Aso Başkanı Özdebir: Ar-Genin Gsmh İçindeki Payının Arttırılması Gerekir
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, Makroekonomik düzeyde ürün inovasyonunun teknolojik değişimlerle ilişkilendirilmesinin kaynağı Ar-Ge faaliyetleridir. Üretim süreçlerinin küresel boyuta yayıldığı süreçte Ar-Genin refahın oluşmasında yeri ve etkisi gün…
Haber Merkezi
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, Makroekonomik düzeyde ürün inovasyonunun teknolojik değişimlerle ilişkilendirilmesinin kaynağı Ar-Ge faaliyetleridir. Üretim süreçlerinin küresel boyuta yayıldığı süreçte Ar-Genin refahın oluşmasında yeri ve etkisi gün geçtikçe önem kazanmaktadır. Bu anlamda GSMH içindeki payının arttırılarak, bu payın da verimli kullanması için denetim mekanizmasının işlerlik kazanması gerekir dedi.ASOnun Eylül ayı Meclis Toplantısı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhanın katılımı ile gerçekleştirildi. Toplantının açılış konuşmasını yapan ASO Başkanı Nurettin Özdebir, dünya ekonomisinde ticaret ve kur savaşlarıyla birlikte ekonomilerdeki dalgalanmaların ve belirsizliklerin artmasının durgunluk endişesini arttırdığını belirterek, Türkiyede bundan etkilenmekte, yüksek kur, yüksek enflasyon ve yüksek cari açık pozisyonunda uluslararası piyasalarından sermaye çekme noktasında zorluklar yaşanmaktadır. Özellikle cari işlemler açığının kapatılmasında gerekli olan yabancı sermaye yatırımlarını, merkez bankasının faiz oranlarını arttırarak finanse etmesi, iç piyasada yatırımları olumsuz yönde etkilemekte ve makroekonomik dengesizliklerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Türkiye ekonomisinin üretim ve ihracat arz yapısı göz önüne alınarak, kısmı bir ithal ikameci rejimle, kendi kaynağını kendisi yaratabilen bir ülke haline gelmemiz gerekir. Ülkenin ekonomik bağımsızlığını elde edilmesinde yegane ve tek çıkar yol budur diye konuştu.Ar-Genin GSMH içindeki payının arttırılması gerekirTürkiyede kaynak oluşturmadaki en önemli sorunun üretilen ürünlerin niteliğinin yetersizliği olduğunu belirten Özdebir, Uluslararası arenada rekabet edebilirlik, çağdaş ve verimli teknolojileri kullanmaktan ve yüksek katma değerli mal ve hizmet üretmekten geçmektedir. Yüksek katma değerli ve yüksek teknolojiye dayalı ürünler üretmek, ülkemizin kaynak oluşturması ve gelişme stratejileri açısından büyük önem arz etmektedir. Makroekonomik düzeyde ürün inovasyonunun teknolojik değişimlerle ilişkilendirilmesinin kaynağı Ar-Ge faaliyetleridir. Üretim süreçlerinin küresel boyuta yayıldığı süreçte Ar-Genin refahın oluşmasında yeri ve etkisi gün geçtikçe önem kazanmaktadır. Bu anlamda GSMH içindeki payının arttırılarak, bu payın da verimli kullanılması için denetim mekanizmasının işlerlik kazanması gerekir. Ar-Ge ile birlikte teknoloji üretimi, yüksek teknolojili mal üretimine katkı sağlayacak, kaynak oluşturmak açısından önemli fırsatları ortaya çıkartacaktır. Teknolojik yeniliğin ve Ar-Genin sağlayacağı imkanlarla sürdürülebilir bir ekonomik büyüme olgusu gerçekleşeceği aşikardır dedi.Programla birlikte TLye güven artacakKısa vadede kaynak ihtiyacının sağlanması, mali disiplinin sağlanmasından geçmektedir diyen Özdebir, sözlerini şöyle sürdürdü:Bunu gerçekleştirmek için ilk aşamada kamu tasarruf politikaların devreye sokulması gerekir. Ekonomide ortaya çıkan yatırım tasarruf dengesizliği, transfer harcamalarında katılığın sağlanması, sosyal yardımlar ve teşviklerde seçici davranılmasıyla gerçekleşecektir. Özellikle bu tür harcamalarda verimliğin esas alınması için ivedi olarak politika belirlenmesi, ülke geleceği açısından büyük önem arz etmektedir. Sürdürülebilir bir büyüme ve rekabet avantajının sağlanması, dış çevresindeki fırsat ve tehditlere odaklanılarak firmaların içsel analiz ile güçlü ve zayıf yönlerinin belirlenmesi, dışsal analiz ile dış çevredeki fırsat ve tehditlerin belirlenerek önümüzdeki dönemde ona göre ekonomi politikaları belirlenmesi gerekmektedir. Bu anlamda kur, faiz ve enflasyon sarmalının, ülke ekonomisine getirdiği maliyetin Yeni Ekonomi Programı ile birlikte aşılacağını düşünüyorum. Özellikle kamu harcamalarında kısıtlanmaya gidileceği ve yüksek maliyetli projelere başlanmayacağına ya da devam edenlerin erteleneceğine yönelik açıklamalar, piyasada rahatlatıcı etki ortaya çıkaracaktır. Bu uygulamayla sağlanacak kamu tasarrufunun, kaynak yaratma açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum. Programla birlikte Türk lirasına olan güven artacak, bu güven artışı bütün makroekonomik değişkenleri olumlu etkileyerek, ekonomimiz yeniden dengelenme ve ayarlama sürecine gireceğini düşünüyorum.