Başkan Tunç Soyer : 'Biz siyasetle zenginleşen siyasetçilerden değiliz'
İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclis toplantısında konuşan Başkan Tunç Soyer, “Biz siyasetle zenginleşenlerden değiliz.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclis toplantısında konuşan Başkan Tunç Soyer, “Biz siyasetle zenginleşenlerden değiliz. Eşinden şiddet gören kadına iş buluyorsak, o kadın kendi ekmeğini kazanıyorsa biz onun aldığı maaşla mutlu oluyoruz. Cebine giren haksız kazançla mutlu olan siyasetçilerden değiliz" dedi. Konuşmasını Mevlana'nın sözleriyle noktalayan Soyer, “Bizi bilen bilir bilmeyen de kendi gibi bilir” ifadelerini kullandı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Aralık ayı olağan meclis toplantısının üçüncü oturumu Başkan Tunç Soyer idaresinde Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde (AASSM) gerçekleşti. 2020 yılının son meclis toplantısında kent için önemli kararlar alınırken,Kültürpark projesi için de yeni süreç başladı. Kültürpark için sivil toplum kuruluşları ve meslek odalarının görüş ve önerileri çerçevesinde yeniden düzenlenen 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ve Plan Raporu önerisi ve 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı ve Plan Raporu önerisi Çevre, İmar, Eğitim-Kültür, Hukuk, Kentsel Dönüşüm ve Fuarcılık komisyonlarına gönderildi. Eşrefpaşa Hastanesi eleştirisine Şehir Hastanesi cevabı Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer, toplantının sonunda muhalefet grubunun eleştirilerine toplu cevap verdi. AK Parti grubunun pandemi döneminde Eşrefpaşa Hastanesi'nin etkin kullanılmadığı yönündeki açıklamaları üzerine konuşan Soyer, “Eşrefpaşa Hastanesi İl Sağlık Müdürlüğü’yle beraber çalışılıyor. Temiz hastane olarak kullandıkları için boş yatak olabilir.Deprem sırasında hasar gördü. Bakıma rağmen hizmet vermeye devam ediyor. 2014 yılında Şehir Hastanesinin temeli atıldı; 30 ayda bitecekti. 6 sene geçmiş. Bunu da bilelim. Keşke o da açılsaydı. 150 yataklı Eşrefpaşa Hastanesi’ni tartışmaktansa…” dedi. Eşimle iftihar ederim AK Partili meclis üyelerinin Köy- Koop Başkanı Neptün Soyer üzerinden yönelttiği eleştirilere detaylı şekilde cevap veren Soyer, şunları söyledi: “Eşim, evim, kardeşim meselesiyle ilgili derli toplu bir şeyler anlatacağım. Diliyorum ki bir daha meclis gündemine gelmez. Meclis çatısı altındaki arkadaşlarımızın vaktini meşgul etmez. Niye bir etik meselesi niye bir hukuki mesele değil. Açmam lazım. Benim eşim matematik öğretmeni. Seferihisar’da yıllarca öğretmenlik yaptı. Bademler'de kooperatifçilikle tanışana kadar öğretmenliğe tutkuyla bağlıydı. Seferihisar’da 2011 yıllarıydı bir kooperatif kurdu. 