Yeşilboğaz: İnsan Hakları İhlalinde Hukukçu Bakışı Kaybedildi

Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, insan hakları ihlalinde hukukçu bakışının kaybedildiğini savunarak, İnsan haklarına bakış, siyasi görüşe indirgeniyor. İnsan hakları ile uğraşan kesimler baş belası olarak görülüyor dedi.

Haber Merkezi
Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, insan hakları ihlalinde hukukçu bakışının kaybedildiğini savunarak, İnsan haklarına bakış, siyasi görüşe indirgeniyor. İnsan hakları ile uğraşan kesimler baş belası olarak görülüyor dedi.Türkiye Barolar Birliği (TBB), Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi tarafından hayata geçirilen, ‘Baroların ve Avukatların Avrupa İnsan Hakları Standartları Konusunda Kapasitesinin Güçlendirilmesi projesi kapsamında, pilot baro seçilen Mersin Barosunda, İnsan Hakları Merkezi ve ilgili merkez ile komisyonların kurumsal kapasitesi, eğitim kapasitesi ve ihtiyaç analizi belirleme toplantısı yapıldı.“Projenin, topluma ve barolara geri dönüşümü olmalıİnsan Hakları Merkezi projesini önemsediklerini ifade eden Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, “Başlatmış olduğunuz bu projenin bir sonucu ve geri dönüşümü olmalı. Eğer topluma ve baroya geri dönüşümü olmazsa, bu bizlerde şevkin kırılması olarak karşımıza çıkıyor. Mersin Barosu olarak bu projenin samimi ve çözüm odaklı, sonuca endeksli olması bizler için çok önemli. Mersin Barosunun pilot baro seçilmesi bizim için olumlu, ileriye dönük ve umut verici bir projedir. Biz bu projeye sahip çıkmak istiyoruz. Çünkü Mersin kozmopolit bir kent. Dezavantajlı grupların bir arada yaşamak zorunda olduğu ve birbirlerinin hassasiyetlerine özellikle saygı göstermesi gereken bir kent diye konuştu.Bu kentte kırılganlıkların fazla olabileceğini, bu kırılganlıkları bir arada tutabilecek ve bunların arasındaki sorunları tek çözebilecek kurum olarak herkesin Mersin Barosunu gördüğünü savunan Yeşilboğaz, Mersin Barosu, bütün sivil toplum örgütlerinin üzerinde ve herkesi birleştirecek güç olarak lanse edilen ve medet umulan bir kurumdur. Bunun bilincinde olarak 2012 yılında yönetim kurulu üyeliğine geldiğimde, hak ihlallerinde en fazla mağdur olan Kadın Hakları, Çocuk Hakları ve Avukat Hakları Komisyonlarını merkeze çevirdik. Mersin Barosu olarak çalışmalarımız hem içe dönük hem de dışa dönük olmak zorunda. Sadece meslektaşlarının meslek sorunlarıyla ilgilenen, dar ve sığ düşünce yapısında bir baro hayal etmedik. Adalet, hukuk, meslek ve meslektaş sorunlarına yönelik mücadelemizin dışında en önemli yönümüz dışa dönük yönümüzdür. Topluma, dezavantajlı gruplara yönelik yönümüzü önemsiyoruz. İnsanı temele koymadığınız zaman uygulamaya çalıştığınız hukukun da biranlamı olmayacak. İnsan Hakları Merkezimiz, Kadın Hakları Merkezimiz, Çocuk Hakları Merkezimiz, Hayvan Hakları Merkezimiz, Çevre Hukuku Komisyonumuz başta olmak üzere, merkez ve komisyonlarımızla dışa dönük yüzümüzü daha da geliştireceğiz” ifadelerini kullandı.Baroların bu konudaki dezavantajını dile getiren Yeşilboğaz, Seçilen başkanla beraber projeler yürüyor, daha sonra yeni seçilen başkan ve yönetim eğer o ilkeleri benimsemiyorsa sizin oluşturduğunuz o projeler hemen raftan kaldırılabiliyor. Eğer biz bunu Mersin Barosunda kurumsal hale getirebilirsek, bundan sonra gelecek olan başkan ve yönetimlerin bu ilkelere riayet etmesini sağlayabilirsek, en büyük kazancımız bu olacaktır” şeklinde konuştu.“İnsan haklarına bakış, siyasi görüşe indirgeniyorİnsan haklarına bakışın siyasi görüşe indirgendiğinin altını çizen Yeşilboğaz, şöyle devam etti; İnsan hakları ihlalini anlattığınız zaman, hükümet karşıtı olarak lanse ediliyorsunuz. Siyasi görüş olarak hükümetle aynı paraleldeyseniz, olayı insan hakkı ihlali olarak görmüyorsunuz. Biz bu çıkmazdayız. İnsan hakkı ihlalinde hukukçu bakış açısı kaybedildi, siyasi bakış açısıyla bakılıyor. İnsan haklarıyla ilgili merkezlerimiz, Mersin özelinde yaşanan insan hakları ihlalinde girişken ve bu ihlallere müdahil olmak zorundadır. Avukatlık Kanununun ve anayasanın bize vermiş olduğu yetkileri barolar kullanarak topluma dönük yüzünü göstermek zorundadır. Hak ihlalleri ile nasıl mücadele edileceği konusunda pratiğin geliştirilmesi gerekiyor. Burada dezavantajlı gruplarla Mersin Barosunun ve avukatların nasıl entegre olacağı hususları öncelikle gündeme alınmalı.