“İş Sağlığı Ve Güvenliğinde Eğitime Erken Yaşlarda Başlanmalı”

İş sağlığı ve güvenliği alanında çalışanların kendi haklarını bilmeleri noktasında önemli projeler geliştirdiklerini belirten İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cüneyt Ulutin, Türkiyenin bu alanda mevzuat…

Haber Merkezi
İş sağlığı ve güvenliği alanında çalışanların kendi haklarını bilmeleri noktasında önemli projeler geliştirdiklerini belirten İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cüneyt Ulutin, Türkiyenin bu alanda mevzuat olarak ileride olmasına rağmen uygulamada yeterli gelişimi gösteremediğine dikkat çekerek, “İş sağlığı ve güvenliğinde eğitime erken yaşlarda başlanmalı” dedi.Çalışanların bedensel ve ruhsal sağlıklarını korumaları adına bir bilinç geliştirmeyi hedefleyen “İş Sağlığı ve Güvenliği Sempozyumu” İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi paydaşlığında gerçekleştirildi. Alanla ilgili birçok önemli konunun ele alındığı sempozyuma İstanbul Büyükşehir Belediyesi İş Sağlığı ve Güvenliği Müdürü Süleyman Bakan, İSG Genel Müdür Yardımcısı Burhanettin Kurt, akademisyenler ve öğrenciler katılım gösterdi.“Çalışanların kendi haklarını bilmelerini amaçlıyoruz”Çalışanların kendi ruh ve beden sağlıklarını korumak için haklarını bilmesi adına bir bilinç oluşturmak istediklerini ifade eden, Prof. Dr. Cüneyt Ulutin, “ İş kazalarından meslek hastalıklarına kadar her konu iş sağlığı ve güvenliğinin alanı içerisinde. Bu alan çok disiplinli bir alan. Dolayısıyla sivil toplum kuruluşları, devlet, üniversiteler ve özel sektör bir araya gelerek, bu alandaki bütün gelişimleri sağlamak için el ele vermeli. Böylece bu alanda uygulamadaki boşlukları doldurabiliriz” dedi.“Uygulamada gerideyiz”İş sağlığı ve güvenliği bağlamında Türkiyeyi dünya ölçeğinde değerlendiren Ulutin, “Türkiye uygulama alanında maalesef bazı ekonomik koşulların da işverenleri etkilemesinden dolayı çok ileride değil. Ancak bu konudaki alt yapımızla ve mevzuat konusundaki gelişmelerle Avrupa Birliğinden (AB) daha ilerideyiz. Ancak uygulamaya geldiğimizde AB ülkelerindeki iş görenin kişisel koruyucu donanımları kullanma oranının çok daha ileri olduğunu görüyoruz. Bu bakımdan bizler, çalışmalarımızla iş sağlığı ve güvenliği kültürünü toplumumuza yayarak, iş görenin kendi sağlığına sahip çıkması bilincini oluşturmayı hedefliyoruz. Bu alanla ilgili eğitimleri daha erken yaşlardan itibaren vermeye başlayarak, bu kültürü toplumda oturtacağımıza inanıyorum. Bunun için üniversite olarak özellikle meslek liselerinde 9. sınıftan itibaren bu alanda eğitim verilmesi için belirli kurumlarla iş birliği içerisindeyiz. Ayrıca eğitim ayağında gerek yerel yönetimler gerekse de devletimize destek vermek adına her zaman hazırız” diye konuştu.“Bu alanda eğitim veren ilk vakıf üniversiteyiz”İşçi ve işverenin iş sağlığı ve güvenliği kapsamında üzerilerine düşen görevler olduğunu hatırlatan Ulutin, “ İşverenin iş görene gereken eğitimleri sağlaması kanunen mecburidir. Ancak bu noktada çalışan sayısı önemli. Bir iş yerinde çalışan sayısı en 50 ise o iş yerinde mutlaka iş yeri hekimi ve iş sağlığı ve güvenliği uzmanı olmalı. Ancak çalışan sayısı 50 kişinin altındaysa, bu çalışanların eğitimini bakanlıkta protokol imzalayan ve belirli standartları karşılayan eğitim kuruluşları, akademiler, üniversiteler de sağlayabilir. Biz de bu anlamda eğitim veren ilk vakıf üniversiteyiz” dedi.İnşaatlara koruyucu iskele geliyorİş kazalarının çoğunlukla inşaat ve maden sektörlerinde yaşandığını söyleyen Ulutin, bu alanda önemli projeler geliştirdiklerini de belirterek, “Türkiyede iş kazalarının en çok yaşandığı sektörler inşaat ve madencilik sektörüdür. İnşaat sektörü için bakanlık tarafından bir proje geliştiriliyor. Bu projede koruyucu iskele kullanılarak inşaatlarda sıklıkla gördüğümüz yüksekten düşme kazalarının engellenmesine yönelik tedbirlerin daha da standardize hale getirilmesi hedeflenmekte. Bununla ilgili üniversitemizde de projeler mevcut” diyerek sözlerini tamamladı.