Kapadokya Üniversitesi Rektörü Karasar: “Sosyal Ve Beşeri Bilimler Alt Yapısı Olmayanların Şansı Yok”
Kapadokya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Ali Karasar, üniversite tercih dönemlerinin başlamasıyla birlikte yaptığı açıklamada bu yeni dönemde, psikoloji, sosyoloji, edebiyat, tarih, siyaset bilimi, diplomasi gibi alanlarda alınan eğitimlerin kişinin kendi geleceğine yaptığı en büyük yatırım olduğunu görüyoruz dedi.
Kapadokya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Ali Karasar, üniversite tercih dönemlerinin başlamasıyla birlikte yaptığı açıklamada bu yeni dönemde, psikoloji, sosyoloji, edebiyat, tarih, siyaset bilimi, diplomasi gibi alanlarda alınan eğitimlerin kişinin kendi geleceğine yaptığı en büyük yatırım olduğunu görüyoruz dedi.
Kapadokya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Ali Karasar üniversite tercih dönemlerinin önemini bu yeni dönemde, psikoloji, sosyoloji, edebiyat, tarih, siyaset bilimi, diplomasi gibi alanlarda alınan eğitimlerin kişinin kendi geleceğine yaptığı en büyük yatırım olduğunu görüyoruz. Bu sayede şimdiye kadar mühendis kökenli yöneticilerin başaramadığı insan merkezli karar alma ve uygulama kabiliyetine erişirsiniz dedi. Karasar açıklamasında, “Dünya tarihindeki tarım ve endüstri devrimlerinin frekansı artıyor. Daha önce bir safhadan diğerine geçişte binlerce yüzlerce olan yıl aralıklar artık on yıllara indi. İleride yıllara ve yıldan daha az aralıklara dönüşecek. Yeni çağın özelliği hız ve yayılım genişliği. Şimdiye kadar robotlar, yapay zeka, nanoteknolojiden bahisle geliştirilen Bilim Teknoloji Mühendislik ve Matematik (BTMM) alanlarına yatırım yapmak gerekliliğinden bahsedilirdi. Ama yeniçağın başarılı ve yenilikçi liderlerinin hemen hiçbirinin bu kökenden gelmediği ve aslında sosyal ve beşeri bilimler kökenlilerin teknoloji ile barışık olmalarından çıktığını gördük. 2000 yılı ve sonrasında doğan çocuklara kısaca Z kuşağı diyoruz. Tarihin görmediği bir zeka hızına ve motor kabiliyetlerine sahipler. Bazıları bunu robotlaşma olarak değerlendiriyor. Ben katılmıyorum. Bunun duygusal, bilişsel, sosyal ve analitik zekaların birbiri arasında artık kurmaya başladıkları bir iletişim olduğunu görüyoruz. Teknoloji ile barışık hatta onunla birleşen, onun baş döndüren hızına yetişip onunla tatmin olmayan bu kuşağa uygun meslekler ne olacaktır? Henüz böyle bir meslek icat olunmadı. Ama beklenti, sanata, edebiyata, insani ve sosyal bilimlere bir dönüş olacağı yönünde. Çünkü bu kuşaktan çıkanların önemli farklılık ortaya koydukları kulvarlar bunlar. Bu yeni dönemde, psikoloji, sosyoloji, edebiyat, tarih, siyaset bilimi, diplomasi gibi alanlarda alınan eğitimlerin kişinin kendi geleceğine yaptığı en büyük yatırım olduğunu görüyoruz. Edebiyat ve okumaya yatırım yapın. Okumak insanı özgürleştiren yegane yoldur. Okumak sayesinde nerede ve ne halde olursanız olun, başka bir dünyaya ışınlanabilirsiniz. Başka insanları, kültürleri, medeniyetleri tanırsınız. Maceradan maceraya koşabilirsiniz. Bu sayede düşünce dünyanız zenginleşir. Kendinizi daha iyi ve net ifade edebilirsiniz. Yazmayı öğrenirsiniz. İnsan tabiatını ve onun karmaşık arka planı ile tanışırsınız. Şimdiye kadar mühendis kökenli yöneticilerin başaramadığı insan merkezli karar alma ve uygulama kabiliyetine erişirsiniz. Analitik ve rasyonel olmanın insani değerler ile barıştığı, buluşların kadim kültürlerimizden kalma ayak izleri üzerinden yükseldiği bir çağdayız. Bu yeniçağda sosyal ve beşeri bilimler altyapısı olmayanların bir şansı yok gibi görünüyor” diye konuştu.
