ÖZTÜRK YILMAZ: “KRAL ÇIPLAK, KİMSE GÖRMEK İSTEMİYOR”
Cumhuriyet Halk Partisi PM Üyesi Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz, Bursa'daki temasları çerçevesinde CHP İl Başkanlığı'nı da ziyaret etti. CHP İl Başkanı Hüseyin Akkuş ile birlikte basın toplantısı düzenleyen Yılmaz, "Kral…
Cumhuriyet Halk Partisi PM Üyesi Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz, Bursa'daki temasları çerçevesinde CHP İl Başkanlığı'nı da ziyaret etti. CHP İl Başkanı Hüseyin Akkuş ile birlikte basın toplantısı düzenleyen Yılmaz, "Kral çıplak ve kimse bunu görmek istemiyor" dedi.
CHP Bursa Milletvekilleri Yüksel Özkan ve Erkan Aydın'ın da hazır bulunduğu basın toplantısının açılışında konuşan CHP Bursa İl Başkanı Hüseyin Akkuş, Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesinde şarbon vakası görüldüğü iddialarına dikkat çekti ve ilgili makamları konuyla ilgili resmi açıklama yaparak kamuoyunu aydınlatmaya çağırdı.
MUSTAFAKEMALPAŞA'DA ŞARBON VAKASI GÖRÜLDÜĞÜ İDDİASI
CHP İl Başkanı Hüseyin Akkuş, Mustafakemalpaşa'da şarbon vakası görüldüğüne dair bilgiler ulaştığını belirterek şöyle dedi:
"Toplantıya başlarken sizinle paylaşmak istediğim bir konu var. Dünden beri araştırıyoruz, arkadaşlarımız çeşitli görüşmeler yapıyor. İlçe başkanımız da konuyla yakından ilgili. Bize ulaşan bilgilere göre, Mustafakemalpaşa ilçemizde şarbon vakası görüldüğü ve sayının da 39 olduğu konusunda bir söylem geliştiriliyor. Bu konuyla ilgilenen doktor bir haftalığına izne çıkarılmış. İlçedeki arkadaşlarımız konuyla ilgileniyor, bazı hastalara da ulaşıldı. Bu konu doğru mudur, yanlış mıdır? Sağlık Müdürlüğü ve Sağlık Bakanlığı'ndan resmi olarak bir açıklama yapılmasını bekliyoruz."
"BÜYÜKŞEHİR'E CHP BAYRAĞI DİKMEKTE KARARLIYIZ"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 15 Eylül Cumartesi günü Bursa'ya geleceğini ve programın detayları üzerinde çalışıldığını belirten Akkuş, sosyal medyada CHP üzerinden estirilen "sandık boykotu" çağrılarına da tepki gösterdi. Akkuş, şunları söyledi:
"24 Haziran seçimiyle birlikte Mustafa Kemal Atatürk'ün bıraktığı demokratik parlamenter sistemin sonlandırıldığı ve yeni bir siyaset alanının açıldığı bir döneme girdik. Bu dönem böyle kalmamalı ve biz kalmayacağına eminiz. Biz demokratik parlamenter sistemi savunan CHP olarak kuvvetler ayrılığı siyasetini önemsiyoruz. Ve siyasetin bir kişinin iki dudağı arasında uygulandığı ve KHK’larla yönetilen bir ülkede yaşamaktan mutlu değiliz. Bu yüzden sandığa gitmeyeceğim deyip bunları sosyal medya da paylaşan arkadaşlarımıza sesleniyorum. Bu arkadaşlarımız artık sosyal medyada CHP'yi eleştirmekten vazgeçsinler. Biz sosyal medyada siyaset üreten değil, sahada pratik yapan, Adalet ve Kalkınma Partisi'ni ve şu anda bizi yönetmeye çalışan diktatörü nasıl alaşağı ederiz, bunun üzerinden siyaset kurgulamak istiyoruz ve biz il başkanlığı olarak bunun gereğini yapacağız ve bunun gereği olarak önümüzdeki yerel seçimler ve biz Bütünşehir Belediyesi'ne CHP'nin bayrağını dikmekte kararlıyız. Bunu da sayın Genel Başkanımıza dün Ankara'daki görüşmemizde 42 sayfalık bir çalışma halinde ilettim. Cumartesi günü çalışmalara başlıyoruz. Mahalle mahalle, sokak sokak gitmediğimiz yer kalmayacak. İlçe örgütlerimizin yapacağı çalışmaları önemsiyoruz. 1978'de olduğu gibi, CHP Bursa'yı yönetebilecek durumda, Türkiye’yi de yönetebilecek durumda."
