Mezar Taşları, Harputun Bin Yıllık İslam Yurdu Olduğunu İspatlıyor
Tarihi Harput Mahallesinde Elazığ Belediyesi ile Fırat Üniversitesinin (FÜ) yürüttüğü ortak çalışmada kaybolmaya yüz tutmuş mezarlar bulunarak gün yüzüne çıkarılıyor. Akademisyenlerin şuana kadar yaptığı çalışmada 200 mezar taşı ortaya çıkartılırken,…
Haber Merkezi
Tarihi Harput Mahallesinde Elazığ Belediyesi ile Fırat Üniversitesinin (FÜ) yürüttüğü ortak çalışmada kaybolmaya yüz tutmuş mezarlar bulunarak gün yüzüne çıkarılıyor. Akademisyenlerin şuana kadar yaptığı çalışmada 200 mezar taşı ortaya çıkartılırken, bu toprakların bin yıldır İslam Yurdu olduğunun mezar taşlarıyla ispatlandığı belirtildi.Elazığ Belediyesi ile FÜ arasından imzalanan protokol çerçevesinde tarihi Harput Mahallesinde kaybolmaya yüz tutmuş Osmanlı dönemine ait mezar taşları gün yüzüne çıkartılarak, okunuyor. Akademisyenlerinin oluşan 5 kişilik ekip tarafından şuana kadar 200 mezar taşı okundu. okunan mezar taşlarında bazı din adamları, yöneticiler ve köklü aile fertlerinin bilgilerine de ulaşıldığı bildirildi. Tek tek bulunup okunan, yazılan ve numaralandırılan mezar taşlarının ilerleyen günlerde bir kitapta toplanarak eser haline getirilmesi planlanıyor.Tarihi Harput Mahallesindeki mezarlıklarda kaybolmaya yüz tutmuş mezarların bulunup gün yüzüne çıkarılması, okunması ve eser haline getirilmesi ile ilgili bir çalışma yürüttüklerini belirten FÜ İnsani ve Sosyal Bilimler Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Yüksel Arslantaş, Harputun tarihi misyonu içerisinde yer olan şahıslara ve ailelere ait mezar taşlarının da çıktığını ve bunların ilerleyen süreçte kalıcı kitap eser haline dönüştürüleceğini kaydetti.“Bu topraklar bin yıldır İslam yurdu, mezar taşlarıyla ispatlıyoruz”Mezar taşlarının tarihe ışık tuttuğunu aktaran Prof. Dr. Arslantaş, “Harputın tarihinde gördüğümüz din adamları, yöneticiler ve köklü ailelerin fertlerini, mezar taşlarındaki unvanlardan çıkarmak mümkün. Geçen yıl dua tepesinde okuduğumuz bir taşta meşhur Çötelizade İbrahim Paşanın devlet kademesindeki görevlerini gördük. Kendisi aynı zamanda Maden humayin emini ve Diyarbakır Valisi diye geçer. Harputun köklü ailelerinden büyük şahısların mesleklerini icra ettiklerini de orada görmek mümkün. Mezar taşı bu toprakların tapusu ve toprağın hafızasıdır. Bunların kaybolmaması lazım. Eser haline geldiği zaman bir çok kişi kendi atasının mezar taşını bulacak. Belki dua okumaya gelecek. Geçen ki çalışmamızda bazı yerlerde zamana direnemeyen biraz da bakımsız kalan taşlar olmuş ve kaybolmaya yüz tutmuş. İnşallah bu şekilde kaybolmanın önüne de geçmiş olacağız. Bu topraklar bin yıldır İslam yurdu. Bunu da burada ki mezar taşlarıyla ispatlıyoruz. Bunlar bizim tapumuzdur kaybolmaması gerekir” diye konuştu.“250 yıllık mezar taşları çıkıyor”250 yıllık mezar taşlarının çıktığını aktaran Arslantaş, “1930lara kadar olan taşları aldık. Dua tepesinde 100e yakın taş çıktı. İmam Efendinin çevresinde 45 -50 taş tespit etmiştik. Beyzade Efendinin olduğu yolun karşısında ve çevresinde 15 -20 taş çıktı. Birde Üryan babanın orada yaklaşık 30- 40 taş belirlemiştik. Kaybolan mezarlara ulaşamadığımız da oluyor ama dolaşınca en azından mevcut olanları çıkarıyoruz. Ulaşamadıklarımıza da yapacak bir şey olmuyor. Ama en azından mevcutların da kaybolmasını önlemek gerekir. Belediyemiz bir çalışmada yürütecek daha sonra bunların yerine konulması yeniden misyonunu vermesi için bizim çalışmamız bittiğinde oda ortaya çıkacak” ifadelerini kullandı.“Çoğunlukla Osmanlıca Türkçesi ile yazılmış”5 kişilik ekiple çalıştıklarını dile getiren Arslantaş, “Bizde yeni yeni bilgiler edinmiş oluyoruz. Bazı mezar taşlarında edebi şeyler oluyor. Dünyanın geçiciliği, ölümün kalıcılığı ile ilgili beyitler oluyor. Ara sıra Arapça var ama çoğunlukla Osmanlı Türkçesi ile yazılmış. 1928 harf inkılabından sonra da mezar taşları aynı şekilde Osmanlıca yazılmaya devam etmiş. Ama 1-2 yıl esneme payı vererek 1930 yıllarına kadar olan taşların hepsini aldık. Ele aldığımız taşlar Osmanlı dönemine ait mezar taşlarıdır. Başka şeylere girmedik. Çünkü o daha kapsamlı bir çalışma gerektirir. 250 yıl tarihi olan taşları da çalışmalarımızda gördükdiye bilgi verdi.