Kapadokya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Ali Karasar üniversite tercih dönemlerinin önemini bu yeni dönemde, psikoloji, sosyoloji, edebiyat, tarih, siyaset bilimi, diplomasi gibi alanlarda alınan eğitimlerin kişinin kendi geleceğine yaptığı en büyük yatırım olduğunu görüyoruz. Bu sayede şimdiye kadar mühendis kökenli yöneticilerin başaramadığı insan merkezli karar alma ve uygulama kabiliyetine erişirsiniz dedi. Karasar açıklamasında, “Dünya tarihindeki tarım ve endüstri devrimlerinin frekansı artıyor. Daha önce bir safhadan diğerine geçişte binlerce yüzlerce olan yıl aralıklar artık on yıllara indi. İleride yıllara ve yıldan daha az aralıklara dönüşecek. Yeni çağın özelliği hız ve yayılım genişliği. Şimdiye kadar robotlar, yapay zeka, nanoteknolojiden bahisle geliştirilen Bilim Teknoloji Mühendislik ve Matematik (BTMM) alanlarına yatırım yapmak gerekliliğinden bahsedilirdi. Ama yeniçağın başarılı ve yenilikçi liderlerinin hemen hiçbirinin bu kökenden gelmediği ve aslında sosyal ve beşeri bilimler kökenlilerin teknoloji ile barışık olmalarından çıktığını gördük. 2000 yılı ve sonrasında doğan çocuklara kısaca Z kuşağı diyoruz. Tarihin görmediği bir zeka hızına ve motor kabiliyetlerine sahipler. Bazıları bunu robotlaşma olarak değerlendiriyor. Ben katılmıyorum. Bunun duygusal, bilişsel, sosyal ve analitik zekaların birbiri arasında artık kurmaya başladıkları bir iletişim olduğunu görüyoruz. Teknoloji ile barışık hatta onunla birleşen, onun baş döndüren hızına yetişip onunla tatmin olmayan bu kuşağa uygun meslekler ne olacaktır? Henüz böyle bir meslek icat olunmadı. Ama beklenti, sanata, edebiyata, insani ve sosyal bilimlere bir dönüş olacağı yönünde. Çünkü bu kuşaktan çıkanların önemli farklılık ortaya koydukları kulvarlar bunlar. Bu yeni dönemde, psikoloji, sosyoloji, edebiyat, tarih, siyaset bilimi, diplomasi gibi alanlarda alınan eğitimlerin kişinin kendi geleceğine yaptığı en büyük yatırım olduğunu görüyoruz. Edebiyat ve okumaya yatırım yapın. Okumak insanı özgürleştiren yegane yoldur. Okumak sayesinde nerede ve ne halde olursanız olun, başka bir dünyaya ışınlanabilirsiniz. Başka insanları, kültürleri, medeniyetleri tanırsınız. Maceradan maceraya koşabilirsiniz. Bu sayede düşünce dünyanız zenginleşir. Kendinizi daha iyi ve net ifade edebilirsiniz. Yazmayı öğrenirsiniz. İnsan tabiatını ve onun karmaşık arka planı ile tanışırsınız. Şimdiye kadar mühendis kökenli yöneticilerin başaramadığı insan merkezli karar alma ve uygulama kabiliyetine erişirsiniz. Analitik ve rasyonel olmanın insani değerler ile barıştığı, buluşların kadim kültürlerimizden kalma ayak izleri üzerinden yükseldiği bir çağdayız. Bu yeniçağda sosyal ve beşeri bilimler altyapısı olmayanların bir şansı yok gibi görünüyor” diye konuştu.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!