İBB TEDBİRİ ELDEN BIRAKMIYOR

Covid-19 pandemi süreciyle ilgili her türlü olasılığa karşı sağlık alanında hazırlıklarını hız kesmeden sürdüren İBB, tedbiri bir an olsun elden bırakmıyor.

Haber Merkezi

Covid-19 pandemi süreciyle ilgili her türlü olasılığa karşı sağlık alanında hazırlıklarını hız kesmeden sürdüren İBB, tedbiri bir an olsun elden bırakmıyor.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 25 Şubat 2020’de gerçekleştirdiği acil durum toplantısı ile başlayan Covid-19 pandemisi ile mücadele çalışmaları, “yeni normalleşme” döneminde de yoğun bir şekilde devam ediyor. Pandemi eylem planları, pandemiyle mücadeledeorganizasyon ve yönetim süreçleri, yeniden güncellenerek hayata geçiriliyor. İBB Sağlık Daire Başkanlığı, pandemi ve olası bir İstanbul depremine karşı sağlık alanında yeni önlemler almak;personel ve organizasyonel temelli acil eylem planlarını güncellemek; tüm ekipler dahilinde belirlenen yol haritalarını izleyerek süreci, en doğru şekilde yönetebilmek amacıyla, “Covid-19 Pandemisi ve Afet Acil Durum Hazırlık Eylem Planı Toplantısı” gerçekleştirdi. Sağlık Daire Başkanı Dr. Önder Yüksel Eryiğit başkanlığında gerçekleşen toplantıya, İBB İş Sağlığı ve Güvenliği Müdürlüğü, İstanbul Darülaceze Müdürlüğü, Sağlık ve Hıfzıssıhha Müdürlüğü yöneticileri katıldı. ERYİĞİT: “İBB BİLİM KURULU REHBERLİĞİNDE SÜRECİNİ DOĞRU YÖNETTİK”Toplantının açılış konuşmasını yapan Eryiğit, İBB’nin Türkiye’de vaka sayısının en yüksek olduğu İstanbul’da, pandemiyle mücadeleyi başarıyla yürüttüğünü söyledi. Türkiye’de görülen ilk vakanın, Sağlık Bakanlığı tarafından 10 Mart’ta duyurulduğunu hatırlatan Eryiğit, “Sağlık Bakanlığı’nın açıklamış olduğu, ‘Türkiye’de görülen vakaların yüzde 60’ı İstanbul’dadır’ istatistiğinin üzerine, ekonomik, kültürel ve sosyolojik açıdan kendine münhasır yapısı olan İstanbul’un, Covid-19 pandemisine yönelik ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla bir bilim kurulu oluşturduk. Bu kurulu oluştururken İstanbul’daki tüm sağlık kurum ve kuruluşlarından üye talep ettik. İstanbul Tabip Odası, Türk Toraks Derneği, Eczacılar Odası, Türk Tabipler Birliği, Mühendisler Odası, Epidemiyologlar Odası, Psikiyatri Uzmanları Odası gibi, sağlık ve sosyal hizmetlere ilişkin tüm ihtiyaçlara cevap verebilecek, sivil toplum kuruluşlarını bu kurula dahil ettik” diye konuştu. -BİLİM KURULUMUZ BİZE REHBERLİK ETTİ- Alanında uzman, 22 kişilik bir kadrodan oluşan kurulun kanıta dayalı ve bilimsel anlamda pandemi ile mücadelede kendilerine yol gösterdiğinin altını çizen Eryiğit, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Aynı zamanda bize, tavsiye niteliğinde rehberlik yaptı. Bu rehberlik ışığında kaynakları daha verimli kullandık, mükerrer uygulamaların önüne geçtik.Bilimin ışığında gerçekleştirdiğimiz bu mücadele neticesinde, dezenfektan seçiminden mobil hijyen ekiplerinin çalışmalarına; yaşlı bakım hizmetlerinden İBB İş Saglığı ve Güvenliği Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen güvenlik ve sağlık önlemlerine değin, süreci en doğru şekilde yönettik. İlerleyen süreç için de bu bilinçle çalışmalarımızı koordine ediyoruz.” -TÜM İLÇELERİMİZLE KOORDİNELİ ÇALIŞTIK-Eryiğit, alanlarının sağlık olması sebebiyle kutsal bir misyona sahip olduklarını belirterek konuşmasını şöyle tamamladı: “Yaptığımız iş, aynı zamanda siyaset üstü de. 39 ilçe ile gerçekleştirilen koordinasyon kurulu toplantıları sayesinde, pandemiyle mücadeleyi, İstanbul geneline yaydık. 39 ilçeden yöneticiler dahil, insanı merkez alan bu sorumluluk anlayışına, bu duruşa herkes saygı gösterdi. Her şeyin üstünde tuttuğumuz sağlık ve İnsanımız için taşıdığımız bu sorumluluk asla değişmeyecek. Bilim insanlarımızın salgının henüz bitmediği konusunda uyarıları var. İnşallah olmasın; ama görüyoruz ki, şu anda bile en azından komşumuz İran ikinci dalgayı yaşıyor. İsrail ve Yunanistan’da da vaka sayılarında büyük artış var. Ülkemizde Nisan ayında salgının etkilerini yoğun bir şekilde yaşadık; fakat Gaziantep, Konya, Diyarbakır, Şanlıurfa gibi illerimizde halen vaka artışları var. Yaz aylarında ülkemize giriş çıkış yapan turist sayısının artması, yaz aylarında gerçekleşen mevsimlik işçilerin iller arasındaki hareketliliği; insanların, tatil ve iş dolayısıyla, iller arasında mobilize olması; memleket ziyaretleri ve havaların soğumasıyla birlikte, kendini gösterecek influenza gibi pek çok nedenle, ilerleyen süreçte, vaka sayılarının artma olasılığı var. Şubat-Temmuz döneminde sahip olduğumuz tecrübeler ışığında eksikliklerimizi gördük, sürecin iyileştirilmesi için nelere ihtiyaç duymaktayız, biliyoruz ve bunları düzenleyerek koordinasyon ve eş güdümle, salgının seyrine göre tüm hazırlıklarımızı tamamlayacağız.”