7 kadınla kurmuşlardı. Önce üretici pazarında tezgah açtılar. Sonra bu kadınlar Sefer Tası adında bir lokanta açtılar. Ev yemekleri yaptılar. Hibe aldılar, pekmez tesisi açtılar. Bu kadınlar e-ticarete başladılar. Tarım Bakanlığı’ndan kaynak buldular, Et Entegre Tesisi açtılar. Bu kadınlar ekmek kazanmaya başladı ve biz de gurur duyduk. O arada İzmir Köy- Koop yönetimine girdi ve başkanlığa seçildi. Sadece erkeklerin olduğu mecrada iki kere üst üste başkanlığına seçildi. Sonra kısa bir dönem Köy- Koop'un Türkiye Genel Başkanlığı'nı yaptı eşim. Hala Hıdırlık Tarımsal Kalkınma Kooperatifi'nde hem de Köy-Koop İzmir'de Yönetim Kurulu Başkanlığı yapmaya devam ediyor. Ben de eşi olarak gurur duyuyorum. İzmir farklıdır. Türkiye'nin her yerinde 'her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır' derler. Ben eşim için tersini söylerim. İzmir'de her başarılı kadının arkasında bir erkek vardır. Ben o erkeğim. Gerçekten iftihar ederim". Büyükşehir ile Köy -Koop arasında ticaret yok Seferihisar Belediye Başkanlığı döneminde tarımı öne çıkartan çalışmalar yaptıklarını hatırlatan Başkan Soyer, "Mandalina üretici birliği kurduk. Mandalinanın kurusunu Türkiye'nin her yerine sattık. Mandalina ürettik. Bizim tek bir mandalina ağacımız olmadı. Neptün Hanım’ın da bugün ineği ya da sütü yok. Bizim yaptığımız şey İzmir Büyükşehir Belediyesi ile kooperatif arasında ticaret değil. Olsa anlarım. Şirketle para kazanırsanız sahipleri bunu cebine koyar. Kooperatifte para kazanırsanız, o para onun ortaklarına ve yatırıma gider. Kooperatif ve şirketin farkı bu" dedi. Neden diğer kooperatiflerden süt alınmasın? Eşi Neptün Soyer'in Tarım Bakanlığı'na bağlı yüzün üzerinde birim kooperatifin çatı kuruluşu olan Köy -Koop'un ilk kadın başkanı olduğunu dile getiren Soyer, şunları aktardı: “Köy-Koop İzmir İl Yönetim Kurulu Başkanlığı'nın 10 yaşın üzerinde bir ticari aracı, bir sekreteri, bir yöneticisi var. Bir de Neptün Hanım… 7 kişilik de yönetim kurulu var. Bütün Köy-Koop bu. Bu Köy-Koop bu kurumsal kapasitesiyle olağanüstü işler yapar. Köy-Koop yüzün üzerinde birim kooperatiflerin koordinasyonunu sağlar. Birim kooperatifler kendi sermayelerin oluştururlar ve kendi ortakları tarafından yönetilirler. Eşimin hayali ve benim desteğim yine ilk kurulduğu yıllarda olduğu gibi Köy -Koop’u dünyaya ihracat yapacak kurumsal kapasiteye kavuşturmaktır. Ben de hangi koltukta oturursam oturayım, gücüm ne kadarına yeterse yetsin destek vereceğim. Tire Süt tek süt alınan kooperatifti, ben adayken çok sayıda kooperatiften süt alınacağını ve daha çok çocuğa ulaştıracağımızı söylemiştim. Neden diğer kooperatiflerden de alınmasın? Bergama ve Kiraz'daki kooperatiflerden de süt almaya başladık. Bergama ve Kiraz belediyeleri AK Partili biliyorsunuz. AK parti meclis üyelerinin teşekkür etmesi gerekirken Tire'den alımı neden azalttığımızı sorguluyor. Köy- Koop o parayı cebine mi koyuyor zannediliyor?” Siyasetle zenginleşen siyasetçilerden değiliz! Soyer ayrıca, “Biz siyasetle zenginleşen siyasetçilerden değiliz. Kentin merkezindeki otobüs garajını plazaya çevirip izin veren siyasetçilerle, yeşil alan planını değiştirip müteahhitlerle iş birliği içinde gökdelen diken siyasetçilerle, Sayın Cumhurbaşkanı'na ‘bu şehre ihanet ettik’ dedirten düzenlemeleri yapan siyasetçilerle ilişkimiz olmaz, onlara