“Ürdün Ve Lübnandaki Suriyeli Mülteciler” Konferansı
Yakın Doğu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Nur Köprülü, Suriyeli mülteciler konusunu incelediği “Akdenizdeki Mülteci Krizi Çerçevesinde Ürdün ve Lübnandaki Suriyeli Mülteciler” konulu çalışmasını Lizbon Üniversitesinde gerçekleştirilen “6. Uluslararası Göç Konferansı”nda sundu.
Yakın Doğu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Nur Köprülü, Suriyeli mülteciler konusunu incelediği “Akdenizdeki Mülteci Krizi Çerçevesinde Ürdün ve Lübnandaki Suriyeli Mülteciler” konulu çalışmasını Lizbon Üniversitesinde gerçekleştirilen “6. Uluslararası Göç Konferansı”nda sundu.
Prof. Dr. Yücel Vuralın oturum başkanlığını yaptığı ve göçün siyasi dinamiklerinin irdelendiği panelde Doç. Dr. Nur Köprülü, Akdenizdeki Mülteci Krizi Çerçevesinde Ürdün ve Lübnandaki Suriyeli Mülteciler” başlıklı bildirisini sundu. Doç. Dr. Köprülü, konuşmasında Arap ayaklanmalarının başladığı 2011 yılından bu yana Suriyede başlayan iç çatışmaların ülkede ve bölgede oluşturduğu belirsizlik ortamı ile mültecilerin göçünün hem Akdeniz coğrafyasını hem de Avrupa Birliğini tanık olabilecekleri en büyük mülteci sorunu ile karşı karşıya getirdiğini belirtti. Doç. Dr. Köprülü, ayrıca Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğinin (UNHCR) verdiği rakamlar gözönüne alındığında başta Türkiye olmak üzere Ürdün ve Lübnanın çok sayıda mülteciye ev sahipliği yaptığını ifade etti.
9 milyondan fazla Suriyelinin Mart 2011de savaşın patlak vermesiyle evlerini terk ederek komşu ülkelere gitmek veya Suriye içinde yer değiştirmek durumunda kaldığını aktaran Doç. Dr. Köprülü, UNHCRa göre yaklaşık 2,5 milyon kişinin Suriyeden en yakın komşu ülkeleri olan Türkiye, Lübnan, Ürdün ve Iraka göç ettiğini, 6,5 milyon kişinin ise Suriye içinde yer değiştirdiğini vurguladı. Doç. Dr. Köprülü, “Özellikle işsizlik ve ekonomik problemlerle başa çıkmaya çalışan Ürdünde Arap-İsrail Savaşları sonrası göç eden Filistinliler, ardından 2003 yılında ABDnin Iraka müdahalesi ile göç eden Iraklı mültecilerden sonra ülke bu sefer de Suriyeli mültecilere kapısını açmıştır. Nüfusuna göre dünya ölçeğinde en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülkelerin başında gelen Ürdün Krallığı ve Lübnan gibi ülkelerde halihazırda yaşanan kimlik tartışmaları, ekonomik sorunlar ve Lübnan özelinde siyasi istikrar gibi meseleler mülteci sayısının her geçen gün artmasıyla daha da derinleşiyor” dedi.
Lübnanın mültecilere yönelik uyguladığı açık kapı politikasının ülkedeki mezhepsel kimliklere dayalı siyasal güç paylaşım modeli nedeni ile sürekli tartışılan bir mesele olduğunun altını çizen Köprülü, ülkede değişen nüfus yapısının siyasal istikrar ile ilişkilendirildiği bir noktaya geldiğini vurguladı.
Prof. Dr. Yücel Vuralın oturum başkanlığını yaptığı ve göçün siyasi dinamiklerinin irdelendiği panelde Doç. Dr. Nur Köprülü, Akdenizdeki Mülteci Krizi Çerçevesinde Ürdün ve Lübnandaki Suriyeli Mülteciler” başlıklı bildirisini sundu. Doç. Dr. Köprülü, konuşmasında Arap ayaklanmalarının başladığı 2011 yılından bu yana Suriyede başlayan iç çatışmaların ülkede ve bölgede oluşturduğu belirsizlik ortamı ile mültecilerin göçünün hem Akdeniz coğrafyasını hem de Avrupa Birliğini tanık olabilecekleri en büyük mülteci sorunu ile karşı karşıya getirdiğini belirtti. Doç. Dr. Köprülü, ayrıca Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğinin (UNHCR) verdiği rakamlar gözönüne alındığında başta Türkiye olmak üzere Ürdün ve Lübnanın çok sayıda mülteciye ev sahipliği yaptığını ifade etti.
9 milyondan fazla Suriyelinin Mart 2011de savaşın patlak vermesiyle evlerini terk ederek komşu ülkelere gitmek veya Suriye içinde yer değiştirmek durumunda kaldığını aktaran Doç. Dr. Köprülü, UNHCRa göre yaklaşık 2,5 milyon kişinin Suriyeden en yakın komşu ülkeleri olan Türkiye, Lübnan, Ürdün ve Iraka göç ettiğini, 6,5 milyon kişinin ise Suriye içinde yer değiştirdiğini vurguladı. Doç. Dr. Köprülü, “Özellikle işsizlik ve ekonomik problemlerle başa çıkmaya çalışan Ürdünde Arap-İsrail Savaşları sonrası göç eden Filistinliler, ardından 2003 yılında ABDnin Iraka müdahalesi ile göç eden Iraklı mültecilerden sonra ülke bu sefer de Suriyeli mültecilere kapısını açmıştır. Nüfusuna göre dünya ölçeğinde en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülkelerin başında gelen Ürdün Krallığı ve Lübnan gibi ülkelerde halihazırda yaşanan kimlik tartışmaları, ekonomik sorunlar ve Lübnan özelinde siyasi istikrar gibi meseleler mülteci sayısının her geçen gün artmasıyla daha da derinleşiyor” dedi.
Lübnanın mültecilere yönelik uyguladığı açık kapı politikasının ülkedeki mezhepsel kimliklere dayalı siyasal güç paylaşım modeli nedeni ile sürekli tartışılan bir mesele olduğunun altını çizen Köprülü, ülkede değişen nüfus yapısının siyasal istikrar ile ilişkilendirildiği bir noktaya geldiğini vurguladı.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!