"KRAL ÇIPLAK VE KİMSE BUNU GÖRMEK İSTEMİYOR"
Cumhuriyet Halk Partisi Ardahan Milletvekili PM Üyesi Öztürk Yılmaz, Türkiye ekonomisinin son 16 yılda yağmalandığını, krizlerden bu kadar çok etkilenmenin sebebinin de bu durum olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Üzülerek belirtmek istiyorum. Bugün Türkiye Cumhuriyeti bağımsız bir politika izleyemiyor. Bugün politikalar Ankara tarafından belirlenmiyor. Bugün bo politikalar Washinton'da, Moskova'da, Brüksel'de ve başka odaklar tarafından önemli ölçüde şekillendiriliyor. Türkiye'de ne kadar vatansever, Atatürkçü varsa, bir şekilde sistem içinde tasfiye edildi, susturuldu, sindirildi, adeta şeytanlaştırıldı ve toplumda ötekileştirildi. Ayrıca bu ülkenin ekonomisi özellikle son 16 yılda yağmalandı. 65 milyar dolarlık gelir sağlandı özelleştirmelerden. Bu özelleştirme adı altında 125 büyük alan özelleştirildi. Devletin elinde ne varsa soyup soğana çevrildi. Devletin içi boşaltıldı. Bugün ekonomide bize ait, ayakta kalabileceğimiz bir şey kalmadı. O nedenle ekonomimiz krizlerden bu kadar çok etkileniyor, o nedenle ekonomimiz bu kadar bu kadar kırılgan, o nedenle bir papaz Türkiye ekonomisini yerle yeksan edebiliyor. Biz bugün vatandaş olarak ağır bedel ödüyoruz, çünkü bize ait bir şey kalmadı. Her şey ithal. Üretim ekonomisi bitti. Her şeyin kolayına kaçtık. Devletin devamlılığını sağlayan kilit kurumlar taşeronlaştırıldı. Genelkurmay Başkanlığı, Dışişleri Bakanlığı, MİT, eğitim, hepsi ciddi darbe yediler ve bu kurumların içi boşaltıldı. Türkiye'nin önünü açabilecek, ufkunu açabilecek ne varsa hepsi durduruldu. Ve kral çıplak. Hiç kimse bunu görmek istemiyor."
Önümüzde yerel seçimlerin olduğunu hatırlatan Öztürk, "Partimizin başarısı en büyük arzumuzdur ve bunun için çalışmak hepimizin görevidir. Öyle küstüm müstümle olmaz. Türkiye zaman kaybetti. Bu kadar büyük bir coğrafyaya, iklime, bu kadar genç bir nüfusa sahip bir ülke bunlarla zaman kaybetti" dedi.
"TÜRKİYE'NİN GÜNLÜK SİYASETİN ÜSTÜNDE BİR KURGUYA İHTİYACI VAR"
Cumhuriyet Halk Partisi Ardahan Milletvekili PM Üyesi Öztürk Yılmaz sözlerini şöyle tamamladı:
"Biz gerçekten bu topraklarda bağımsız mı yaşayacağız, yoksa bağımlı mı olacağız. Ekonomik olarak, siyaset olarak, kültür olarak, eğitim olarak, bize ait olan bir değeri yaşatacak mıyız, antiemperyalist mücadeleyi veren neslin torunları olarak bunu devam ettirecek miyiz, ettirmeyecek miyiz. En önemli ve kutsal mücadeledir. Bugün mesele budur. Bu ülkenin sahibi olabilme mücadelesidir bu. Bugün eğitim bitmiş. Köy öğretmenleri aydınlığın temsilcisiydi. 19 bin köy okulu kapatılmış. 1.5 milyon öğrenci taşımalı eğitime tabi tutulmuş. Açık lise patlamış, 1.5 milyon öğrenci örgün eğitimden geçmiyor. Neyi öğreteceksiniz? Kiminle, nasıl öğreteceğinizi çözememişsiniz. Bakın Milli Eğitim Bakanlığı protokol yapıyor, Diyanet İşleri ve bazı cemaat ve kurumlara devrediyor bu işleri, böyle bir şey olabilir mi? Türkiye akla uygun ve bilimsel eğitimi devreye sokmadığı takdirde zaman kaybeder, irtifa kaybeder ve irtifa kaybediyor."