Bu Da Türk Düğünü
Sivasta yaşayan Fatih Köse ve Sivasa 5 bin kilometre uzaklıkta yaşamanı sürdüren Uygurlu Türk kızı Gülsinem alışılmışın dışında bir düğünle hayatlarını birleştirdi.
Haber Merkezi
Sivasta yaşayan Fatih Köse ve Sivasa 5 bin kilometre uzaklıkta yaşamanı sürdüren Uygurlu Türk kızı Gülsinem alışılmışın dışında bir düğünle hayatlarını birleştirdi.Sivaslı Fatih Köse ve Uygur Türkü olan Gülsinem Arziyeva, haberlere konu olan Hint düğünlerinin ardından Sivasta gerçekleştirdikleri Orta Asya Türklerine has bozkır düğünüyle dünya evine girdi. Kazakistandaki bir iş seyahatinde tanışan çift beş ay önce Kazakistanda nikah kıydı. Çift ardından da Sivasta 2 gün iki gece süren bir bozkır düğünü yaptı. Düğünün hazırlıkları haftalarca sürerken, düğün için Sivasın Taşlıdere mevkiinde bir ordugah kuruldu. Atların kullanıldığı düğünde; at üzerinde güreş, koşu gibi etkinlikler gerçekleştirildi.İş gezisi için gittiği 5 bin kilometre uzaklıktaki Kazakistanda eşi ile tanıştığını belirten Fatih Köse, Oradaki düğünü yapalı 4-5 ay oldu ama buradaki düğünü yazın yapmak istedik. Onun Uygur vatandaşı olması hasebiyle benim bu işlerle uğraşıyor olmam hasebiyle ve bu işlerle uğraşan pek çok arkadaşım olması hasebiyle böyle bir düğün yapmak istedik. Yani klasik dönem Osmanlıya olan hayranlığım çok fazla. Yani kıyafetlerinin ihtişamı, teçhizatlarının ihtişamı, o hayatın güzelliği, kültürü, örfü, yaşantısıyla beni etkiliyor. Düğünümü de bu şekilde yapmak istedim. Yıllar içinde böyle bir birikiminiz yoksa, bu eşyaları tedarik etmek bir düğün için oldukça zor. Arkadaşlarımın yardımı ve geçmişten gelen birikimimizle böyle bir düğün ortamı kurgulayabildik. Buraya bir ordugah kurduk ve düğünümüzü yapıyoruz bu şekilde dedi.Düğünümüzü gören şaşırıyor”Köse, düğünden eşi ve kendisinin memnun olduklarını fakat düğünün davetlilerde şaşkınlık oluşturduğunu ifade ederek, Düğünden gayet memnunuz. Sabah saat 10.00da ordugah kahvaltısı ile kazanlarda yumurta kaynatarak düğüne başladık. Ardından damadın yüzüğüne ok atışı yapıldı. Ardından güreşler yapıldı ve çeşitli etkinliklerle devam edecek. Davetlilerimiz ve biz çok keyif alıyoruz. Bu şekilde düğün yapmamıza çok şaşırdılar. Davetiyeleri iki şekilde hazırladık. Birisini el yazması şeklinde bir hattata yazdırdık. O şekilde gönderdik. Diğer davetiyemizi Latin Alfabesi ile günümüz Türkçesiyle yazdırdık ve davetiyemiz bu şekildeydi diye konuştu.Türkiyeye gelin gelmek aklımda yoktu”Türkiyeye gelin olarak geleceğinin aklının ucundan bile geçmediğini dile getiren Gülsinem, Kazakistanda doğdum. Uygur kızıyım. Bana bu ortam çok yabancı değil. Kazakistanda da biz bunun gibi festivaller yapıyoruz. Eski spor oyunları geleneksel spor oyunları oynanıyordu. O yüzdende bu ortam bana yabancı gelmedi. Bana yakın bir ortam. Düğünümüzün bu şekilde olması beni çok mutlu etti. Türkiyeyi de çok sevdim. Buraya gelin gelmek aklımda yoktu. Aklımda evlenmek vardı ama Türkiyeye gelin gelmeyi hayal bile etmemiştim, düşünmemiştim” şeklinde konuştu.