyada dördüncü sırada olduğumuzu hatırlatan Bakan Pakdemirli, “Bence yeterli değil. Daha hızlı büyümeliyiz. İhracatı 100 bin tonun üzerine taşımamız lazım. Birinci de olabiliriz. Egeden başlayarak bu işi tekrar ele alıp zeytinyağını insanlara anlatmamız lazım. İzmir dışında zeytinyağını anlayan pek yok. Son dönemde dışarıda yeme alışkanlıklarımız arttı ama hala zeytinyağından anlayan yok. Zaman zaman Yunan Adalarına gidiyorum hediyelik eşya almıyorum. Girit yağı alıyorum, kahvaltıda yiyorum ve mutlu oluyorum” ifadelerini kullandı. Zeytinyağı okuryazarlığını artırmamız gerektiğini belirten Bakan Pakdemirli, “Bu şekilde tüketimi artırırız. 1,5-2 kilo tüketim çok az bunu artırmamız lazım. Kaliteli bir ürünü neden bizim vatandaşımız yemesin” dedi.
Ambalajlı ihracata kafa yorulması lazım”
Global bir marka kurma hayaline de dikkat çeken Bakan Pakdemirli, sözlerini şöyle sürdürdü:
Türkiyedeki tarım ürünlerinden katma değerli global bir marka oluşturmalıyız. İtalyanın Napoli kentinde adam domatesleri alıyor, kurutuyor ve kilosunu 25 avroya satıyor. Bu katma değeri yakalayacak bir şeyler yapmalıyız. Klasik, anadan babadan kalma yöntemleri bırakıp artık ambalajlı ihracata kafa yorulması lazım. Modern tekniklerin hepsini kullanmamız lazım.
Tağşişle ürünlere verilen cezalarla ilgili kapsamlı bir çalışma yaptıklarını ifade eden Pakdemirli, Artık bunu da caydırıcı hala getireceğiz. Cezaları ödenemeyecek boyuta getirirsek ve ‘ödeyemedim derse ‘kusura bakma yapmasaydın diyeceğiz. Hepimiz bunun karşısında olmamız lazım. Destekler konusuna gelince, 80 kuruş desteği artırırsak ne olur bilmiyorum ama ambalaj desteğini yükseltip ihracatı artırmamız lazım. Kalite artarsa üretici de sanayici de gayret gösterir. Egeliler olarak zeytinyağına sponsor olup onu anlatmamız lazım. Verilen destekler de önemli ama birilerinin eline oltayı vermek değil de balık tutmayı öğretmemiz lazım açıklamasında bulundu.
Talepleri sıraladı
Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Başkanı Ümmühan Tibet de şunları söyledi:
Ülkemizde zeytin ve zeytinyağında taklit büyük sorun. Maalesef kayıt dışı üretim ve satışlar da sektörümüzde haksız rekabet, büyümemizin önünde ciddi bir engel. Geçen yılın değerlendirilmesine göre tüm tarımsal girdiler içerisinde zeytincilik sektörünün payı yüzde 5. Bunu çok yakın gelecekte yüzde 10a yükseltmeyi başarabiliriz. Zeytincilik sektörü, tarımsal sektörümüz içinde yerli mal olarak ciddi bir şekilde yer almaktadır. Ülkemizin büyük kapasitesi var. Milli ürünümüzün Türk tüketicisine ulaşmasını diliyoruz. Evine zeytinyağı girmeyen binlerce aile var. Kalite kaybının önlenmesi adına lisanslı depoculuk ve vadeli işlemleri borsasına benzer sistemler kurulmalı. Üreticinin ürettiğini kalite bozulmadan muhafaza edeceği şartların oluşturulması gerekiyor.
Tarımsal sektörde devlet desteklemelerinin önemine değinen Tibet, şöyle devam etti:
Sektörümüze ciddi anlamda kaynak akışı var. Yatırımcılarımız yatırım yapıyor ama eğer ciddi desteklerimizle akışın devamını sağlayamazsak zeytin fidanlarımızın ekonomiye kazandırılmasında problemler yaşayabiliriz. Desteklerin etkili olması için beraber çalışma yapmak istiyoruz. Tüketimin artırılması için, markalı ambalajlı ihracat yapmamız için günümüzün koşullarına uygun desteklemelerin uygulamaya konulması uygun olacaktır. Sizin zeytinyağında dünya markası hayalini hep beraber gerçekleştirebiliriz.”
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!