benzemeyiz. Bizim bu tür siyasetçilerle hiçbir benzerliğimiz yoktur. Biz ne zaman hangi kazanılan parayla mutlu oluruz biliyor musunuz? Eşinden şiddet gören kadına iş buluyorsak, kendi ekmeğini kazanıyorsa biz onun aldığı maaşla mutlu oluyoruz. Evde midye dolma yapan kadınlarımız var. Pagos Üretici Pazarı'nda şimdi midye satıyorlar. Restoran kurma hayalini kuruyorlar. Dereotlu, cevizli midye yapmaya başladılar. O midyeden alınlarının ak sütü gibi helal kazandıkları paradan mutlu oluyoruz. Acil çözüm ekibi ile gittiğimiz mahallede '30 yıldır bu mahallede oturuyorum ilk defa Belediye Başkanı ile sokakta yürüyorum' diyen muhtarın mütevazı taleplerini karşılamak için yaptığımız harcamadan mutlu oluyorum. Çok mutlu oluyorum.Cebine giren haksız kazançla mutlu olan siyasetçilerden değiliz çok şükür" ifadelerini kullandı. Köy-Koop Başkanı ticaret yapmaz Köy- Koop'un yasal olarak yönetim kurulu başkanının kim olduğunun hiçbir önemi olmadığını aktaran Soyer, "Çünkü Köy-Koop Başkanı'nın ticareti yoktur. Siz milyonluk faturaları çıkarıp sanki onun kasasına giriyormuş gibi söylerseniz bu en hafif tabirle insafsızlıktır, haksızlıktır. Her fırsatta pandemi gibi deprem gibi krizler nedeniyle yakaladığımız ortak çalışma kültürünün ne kadar kıymetli olduğunu söylemeye devam edeceğim. Çünkü bu onurlu çatı altında canla başla görev yapan meclis üyelerimizin hangi siyasi görüşten olursa olsun bu şehre güzel hizmetler yapmak istediklerini biliyorum. Bu krizlerle başa çıkmanın yolu el ele vermekten geçer. Gelin İzmir'in sorunlarını birlikte çözelim. Siyasette yarışacaksak performans üzerinden, icraat üzerinden yarışalım. Bunu birbirimizi incitmeden yapmak mümkün. Birbirimizin eşiyle, kardeşiyle değil. Siyaset ve belediyecilik bir kenti dönüştürme sanatıysa eğer gelin bu sanatı birlikte yapalım. Bu şehrin insanları icraat üzerinden yarışanları takdir eder ve haklarını teslim eder. Bu şehir ve güzel insanları buna değer. Mevlana'nın vuslat yıldönümü nedeniyle onu anarak onun güzel bir lafı ile bitireyim:Bizi bilen bilir bilmeyen de kendi gibi bilir” ifadelerini kullandı. Kürşat Tüzmen, Bülent Arınç da çağırmış Uluslararası Mizah Festivali davetlileri ile ilgili AK Parti grubunun eleştirilerini de yanıtlayan Soyer, “Bu festivalin davetlilerini biz değil bir heyet belirliyor. Sosyal medyaya yansıdıktan sonra biraz araştırdım. Kürşat Tüzmen Bakanlığı sırasında bahsedilen zatı davet etmiş, muhtemelen evinde de karikatürü asılıdır, Bülent Arınç bahsedilen zatı davet etmiş. Bilmiyorsunuz söylüyorum. Biz davet ettiğimiz konuğun hangi değerimize nasıl saldıracağını, saldırıp saldırmayacağını bilemeyiz ki. Bu kişi Le Monde Gazetesi'nin baş karikatüristi.Kendisinin ifadelerini ben okudum. Neyle suçlandığını ama ne ifade etmek istediğini ve ne düşündüğünü kendisi anlatmış. Eğer böyle bir haksızlık ve hadsizlik olursa orada olan herkes gereğini yapar cevabını verir zaten. Milletin kasasından bir şey ödenmiyor, misafirler ücret ödenmeden geliyor. İçiniz rahat olsun" dedi.